1997- 2013 yılları arasında doğmuş olanlara Z kuşağı dendiğini artık hepimiz biliyoruz. Bu yeni tüketici jenerasyonu üzerinde yapılan sayısız araştırma yıllardır gazetelere, televizyonlara haber oluyor. En büyüğü 25 yaşında olan bu kuşağın tüketici eğilimleri hakkında yapılan araştırmalarda yıllardır şu tanımlar yapılıyordu: Çevreci. Deneyim odaklı. Asla marka bağımlısı değil. Geri dönüşüm ve ileri dönüşüm gibi yaklaşımları destekliyor. Doğaya meraklı. Tüketim odaklı değil. Vintage ve ikinci el ürünleri seviyor...
Yani sonuç olarak hepimiz dünyanın geleceğini tavırlarıyla değiştirecek yepyeni, parlak bir jenerasyonun yavaş yavaş hayatımıza karışacağı için oldukça heyecanlı ve mutluyduk... Ancak çeşitli krizlerle ve son olarak da pandemiyle karşı karşıya kalan bu jenerasyon tabir-i caizse pek de umduğumuz gibi çıkmadı. Yine yapılan araştırma sonuçlarına göre Z kuşağı söylemleriyle, eylemleri taban tabana zıt bir kuşak olma yolunda inanılmaz bir hızla ilerliyor.
Arka arkaya yapılan çeşitli araştırmaların sonuçlarına göre bu jenerasyonun doğayı koruma, tüketime karşı olma sadece dilinde. Ancak iş uygulamaya gelince hızlı modaya en fazla yatırım yapan jenerasyon olarak tarihe geçmek üzereler. İnternet üzerinden ikinci el alışveriş yapılan thredUP sitesinin kurucusu Anthony Marino, "Aslında hepsi doğru olan şeyi yapmak istiyor. Sonuçta medyadan da geri dönüşümü, ikinci el ürünleri, vintage kıyafetleri, ileri dönüşümü okuyorlar. Ama iş uygulamaya geldiğinde trendleri takip etme güdüleri ağır basıyor. Bunu harçlıkları ölçeğinde yapmaya çalışıyorlar. Ucuz kaynaklara yöneliyorlar ve doğal olarak hızlı tüketim markalarına destek oluyorlar. Dolaplarında yer alan ürünler birkaç yıkama sonrasında doğrudan çöpe gidecek parçalar ne yazık ki" diye konuşuyor.
Reklam ve pazarlama üzerine çalışmalar yapan Adweek dergisinin Z kuşağı üzerinde yaptığı araştırmaya göre bu jenerasyonun yüzde 74'ü hızlı moda markalarından alışveriş yapıyor. Ve yüzde 50'si alışveriş eğilimlerinin doğrudan doğa üzerinde etkisi olduğunun bilincinde. Araştırmaya katılanların yüzde 50'si hızlı modanın doğrudan doğaya zararlı olduğunun farkında. Peki tüm bunlara rağmen alışveriş alışkanlıklarıyla söylemleri arasında neden bu kadar büyük fark olduğu sorulduğundaysa, yüzde 72 oranında ucuz fiyat etiketli markaları tercih ettiklerini söylüyorlar. Yüzde 53'üyse internet üzerinden hızlı moda markalarından alışveriş yaparak zamandan tasarruf ettikleri inancına sahip...
SOSYAL MEDYA BASKISI
Araştırmaya katılan Z kuşağı üyelerinin beşte biri sosyal medya nedeniyle kendilerini baskı altında hissettiklerini ve trendleri takip edip alışveriş yapmadıkları zaman kendilerini yaşıtlarının gerisinde kalmış olarak kabul ettiklerini söylüyor. Yüzde 42'si hızlı moda markalarından alışveriş yapmanın kendileri için bir alışkanlık haline geldiğini ve bu alışkanlıktan vazgeçmenin çok zor olduğunu ifade ediyor.
Son dönemin en parlak hızlı moda markalarından Pretty Little Thing, Nasty Gal ve Boohoo'yu içinde bulanduran Boohoo PLC grubun bu yıl gelirinin 1.9 milyar sterlini bulması bekleniyor. Bir jenerasyonun bu kadar çılgın bir şekilde hızlı modaya bağımlı olması arka arkaya gazetecilerin de bu konuyu işlemesine hatta çeşitli kitapların piyasaya çıkmasına da neden oldu. Gazeteci Lauren Bravo kısa bir süre önce How to Break Up With Fast Fashion (Hızlı Modadan Nasıl Ayrılırsınız?) isimli kitabını piyasaya çıkardı. Bravo, "Arka arkaya dünya genelinde yaşanan krizler birçok şeyin daha da pahalı olmasına neden oldu. Moda da şu an çok pahalı. Tatile istediği yere gidemeyen, istediği mekanlarda yemek yiyemeyen, hobisine para ayıramayan, sevdiği modaevinden giyinemeyen Z kuşağı tam da bu nedenden hızlı moda markalarından alışveriş yapıyor. Yapamadığı her şeyi ucuz bir elbiseyle telafi etmeye çalışıyor" yorumunda bulundu.
FİYAT BELİRLEYİCİ OLUYOR
Çin'den dünyaya yayılan Shein markasıysa dünya genelinde Z kuşağı'nın en sevdiği marka... Deloitte tarafından kısa süre önce Z kuşağı hakkında yapılan bir başka araştırmanın sonuçları var olan paradoksu daha da net bir şekilde gözler önüne seriyor. Ankete katılan Z kuşağı üyelerinin yüzde 75'i alışveriş yaparken ürünün etiketini incelediklerini ve sürdürülebilir ürünlere yatırım yapmayı tercih ettiklerini söylüyor. Yüzde 62'si ise sürdürülebilir giyim markalarına yatırım yapmayı tercih ettiklerini ifade ediyor. Ancak aynı ankete katılanlar, iş pratik hayata geldiğinde kendilerine en uygun fiyatlı ürünleri alabildikleri ve konunun tercihten çok ekonomik olduğunu ifade ediyor. Yani sonuç olarak dünyayı kurtarmasını beklediğimiz iş hayatına yavaş yavaş atılmaya başlayan bu jenerasyon sosyal medyayı takip edip, çeşitli internet ve alışveriş sitelerinde saatlerini geçirip, en ucuz ve doğaya en fazla zarar veren markalardan alışveriş yapmak dışında pek de bir şey yapmıyor.