2019 yılını, pandemi sürecini, evlere kapandığımız dönemi hatırlıyor musunuz? Normalleşme dönemini, yeni normalleri? Hatırlar mısınız, "Dünya çok büyük ders aldı. Bir daha kimse aynı hızlı döngüye, aynı hızlı al-kullan-at kafasına, tükettiğin kadar varsın bilincine gelmez. Hayat eski hızıyla da akmayacak, her şeye bakışımız özellikle moda ve tüketim sürecine bakışımız tamamen değişti" diyorduk hepimiz. Ve şu anda gelinen noktaya bir kez daha bakalım. 2021 itibariyle başlanan normalleşme sürecinin ardından resmen tüm dünya aynı eski hatalara geri dönmüş durumda.
İşin kötüsü dünya daha da fazla krizle, savaşla, ekonomik problemle çarpışıyor. Pandemide kazandığımız bilincin bizi daha iyi bir yerlere götürmesini umuyorduk. Oysa insanoğlu resmen hatalarından hiç ders almadan yeniden delirmiş bir düzeneğin içine hapsetti kendisini. Hem de hayat ve dünya daha da zorlu bir süreçteyken... Hangi coğrafyanın daha fazla savaşla, ekonomik krizle, göçmen problemiyle karşı karşıya kalacağını tahmin bile edemediğimiz bir dönemden geçiyoruz. Ve tüm bu yaşananlara rağmen çok büyük bir kısmımız hala alışveriş yapmayı bir terapi şekli, sosyal statü göstergesi, eğlence olarak görmeyi sürdürüyor.
DENENMİŞ KIYAFETLER ELDE KALIYOR
İngiliz Guardian gazetesi bu bir hevesle satın alınan ve evde denendikten sonra geri yollanan ürünlerin resmen büyük bir kriz haline dönüştüğünü yazdı. Çünkü genel olarak iade edilen ürünlerin ne yapılacağı konusuna kimse tam bir çare bulabilmiş değil. Firmalar da yeniden ambalajlar içinde iade edilen ürünlerin neredeyse yarısını yeniden satışa çıkaramıyor.
Evet evet doğru okudunuz. "Aaaa aldım canım. Denedim olmadı. Ne yapabilirim. Tabii ki geri yolladım. Elimde mi kalsın yani. Onlar da iade edilen ürünü yeniden başkasına satarlar canım bana ne" diyorsanız durum pek de öyle değil. Bir kere iade edilen ürünlerin iade merkezlerine ulaştıkları vakit genel olarak durumları pek de iyi olmuyor. Lekeler, deneme sırasında yırtılmalar, makyaj ve terin kumaşa değmesi, sökülmeler... Yani tüm o ürünleri yeniden elden geçirmek gerekiyor. Gözünüzün önünde canlandı mı sürecin ne kadar meşakkatli ve uzun olduğu? Bir de ne yazık ki ürünlerin çok büyük kısmının kullanılamaz durumda olması oldukça rahatsız edici bir başka durum.
İKİNCİ EL PLATFORMLARDA SATILIYOR
Durum öyle bir hal almış ki aralarında İngiltere'nin de bulunduğu pek çok ülkede bu iade edilen ürünlerin temizlenip, tamir edilip hatta model ve tarzının değiştirilip yeniden satışa sunulmasına aracı olan üretim şirketleri de kurulmuş. ABD'de kurulan ve iade edilen ürünleri üç hafta içinde yenileyip yeniden satışa sokan (Re)vive isimli şirket henüz ilk yılında 3 milyon dolar kar elde etmiş durumda. Şirket yetkilileri denemeden ürün satın alıp-geri aide etme kültürü nedeniyle gelecek yıl ki karlarının 25 kat artacağını ön görüyor.
Şirketin CEO'su Allison Lee, "Bu işle ilgilenmeden önce her geri iade edilen ürünün kısa süre içinde yeniden satışa çıktığını düşünürdüm. Oysa bu süreç bir tüketici olarak ön görebileceğimden çok daha karmaşıkmış. Geri iade edilen üründe bir küçük hata, leke ürünün yeniden aynı şirket tarafından satılmasını engelliyor. Bir de bu duruma Z jenerasyonu arasında oldukça trend olan internet alışverişinde 3 farklı beden ürün sipariş etme konusunu ekleyin. Ortaya tahmin edebileceğinizden bile kötü bir durum çıkıyor. Şirketler ellerinde kalan bu iade edilmiş ürünleri ne yapacağını bilemiyordu. Bizimki gibi şirketler bu ürünlere ikinci kez hayat veriyor. En kötü durumda iade edilmiş ürünler bile kısa süre içinde outlet ya da ikinci el satış noktalarında satışa çıkabilecek hale geliyor" diye konuşuyor.
BAŞARISIZ ALIŞVERİŞ DENEMESİ
"İdil neler oluyor? Tüm bu anlattıklarının modayla olan ilişkisi nedir?" diye sorduğunuza eminim. Dünyanın en büyük üçüncü endüstrisi olan tekstil ve moda endüstrisi tabii ki tüm bu süreçlerin dışında kalacak değil. Bu konuya ise yılbaşı hediyeleri, kara cuma ve indirim dönemi nedeniyle adım atmış bulunuyoruz. İnternet üzerinden, sosyal medyada birinin üzerinde gördüğünüz ve sonra sipariş verip evde denemediğiniz ürünlerin dünyaya ne kadar büyük zarar verdiğinin farkında mısınız?
İnternetten al-evde dene-olmadıysa geri yolla kültürü ne yazık ki al-kullan- at kafasından da fazla dünyaya zarar veriyor. Her bir 'başarısız' alışveriş denemeniz sonrasında dünyaya çok büyük bir kötülük yapıyor ve karbon ayak izinizi artırıyorsunuz. Lojistik firmaları eşliğinde mahalleler, şehirler, ülkeler geçen tüm bu ürünler dünyaya tahmin edeceğinizden de büyük bir zarar veriyor. Bir de ürünleri geri yolladığınız zaman dünyaya ikinci kez zarar veriyorsunuz, bu da cabası. Peki durum tam ne hale geldi merak ediyor musunuz?
GENÇLER ÜRÜNLERİ GERİ GÖNDERİYOR
Yapılan araştırmalara göre sadece İngiltere'de internet üzerinden alınan ürünler 37 milyar sterlinlik bir ekonomiye denk geliyor. ZigZag Global isimli araştırma şirketi tarafından alınan tüm ürünlerin beşte biri geri iade ediliyor. Bu durum tekstil ve moda kategorisinde ise yüzde 50... Araştırma şirketinin CEO'sı Al Gerrie, "Pandemi sonrası şirketlerin internet alışverişinde ekstra kargo bedelleri eklemesinin nedeni artık durumun baş edilebilir durumun ötesine geçmiş olması.
Kimse 'internet alışverişi patlayacak', 'moda şirketleri mağazacılıktan çıkıyor, internet sitelerine yükleniyorlar' haberleri yapılırken kimse durumun bu kadar kontrol edilemez bir hal alabileceğini ön görmemişti" yorumunu yapıyor. Bu duruma çoktan bir isim verildi bile 'iade endüstrisi' ya da 'tersine lojistik'... Bu durumla baş edebilmek için dünyanın dört bir yanında ileri dönüşüm platformları hızla kurulmaya başlandı. Bakalım Z jenerasyonuyla birlikte daha da artan tüketim çılgınlığıyla bu yeni yapılanmalarla baş edilebilecek mi?