Hatırlıyor musunuz pandeminin başlamasından yani 2019'dan hemen önceki bir süreçte moda dünyasında akıllı ve az parçalı kapsül dolaplardan bahsedilmeye başlanmıştı. Sadece 10 parçayla yaşanabileceğini söyleyen moda editörleri, sosyal medya içerik üreticileri vardı. Moda dergilerinde bu tarz haberler yayınlanmaya başlanmıştı, sosyal medyada bu deneyimini paylaşan birçok hesap ortaya çıkmıştı. Ve sonra pandemi sürecine girdik. Tüm dünya; tekstil ve moda dünyasının yarattığı çevre kirliliğinin boyutlarından bahsetmeye ve bu endüstrilerin dünyanın sonunu getirecek olan üç büyük endüstri içinde yer aldığını dile getirmeye başladı.
İnsanlar olan kıyafetlerini ileri dönüşümle yenilemeye, evde kendileri örgü örmeye, kıyafetlerini değiş tokuş yoluyla değiştirmeye başladı. Bir anda modaevleri kendi etik ve çevreci komitelerini kurmaya başladı. Markalar karbon emisyonunu olabilecek en düşük seviyeye getirmek için çalışmalar yapmaya başladı. İkinci el ve vintage mağazaları arttı. Yeni çıkan markaların tamamı çevreci bir duruş sergilediklerini etiketlerinde anlatmaya başladı. Hızlı moda markaları polyesteri nasıl geri dönüşümle kullandıklarını, organik pamuk dışında malzeme kullanmadıklarını anlatmaya başladı. Mağazaların içine geri dönüşümde kullanılacağı belirtilerek, eski giysilerin toplanıldığı kutular yerleştirilme başladı...
Tüm bunlar şu yaklaşık üç yıllık süreçte gözlerimizin önünde gerçekleşti. Biz de üzerinde 'geri dönüştürülmüş polyester', 'organik pamuk', 'karbon salınımını azaltmak için çalışıyoruz', 'bu kutulara atılacak giysiler geri dönüşüm için kullanılacak' yazan minik etiketlere kandık. Kandık ya da kanmak istedik... Pandemi sonrası daha da çok alışveriş yapmak istedik, tüm trendlere uymak, hepsini yakalamak istedik ve sonuçta bir yanda da az da olsa vicdan azabı çektik... Bu vicdan azabımızı markalar bu minik etiketlerle azaltınca biz de daha çok alışveriş yapmayı sürdürdük.
Delice alışveriş yapmaya başladık. Çevreci moda anlayışının temelinin en başta üretmemek ve satın alma yapmamak olduğunu unuttuk. İngiliz Guardian gazetesi tarafından geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir rapor da bunun bir ispatı. Textiles 2030 isimli bu rapora göre pandemi döneminde tekstil ürünü üretimi azalmaya başlasa da kısa süreli bu iyileşme çok uzun sürmedi ve bunun ardından kontrol edilemez bir tüketim çılgınlığı tüm dünyayı sardı.
Yapılan açıklamalara göre 2019- 2022 yılları arasında tekstil üretimi sırasında tekstil firmaları karbon emisyonu miktarını yüzde 12 oranında, su miktarını yüzde 4 oranında azaltmayı başarmışlar. Ancak bu yıl başından itibaren tekstil üretimi yüzde 13, su tüketimi de yüzde 8 oranında artmış durumda...
Araştırmanın yöneticilerinden Catherine David, "Tekstil tüm dünyadaki kötü atık su üretimine neden olan en büyük endüstrilerden biri... Üretilen tekstil atıkları dünyanın farklı noktalarında yok edilmeye çalışılıyor. Bu da büyük bir zarar veriyor dünyaya... Bir de tekstil üretimi sırasında ortaya çıkan zararlı kimyasallar var. Tüm bunların ortadan kalkması için yapmanız gereken şey üretimi azaltmak bu işin temeli. Ancak o kadar çok talep ve bundan dolayı da o kadar çok üretim var ki dünyanın bu hızlı tüketim şekliyle kurtulması mümkün değil" diye konuşuyor.
İngiliz Guardian gazetesi tüm bu kötüye giden süreciyse, "Tam bir alışveriş bağımlılığı dönemi. Sosyal medyanın da etkisiyle dünyanın birçok noktasında ne yazık ki insanlar tüm trendleri takip etmeye çalışıyor. Bir İngiliz ortalama olarak her yıl 28 yeni parça satın alıyor ve dolabına ekliyor. Dünyanın pek çok yerinde bu sayıdan çok daha fazla tüketim yapanlar var.
Her trendi, her popüler parçayı dolabına eklemeye çalışmak demek ne yazık ki doğaya daha da çok zarar vermek demek. Oysa tüketim çılgınlığı özellikle pandemiden bu yana daha da artmış durumda" diye konuşuyor. Sonuç olarak insan oğlunun bitmek bilmeyen tüketim çılgınlığı pandemi gibi çok çarpıcı bir döneme rağmen her geçen gün daha da artıyor. Sosyal medya hesaplarında kullanmanız için bırakılan linklerden alışveriş yaparken bireysel bazda bilinçli olmadığınız zaman tüm dünyaya zarar verdiğinizi de unutmamanız gerekiyor.