Moda üzerine yaklaşık 10 yıldır yazılar kaleme alıyorum. Hem yazılarımda hem de alışveriş ve stil danışmanlığı yaptığım dönemde hep aynı şeyleri söyledim: "Dolabın merkezi siz, sizin vücudunuz, sizin yaşam tarzınız ve sizin maddi durumunuzdur. Sağlam ve kaliteli ürünlerle dolabınızın ana merkezini oluşturmanız gerekir. Sonrasında günün modasına, trendlerine göre dolabınıza bazı parçalar ekleyebilirsiniz. Dolabınızdaki neredeyse tüm parçaların birbirleriyle uyumlu ve kombinlenebilir olması gerekir. Bunu yapma ihtimaliniz olan parçaları çok isteseniz de satın almamalısınız."
STİL SAHİBİ OLMAK ZOR
Bu şekilde oluşturulan bir dolapla stil sahibi olmak da, bir yere giderken çabuk hazırlanmak da, gereksiz yere alışverişe çok para harcamamak da mümkün olur. Aksi durumda siz trendler ve alışveriş çılgınlığı altında ezilirsiniz. Ne dolabınız bu yükü kaldırabilir, ne de siz her gün 3 kez üstünüzü değiştirseniz de tüm satın aldıklarınızı kombinleyip, giyebilirsiniz. İşin ekonomik boyutundan hiç bahsetmiyorum. Neredeyse hiç kullanmayacağınız bir parça için para harcamanız kadar korkunç bir şey düşünemiyorum.
Oysa tüm sistem bizi tam da bu söylediklerimin tersine davranmaya zorlar. Her gün yeni bir influencer sisteme dahil olur. Onun popülarize ettiği ürünleri almaya çalışırsınız. Belki de salonunuzdan çıkmadan, eve kuryelerle gelen ve üzerindeki etiketi asla koparılmayan bir dolap dolusu eşyayla baş başa kalırsınız. Ne o kıyafetler arasında doğru düzgün giyecek bir şey bulabilirsiniz, ne de kendinizi stil sahibi iyi giyinen biri olarak tanımlayabilirsiniz. Dedim ya tüm sistem sizin daha da çok tüketmeniz üzerine kuruludur çünkü...
AZ HARCA, KALİTELİYİ AL
Çok nadir olarak bu genel tavır dışında bazı kırılmalar yaşanabilir. Sürdürülebilirlik konusunun gündeme gelmesi gibi... Minimalist dolapların popüler olması gibi. Sessiz lüks kavramının yükselişe geçmesi gibi... Aynı bu sözünü ettiklerim gibi bir süredir beklenmedik bir trend moda dünyasında etkili olmuş durumda. Bu yeni trendimizde tabii ki pandemi sonrası tüm dünyayı etkisi altına alan ekonomik krizlerin de etkisi büyük. Sosyal medyada 45 milyondan fazla görüntülenmeye sahip son zamanlarda viral olan underconsumption core (az tüketim) trendi...
Bu trend ya da tavır isminden de anlayacağınız üzere aşırı tüketimden vazgeçip yalın bir yaşam tarzı benimsemekle ilgili. Ve yine tahmin edeceğiniz üzere genellikle minimalizm, sürdürülebilirlik ve aşırı tüketim karşıtlığı etrafında şekilleniyor. Kullanıcılar, daha az harcayarak, daha kaliteli ve anlamlı ürünlere yönelmeyi savunuyor. Bu tavır, hızlı moda ve israfın eleştirildiği bir akım olarak öne çıkıyor.
HIZLI MODAYA KARŞI BİR TAVIR
Bunun yanında, ikinci el alışveriş, kıyafet takası ve kendi tarzını yaratma gibi pratikler de popüler hale geliyor. Böylece hem çevre bilinci artıyor hem de bireysel tarzın önemi vurgulanıyor. Bu trend, gençlerin tüketim alışkanlıklarını ve değerlerini şekillendiren önemli bir etki yaratıyor. Sürdürülebilirlik ve tasarruf yapmaya odaklanan bu akım kullanıcıları minimal ve basit bir şekilde yaşamaya teşvik ediyor.
Hızlı moda, mikro trendler ve aşırı tüketim alışkanlıklarına bir yanıt olarak ortaya çıkan bu trend, sadece ihtiyaç duyduğunuz şeyleri satın almayı ve eskiyene kadar tekrar tekrar kullanma konseptini içeriyor. Moda açısından ele aldığımızda kapsül gardıropları oluşturmak, ikinci el alışveriş yapmak, mikro trendlerden kaçınmak, marka araştırması yapmak ve aşırı alışverişten kaçınmak için ideal bir seçenek sunuyor.
UZUN ÖMÜRLÜ VE ZAMANSIZ
Öte yandan trend, daha uzun ömürlü ve zamansız parçalara yönelmemizi sağlarken moda tüketimine daha bilinçli bir yaklaşım yaratmayı amaçlıyor.Kullanıcılar sosyal medya üzerinden tüketimi minimal tutmanın yollarını paylaşıyor. Bazıları kullandıkları eşyaların ömrünü uzatmaya yönelik ipuçları verirken diğerleri kozmetik tüplerini keserek kullanmayı ve bağışlamadığınız sürece yeni kıyafetler almamayı savunuyor. İşin en güzel yanı bu trend sayesinde zaten bir duruşa, modaya dair bir tavra sahip olacağınız için stil sahibi olmanız da çok daha kolay.
TÜM SİSTEM İÇİN YARARLI Düşük tüketim, modada önemli etkiye yol açabilir.
❙ TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI: Tüketicilerin harcamalarını kısması, moda markalarının satışlarını azaltabilir.
Bu, markaların daha sürdürülebilir ve uygun fiyatlı ürünler sunmalarına yol açabilir.
❙ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK: Düşük tüketim, markaların çevre dostu ve etik üretim yöntemlerine yönelmesine neden olabilir. Tüketiciler, artık daha az ama kaliteli ürünler satın almaya yöneliyor.
❙ DÖNGÜSEL MODA: Düşük tüketim, ikinci el alışverişin ve kiralama sistemlerinin popülaritesini artırabilir.
Tüketiciler, sahiplik yerine kullanım odaklı bir yaklaşımı benimsemeye başlayabilir.
❙ İNOVASYON: Moda markaları, tüketici taleplerine yanıt verebilmek için yeni tasarım ve üretim yöntemleri geliştirmek zorunda kalabilir.
❙ TRENDLERİN DEĞİŞİMİ: Düşük tüketim, hızlı moda yerine zamansız ve kalıcı stillerin ön plana çıkmasına neden olabilir, bu da daha az ürünün daha uzun süre kullanılmasını teşvik eder.
BİR İSTEK LİSTESİ OLUŞTURUN
Sık sık savurganlık yapıyorsanız ya da sadece dürtülerinizle alışveriş yapanlardansanız bu yöntem faydalı olabilir. Çevrim içi alışverişi tamamen bırakmak yerine, istek listeleri oluşturmaya veya favori sitelerinizdeki 'sonraya kaydet' sekmelerine ürünler eklemeye başlayın. Ardından, belirli bir ürünü veya ürünleri satın almadan önce ulaşmanız gereken bir finansal hedef belirleyin. Bu, sizi dürtüsel harcamalardan alıkoyarken aynı zamanda akıllıca harcama yapmanızı da teşvik edebilir.
INFLUENCER ÖNERİLERİ GERÇEĞİ YANSITMAYABİLİR
Tek bir influencer'a körü körüne güvenmeyin. Yeni bir ürün arayışında olduğunuzda önerileri ve incelemeleri iyi araştırın. Önerilerin yanı sıra internetteki ürün incelemelerini okuyarak kendi araştırmanızı da yapabilirsiniz. Aynı ürün her kişide farklı etkiler yaratabileceğinden bir ürünü satın almadan önce o ürünün size uygun olup olmadığını çok iyi araştırdığınızdan emin olun. Bu sayede daha az harcama yapabilirsiniz.
OTURUMU KAPATIN
Kendinizi markaların alışveriş sitelerinde ürünler arasında gezinirken ya da sosyal medyada influencer'ların önerilerine kaptırmış bir şekilde buluyorsanız aşırı tüketim döngüsüne yakalanmış olabilirsiniz. Bu uygulamalardan birkaç gün uzak kalarak gerçekten gerektiğinde bakmak üzere sosyal medya kullanımınızı sınırlandırabilirsiniz.