Sevmek ve sevilebilmek... Temelde tüm insanlar bu duyguları hissedebilmek için çabalar. Hiçbir maddi gücün satın almaya yetmediği, hiçbir baskının yok edemeyeceği ve hiçbir güzel şeyin aksini söyletemeyeceği o güzel duygu aşk. Sevmek bir ressamın özenle çizdiği bir resim gibi. Fırçayı çok sıkmadan aynı zamanda tüm duygularını vererek ortaya koyduğu bir sanat. Sevgi aynı bir ağacın kök salması ve meyve vermesi gibi kök salıp ve aynı zamanda meyve vermesi gibi. Ya da bir şairin şiiri gibi derin ve anlamlı. Sevgi, aynı bir bebeğin başını okşar gibi şefkatle ve incitmeden... Sevgiyi ve sevebilme kapasitesini tam anlamıyla öğrenebilmişsek eğer nedensiz sevgi içimizde çiçeklenmeye başlar. Kuşları, ağaçları, hayvanları ve her türlü şeyi ayırt etmeden sever ve ruhunu zenginleştirirsin. Sevgi tüm canlıların içine canlı tohumlar serpiştirir, yeşertir, büyütür. Sevilmek peki... En şanslı duygularımızdan biri, adeta armağanımız. Birçok kişinin yaşayamadığı yaşayanların da kendisini şanslı saydığı o eşsiz duygu. Çünkü bazen kişiler ne yaparsa yapsın bu duyguyla tanışamazlar. Sıcak ve samimi gelmeyen duygular, gerçek hissettirmeyen iltifatlar ve sahte gülümsemeler aradaki tüm güzel duyguları baltalayabilir. Sevilmek ancak bunun için çaba göstermediğinizde güzeldir.
EN BÜYÜK YANILGI: NASILSA BENİ SEVİYOR
Sevgili; kalbimizde önemli ve özel yere sahip kişi. Ama maalesef bazen bu önemli ve özel yere koyduğumuz kişiye olan duygularımızı tam olarak hissettiremiyoruz. Sahip olduğumuz düşünce kalıpları 'nasıl olsa beni seviyor, nasıl olsa beni bırakmaz, bir şey yapmasam da o zaten beni sever' şeklinde hatalı düşünebiliyoruz. İlişkilerle ilgili ilk inandığımız şeyse bir insana ne kadar fazla sevgi hissettirir ve vazgeçilmez olduğu duygusunu yaşatırsam, benden uzaklaşır. Fakat düşünülenin aksine eğer o kişiye değerli olduğunu ve sevildiğini hissettirmezseniz çok daha kolay vazgeçilen olursunuz. Başlangıçta o kişiyi size bağlayan da budur birbirinize karşı gösterdiğiniz işsiz sevgi, ilgi, güven ve şefkat duyguları. Yani ben sana ne yaparsam yapayım sen benimle birliktesin, ya da sana hiçbir şey yapmasam da sen zaten beni seversin duyguları kişinin duygusal olarak daha da uzaklaşmasına yol açacaktır. Vazgeçilmez olan kişiler değil kişilerin hissettirdikleri duygular olmaktadır.
EN ÖNEMLİSİ POZİTİF TUTUM VE DAVRANIŞLAR
Örneğin partneriniz sizi gerçekten çok seviyor yeri geldiğinde size bu duyguları yeterince hissettiriyor. Bu durumda bu kişi vazgeçilmez olmaya başlayacaktır. Çünkü sevmenin ve sevilebilmenin beyinde yarattığı bu duygular kişiyi vazgeçilmez yapmaktadır. Ancak bu kişi sevdiğini ve özen gösterdiğini bize hissettirmezse bu durum o kişiden uzaklaşmaya ve eski iyi duyguların artık yerini kaybetmesine yol açar. Ve artık o kişi sizin için vazgeçilmez değildir. Yani kişileri vazgeçilmez yapan şey ilişkide karşı tarafa yansıttığı pozitif tutum ve davranışlardır. Ayrılmalar, boşanmalar ve aldatmalar... Suyunu vermediğimiz, toprağını değiştirmediğimiz çiçek açabilir mi?
Düzenli ve ilgiyle konuşmadığımız bir bebek konuşmayı öğrenebilir mi? İşte sevgi de sevgiliye ilgi, şefkat gerektirir ve ancak böylelikle büyütür ve süreklilik kazanılır. Bir insanla tanışıp flört edilen aşamada nasıl ilgili ve şefkatliysek sonraki süreçte de buna devam edebilmemiz gerekir. Partnerimiz hayatında önemli bir konumda olduğumuzu ve ona verilen değeri her zaman hissetmek ister. İlgi ve sevgi her gün 'seni seviyorum, sana aşığım' demek değildir tabi sevgi sözcüğünün altını olumlu davranışlarla süsleyebilmektir. 14 Şubat Sevgililer Günü, sevmenin sevebilmenin aşk duygularının en dorukta yaşandığı gün. Peki bu duyguları hissettiğimiz gibi karşı tarafa bu duygularımızı nasıl gösterebilir.
SEVİLDİĞİMİZİN KANITLARI
BİRİNİ SEVDİĞİMİZİN KANITLARI
14 ŞUBAT'TA PARTNERİMİZE NASIL JESTLER YAPABİLİRİZ