Daha sağlıklı bir gebelik ve doğum süreci için kadınların gebe kalma kararı aldıktan sonra doktora başvurmaları gerektiğini belirten Tutar, "Gebelik planlayan tüm kadınların gebelikten en az 1 ay önce 400 μg/gün folik asit kullanmaya başlaması gerekiyor. Folik asit kalıcı sakatlıklara ve bebek ölümüne neden olabilen nöral tüp defektini, bazı kalp kusurlarını ve yüz yarıklarını engelliyor. Şeker hastalığı, nöbet önleyici ilaç kullanımı, ailede nöral tüp defektli birey öyküsü ve folik asit seviyesinde azalmayla seyreden kan hücresi hastalığı olan gebe adaylarının yüksek doz folik asit takviyesi alması şart oluyor." ifadelerini kullandı.
"KALITSAL HASTALIKLAR GEBELİK ÖNCESİ TEDAVİ EDİLİYOR"
Genetik taşıyıcılık testlerinin, kalıtsal hastalığı olan bir çocuk dünyaya getirme riskini belirlemede yardımcı olduğunu aktaran Tutar, "Ülkemizde SMA ve kalıtsal kan hastalıkları (talasemi, hemofili, orak hücreli anemi, eritrosit enzim hastalıkları) taşıyıcı taraması evlilik öncesi sağlık raporu almak için başvuran çiftlere yapılıyor. Eğer testler sonucunda kalıtsal hastalık riski çıkarsa gebelik öncesi dönemde tedavi fırsatına erişilebiliyor. Gebe kaldıktan sonra genetik hastalığa sahip bir bebeğin bu hastalıktan arındırılması günümüz teknolojisinde mümkün olmuyor. Ancak gebe kalmadan önce seçilmiş embriyo transferi ile genetik hastalıklardan kaçınmak mümkün hale geliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Tutar, sağlıklı bir gebelik ve doğum için gebelik öncesi dönemde düzenli beslenme ve egzersiz alışkanlıklarının da büyük önem taşıdığını belirterek, şu tavsiyelerde bulundu:
"Akdeniz usulü beslenmeyi benimsemek ve bu modele bol miktarda et eklemek gerekiyor. Günlük 1 saat yürüyüş ve bol su tüketimi ile birlikte uygun beslenme, gebelik döneminin pek çok hastalığından koruyor. Gebe kalmadan önce tartılmak ve vücut kitle indeksini hesaplamak büyük önem taşıyor. Normal aralığın dışında kalanların normal kiloya ulaşıncaya kadar gebeliğini ertelemesi gerekiyor. Fazla kilolar; düşük, hamileliğe bağlı gelişen yüksek tansiyon, şeker hastalığı, doğumsal sakatlıklar, ölü doğum gibi son derece ciddi sorunlara neden olabiliyor. Ayrıca vajinal doğum yapacak olan kadınlarda doğumun zor geçmesine yol açabiliyor. Fazla kilolar, gebelikte karın ağrısı, bel ağrısı, yorgunluk, nefes alamama, çarpıntı hissi gibi sorunların daha çok hissedilmesine de neden oluyor."
"DÜŞÜK RİSKİNE KARŞI SİGARAYI BIRAKMAK ŞART"
Gebe kalma kararı veren bir çiftin yapması gereken en önemli şeylerden birinin, sigarayı bırakmak olduğunu bildiren Tutar, "Sigara içtiğinizde vücudunuza giren zehirler bebeğinizin oluşumunu sağlayacak olan yumurtanıza ve eşinizin spermine zarar veriyor. Sigara içimi, düşük, erken doğum, düşük doğum ağırlığı ve dış gebelik gibi çok sayıda olumsuz gebelik sonucu ile ilişkilendiriliyor. Gebelik döneminde sigara bebeğinize giden damarlardaki kan akımının bozulmasına, doğumsal sakatlık riskinin artmasına ve en önemlisi 'ani bebek ölümü'ne neden olabiliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Planlanan gebeliğin çok daha sağlıklı olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Esra Oben Tutar, gebelik öncesi yapılması gerekenleri sıraladı:
"Kızamıkçık ve su çiçeği gibi canlı aşılardan sonra gebelik sürecinizi en az 1 ay erteleyin. Gebelik öncesinde Hepatit ve risk altındaysanız cinsel yola bulaşan hastalıklarla ilgili taramanızı yaptırın. Gebe kalmadan önce jinekolojik muayenenizi olun ve smear testinizi yaptırın. Kronik bir hastalığınız varsa, hamile kalmadan önce kontrol altına alınmalıdır. İlaç tedavileriniz gebelik dönemine uygun olacak şekilde yeniden planlanmalıdır. Hamilelikten önce mutlaka genel sağlık muayeneninizi yaptırın. Gebelikten önce diş hekimi kontrolünüzü yaptırın. Sigarayı bırakın. Gebeliğinizin ve doğum sürecinin mümkün olduğunca sağlıklı geçmesini sağlamak için gebelik öncesi kadın hastalıkları ve doğum randevunuzu ihmal etmeyin."