Dizleriniz ağrıyorsa, gözleriniz eskisi kadar keskin değilse, hafızanız sizi sekteye uğratıyorsa ve kilo kontrolünü de beceremiyorsanız tehlike çanları çalıyor, bedeniniz error veriyor demektir. Dikkat yaşlanıyorsunuz!
Durumu, "Yaşlanıyorsunuz" cümlesindeki gibi bir süreç olarak algılarsanız her şey normal. Herkes yaşlanıyor ne de olsa. Ama ya yaşlılık bir süreç değil de bir hastalıksa. İşte o zaman bu hastalığı yenmek için harekete geçmek gerekmiyor mu?
Son yıllarda tıp kongrelerinde en çok konuşulan konulardan biri yaşlılık hastalığı. Gelişen teknoloji, insan vücudunu didik didik eden genetik bilimi, insana adeta yaşlanmayı yasakladı.
Bütünsel tıp uzmanı Dr. Seran Göçer, uzmanlığı nedeniyle bu kongrelerin sıkı takipçisi. Onunla kongrelerde tıp dünyasının neleri tartıştığını, iyi yaşam trendi bir firmanın yaratıcısı Belgin Aksoy ile iyi yaşamın sırlarını, diyetisyen Seçil Kenar'la ne yersek bu hastalıktan korunuz konusunu konuştuk. Bu kadınların hepsi, anlattıklarını uygulayarak yaşlanma hastalığına savaş açan isimler. Onlarla yaşlılık hastalığını masaya yatırdık.
Dr. SERAN GÖÇER (Medikal Estetik ve Tamamlayıcı Tıp Hekimi)
ETİK DEĞERLER İZİN VERSE KİMSE YAŞLANMAYACAK
- Neler konuşuluyor kongrelerde?
- Son beş altı yıldır, bütünsel tıp ve fonskiyonel tıp alanında düzenlenen kongrelerde, yaşlılık bir hastalık konusu olarak konuşuluyor. Bunu araştıran bilim dalı fizyo-patoloji... Fizyoloji hücrelerin sağlıklı çalışmasını inceleyen, patoloji de hastalandığında neler olduğunu inceleyen bölümler. Pandemi sonrası bağışıklıkla ilgili bilgilerin artması, bağışıklığı artırma yöntemlerinin bulunması, yaşın uzamasına, bir nevi yaşlanmanın tedavi edilmesine sebep oldu. Antioksidanların çalışması, doğru antioksidanların kullanılması, hücre hasarının kontrollü biçimde tamir edilmesi daha çok konuşulmaya başlandı. Glutatyon çok ön plana çıktı.
- Nedir glutatyon?
- Karaciğerin salgıladığı bir enzim. Hücrenin içinde çalışan en önemli antioksidan enzimimiz. Çinko, D vitamini, C vitamini var... Ama glutatyon en güçlülerinden biri, orkestra şefi gibi. O yüzden hücre içinde kullanılması daha değerli hale geldi. Laboratuvarlar, hücre içindeki antioksidan düzeyini kan tahliliyle ölçebilir hale geldi. Şimdi senden kan alıyoruz, hücrendeki antioksidan oranını, bir anlamda hücrenin yaşını, hasarını, hücreyi tamir eden antioksidanların oranını tespit ediyoruz. Ona göre ihtiyacın olanı ortaya çıkarıyoruz.
- Hücreyi niye gençleştirmek istiyoruz?
- Bu sadece gençlik için değil. Bir hücrede gençleşme mekanizmaları çalıştığı zaman, çevresindeki hasarlı hücreleri de gençleştiriyor. Bir hücre yaşlanmaya, yani hasar almaya başladığında, etrafındakiler de hasarlı hale geliyor. Bu yüzden tıp, yaşlanma kontrol edilebilir bir hastalık diyor.
- Bu hücre bazında bir tespit... Ama bu iş bu kadar basit değil sanırım. Sadece medikal estetikle sağlanabilecek bir şey değil...
- Gençleşme protokolü bir bütün. Sadece yüzünüze yapacağınız dokunuşlarla yönetebileceğiniz bir şey değil. Hücre hasarı yüksek düzeyde, antioksidan oranı düşük, sigara içen, kötü beslenen, hayata olumsuz bakan, üretmeyen birine yaptığınız dolgu botoks enjeksiyonla, diğerine yaptığınız arasında dağlar kadar fark var.
- Şimdi "Yaşlanma bir hastalık yenebiliriz" diyoruz. 20 yıl sonra durum ne olacak?
- Şu anda insanların 10 yaş genç görünmesi sıradan. 20 yıl sonra bu açık daha da büyür. Tıp etiği ne kadar izin verirse duruma. Bundan 20 yıl önce kök hücre konuşuyorduk ama şu an estetikte kök hücre beklenen seviyeye gelmedi, etik değerler bu işi zorluyor. Etik değerler izin verse kimse yaşlanmayacak. 60-70 sonrası hızlı çöküşü durdurabilsek, hastalanarak değil de, kendi işini hallederek, kemiklerin, kasların yerinde bir ölüm daha güzel sanki.
- Peki neyin yaşlanmasına çözüm bulunamıyor?
- DNA'nın yaşlanmasına çözüm bulunamıyor. DNA'mızda bizi gençleştiren, hasarı tamir eden bir bölüm var. DNA'daki gençleştirme bölümünün tamiri sağlanırsa tümden yaşlanmayabiliriz.
DR. SEÇİL KENAR (Diyetisyen)
ORUÇ TUTUN, PAKETLİ ÜRÜNE YÜZ VERMEYİN
"Tıbbın ve teknolojinin ilerlemesi insan ömrünü çok uzattı. Estetikler, vitamin takviyeleri devreye girdi. Yaşlanma hastalığını yenmenin kuralları basit: Düzenli uyku, her gün düzenli hareket, beslenmede karbonhidratları mümkün olduğu kadar azaltmak, az öğün, düşük kalori...
Çok ağır bir işte çalışmıyorsanız sık sık yemenize gerek yok, öğün sayıları azaldı. Eskiden sekiz öğün önerirken, şimdi iki üç öğüne kadar düştü diyetlerimiz. Hem öğünleri, hem kalorileri, hem de karbonhidratı azalttık. Ve paketli ürünleri çıkardık hayatımızdan. Paketli ürün katkı maddesiyle giriyor vücudunuza. Sağlıklı ve güvenli, evde yapılmış yemeklerle beslenmek çok önemli. Stresi azaltmak da çok çok önemli.
Çoğunluğu Müslüman olan bir toplum olarak orucun faydalarını biz zaten biliyorduk ama oruç farklı dinlerde de var olan kadim bir bilgi. Hem zihni hem vücudu dinlendirmek. Vücudun kendini temizlemesi, oruç. Bu nedenle aralıklı oruç çok önemli bir etken, yaşlanmayı durdurmak için. Uzun süreli açlık çok kıymetli.
Cilt gençliği için ceviz, badem, fındık, balık, yeşil sebzeler, kolajen çok önemli. Kolajeni evde yapabilirsiniz, dışardan alınanlar hâlâ tartışmalı."
BELGİN AKSOY
YATAKTAN BİR AMAÇ İÇİN KALKIN!
"Ölümsüzlüğün sırrına sahip olduğu iddia edilen Kraliçe Elizabeth 96 yaşında hayata gözlerini yumdu. Ölmeden iki gün önce 70 yıllık hükümdarlığı boyunca atadığı 15. başbakan olan Liz Truss ile görüşecek kadar akıl ve beden sağlığı yerindeydi. Bizlere verilen tek ve en büyük hediye olan hayat, nasıl yaşarsak yaşayalım, kim olursak olalım, sonlu. Ölüm kaçınılmaz olan tek gerçek. Küresel antiaging pazar büyüklüğü 2021'de 62,6 milyar dolara ulaştı. Toplum, insanları güzel görünmek için her şekilde teşvik ediyor. Dünya nüfusu bugün 7.9 milyar. Tarih boyunca hiç bu kadar kalabalık olmamıştık. Ayrıca hiç bu kadar yaşlı da olmamıştık. Dünya genelinde 65 yaş ve üzeri kişilerin sayısı ilk kez 680 milyonun üzerinde. 2050'de dünya üzerindeki yaşlı nüfusu iki katına çıkmış olacak ve her beş kişiden biri yaşlı sayılacak.
Yaş alınsa bile genç kalmanın en büyük sırrı, ruhu genç tutmak ve yaşam sevincini kaybetmemektir. Yaş almamıza rağmen genç kalabilmek, iyi olabilmek aslında çocukluktan itibaren doğru alışkanlıklar edinerek, fiziksel, zihinsel ve duygusal açıdan iyi olma halini benimsemek, kendini keşfetmek ve beden ile ruhun bir denge içinde tutabilmektir. Sevdiklerimizle, sevdiğimiz şeyleri yaparak geçen uzun bir ömürden daha büyük bir lütuf olamaz. Bunu 90 yaşımıza gelmeden, şimdi fark edelim. Nerede yaşça genç ama ruhen yaşlanmış ve mutsuz bir insan görsem, o kişinin yaşam amacını bulamadığını düşünürüm. İnsan son gününe kadar yatağından bir amaç için kalkmalı, bence genç kalmanın sırrı bu.