Her an taptaze bir nefese sahip olmak için oldukça basit birkaç yöntem deneyebilirsiniz. Böylece ağız kokusunun neden olduğu endişeleri de geride bırakabilirsiniz. İşte o basit adımlar…
DİLİNİZİ TEMİZLEYİN
Pek çok insan günde iki kez dişlerini fırçalar, ancak pek çok insan dişlerini fırçalarken dilini de fırçalamayı unutur. Nefesiniz kötü kokuyorsa, dilinizdeki kalıntıdan kaynaklanıyor olabilir. Arkadan öne doğru yumuşak bir diş fırçası ile yavaşça fırçalayarak dilinizi temizleyin. Bu durum, nefes kokusu problemini ortadan kaldırabilir.
DAHA AZ ŞEKER TÜKETİN
Çok fazla şeker yemek nefesinizin kokmasına neden olabilir. Şeker, ağzınızdaki bakterilerin fermente olmasına neden olur ve bu da bazı kötü kokuların ortaya çıkmasını kolaylaştırır. Bu nedenle şeker tüketiminizi en aza indirerek ağız kokusu problemini ortadan kaldırabilirsiniz.
DAHA FAZLA EKMEK TÜKETİN
Karbonhidrat ve protein oranı düşük bir diyetiniz varsa bu durum ağzınızda kötü kokulara neden olabilir. Çünkü vücudunuzun enerji olarak karbonhidrat yerine yağ kaynağını kullanma olasılığı daha yüksektir. Bu durumda, vücudunuz yağ yakar ve bu da vücudunuzda kimyasalların birikmesine neden olur ve bu kimyasallar ağzınızda hoş olmayan kokulara neden olabilir.
YETERLİ SIVI TÜKETİMİ
Bol su içmek, taze bir nefese sahip olmaya katkıda bulunabilir. Ancak daha da iyi sonuçlar için onu başka bir içecekle değiştirebilirsiniz. Onun yerine çay içmeyi deneyebilirsiniz. Bir fincan zencefil ve limon çayı nefesiniz için harikalar yaratabilir. Zencefil gerçek bir mucize olabilir. Mide bulantısı hissettiğinizde harikalar yaratır ve ayrıca şişkinlik, mide ve bağırsak problemlerine karşı da yardımcı olur. Üstelik, kan basıncınızı düşürür ve bağışıklık sisteminizi güçlendirir.
BAHARATLAR
Zencefil ile aynı aileye ait olan kakule, Hint mutfağının önemli bir parçası olan tatlı bir baharattır. Çok sayıda antibakteriyel özellik içerir, bu nedenle doğal bir ağız ferahlatıcı olarak kullanılır. Yani, hızlı bir şekilde taze nefese sahip olmak istiyorsanız, kakule tohumunu çiğneyebilirsiniz.
