Yaşlanma sürecine yaklaşmanın doğal bir yolu, olumlu bir bakış açısına sahip olmaktır. Oscar ödüllü aktris Jennifer Connelly, People'a verdiği röportajda bahsettiği gibi; kadınların güzelliğini gençlikle bir tutuyoruz ve bu üzücü. Çoğumuz için yaşlı bir kadının güzelliğini takdir etmenin ve bunu kendimizde kabul etmenin o kadar zor olması çok yazık...
Kuzey Dakota Eyalet Üniversitesi, "Araştırmalar, yaşlanma konusunda olumlu algılara sahip insanların, olmayanlardan 7,5 yıl daha uzun yaşadığını göstermiştir" açıklamasında bulundu. Buna ek olarak, yaşlanmaya ilişkin olumlu algılara sahip kişilerin deneyimlerine dair bakış açısı:
İşte bu gençliği devam ettirmenizi sağlayacak o formül…
ANTİOKSİDANLAR
Doğal olarak antioksidan tüketimi, genel sağlık için oldukça önemli. Hücresel düzeyde yaşlanmayla mücadele etmenizin de formülü olan antioksidanlar, yaşlandıkça doğal olarak azalmaya başlayan her şeyi, yeniden yerine koyabilmenize imkan tanıyor.
Beslenme Uzmanı Lisa Richards, beslenmenize antioksidanları eklemenin, cilt görünümünü iyileştirmenin en iyi yolu olduğunu, bu bitki bileşiklerinin yalnızca daha genç bir cilt değil, aynı zamanda gerçekten sağlıklı bir cilt tabakası sunarak birçok sorunu iyileştirebileceğini dile getiriyor.
Üstelik diğer krem veya serumların aksine, antioksidanlar kullanmayı bırakmanız durumunda etkisini kaybetmiyor. Geçici bir değişiklik yerine kalıcı bir düzelme sunan antioksidanlar, cilt sağlığını iyileştirmede oldukça etkili.
Antioksidan tüketimi sayesinde sağlıklı bir cilt tonu, yaşlanmayla ortaya çıkan çizgileri engelleme, canlı, esnek bir cilde sahip olabilirsiniz. Ayrıca antioksidanlar, kronik hastalık riskini engellerken, fit bir bedene sahip olmanızı da sağlıyor.
ŞEKER TÜKETMEYİ BIRAKIN
National Library of Medicine'da yayınlanan bir araştırmaya göre; şeker tüketiminin yaşlanan cilt üzerindeki etkisi, tamir edilemez sonuçlara sebep olabilir. Doktor Andrew Nish, şekerin cilt de dahil olmak üzere şekerin hem cilt yüzeyinde hem de vücutta birçok yönden yaşlanmaya neden olduğnu anlattı.
Muzdan örnek veren Nish, bir muzu tezgaha koyar ve kabuğu açarsanız 24-48 saat içinde kahverengiye döndüğünü, bunun da muzdaki şekerlerin proteinlerle reaksiyona girerek çapraz bağlanmalar ve kahverengileşme sonucu doğurduğunu belirtti. İşte muzdaki bu sürecin aynı zamanda şeker tüketiminde bizim de vücudumuzda oluştuğunu anlatan Nish, glikoz ve fruktoz molekülünün "kahverengileşme" reaksiyonunu yedi kat hızlandırdığını belirtti.
Cildin, esnek ve yumuşak hale getiren kolajen ve elastinle tepkimeye girerek sertleşmesine neden oluyor. Nish, tükettiğiniz şeker oranı arttıkça sorunların da arttığını belirtti. Artana akne, kırışık görünümü, boyun ve çenede sarkma, ciltte koyu lekelenme, yaraların daha yavaş iyileşmesi gibi sorunlar bu problemlerin yalnızca bir kısmı.
PROTEİN TÜKETİMİNİ ARTIRIN
Uzmanlara göre; protein tüketimi beden sağlığınızı korurken aynı zamanda genç görünen bir ciltte sunuyor. Protein, hücre ve doku oluşumu için önem taşırken, bir yandan da cildin sıkı, elastik ve genç görünmesini sağlayan önemli bir yapı taşı olarak öne çıkıyor.
Protein cilt için en önemli kolajen üretimi destekleyicisinden biri. Tavuk, balık ve yumurtanın yanı sıra peynir, fıstık ezmesi ve mercimek de önemli protein kaynakları arasında yer alıyor. Beslenme Uzmanı Mitchelle Wright, kolajenin vücutta doğal olarak bulunsa da yaşla birlikte üretiminin azaldığını bu nedenle kolajen üretimini destekleyecek olan besinlerin tüketiminin önemli olduğunu dile getiriyor.
CİLT BAKIM RUTİNİNE DİKKAT!
Ciltteki bozulmalarla kendini gösteren yaşlanma süreci, sıvı dengesizliği, elektrolit ve protein kaybı, D vitamini üretimi, duyusal algı ve diğer organların zararlı çevresel teması gibi sebeplerle bu yaşlanma süreci artababilir. Bu nedenle iyi bir cilt bakım rutini, tüm bu sorunlarla mücadele etme konusunda öne çıkıyor.
Hem iç hem de dış faktörlerin önem taşıdığı cilt yaşlanması faktörlerine dair "doğal yaşlanma karşıtı cilt bakımının" önemine vurgu yapan uzmanlar, nemlendiriciler, antioksidanlar, vitaminler, hidroksi asitler, cilt aydınlatıcılar, güneş kremleri ve anti-enflamatuar bileşenleri içeren ürünler kullanılması gerektiği belirtiliyor.