Serumlar ve kremler uygulandıkları bölgedeki yaşlanma belirtilerini yavaşlatabilirken vücudunuzda meydana gelen yaşlanma ile savaşamazlar. Ancak vitaminler iki yönlü de çalışarak kalıcı gençliğin sırrını oluştururlar.
YAŞLILIK KARTIŞI VİTAMİNLER
Vitaminler ve besin takviyeleri, özellikle eksikliği olan bireylerde, ihtiyaç duyulan besinleri sağlamaya yardımcı olur. Uzmanlara göre, birçok yetişkin yeterli D ve B12 vitamini almadıkları için önlenebilir yaşa bağlı bozukluklara maruz kalır. Bununla birlikte konu yaşlanma olduğunda tüm vitaminler aynı etkiyi göstermez. Konu genç, ışıltılı, kırışıksız ve yenilenmiş bir cilde sahip olmaya gelince en etkili vitaminleri şöyle sıralanıyor;
KOLAJEN
Yaşlanmayı geciktirmenin en temel anahtarı kolejenden geçer. Bu nedenle birçok gençleştirme tedavisinde de kolajen yer almaktadır. Bu madde ciltteki kolejen üretimini arttırdığı gibi cildin yenilenmesini ve canlanmasını sağlar.
Kolajen, cildin korunmasında önemli bir yeri olan proteindir ve yaşlandıkça vücutta daha az üretilerek kırışıklıklara ve sarkmalara neden olur. Kolejenin vücutta üretiminin 20'li yaşlardan itibaren azalmaya başladığı düşünülmektedir. Bu nedenle üretilmeyen kolejenin yerine dışardan takviye almaya başlayabiliriz. Yapılan araştırmalar kolajen takviyelerinin cilt elastikiyetini arttırdığı ve kırışıklıkları azalttığı göstermektedir.
A VİTAMİNİ
A vitamini yaşlanmanın hem iç organlarınızdaki hem de dış görünüşünüzdeki etkilerini önler ve yavaşlatır. Aynı zamanda retinol olarak da bilinen A vitamini yaşlanma karşıtı takviyelerde ve serumlarda temel bileşen olarak kullanılır.
Vücudumuz tarafından üretilemeyen bu vitamini, A vitamini bakımından zengin besinleri yiyerek ta da takviye şekilde alarak tüketmemiz gerekir. Bu vitaminden elde edilen tretinoinin kolajen üretimini arttırdığı ve kırışıklıkları azalttığı kanıtlanmıştır. Bu nedenle konu yaşlanmayı geciktirmek olduğunda A vitamini altın anahtardır.
İç organlarımız da ilerleyen yaşla birlikte yaşlanma belirtileri gösterir ancak A vitamini sadece cildinize yardımcı olmaz; aynı zamanda iç organlarımızın da genç kalmasına yardımcı olur. Daha iyi görme ve daha güçlü bir bağışıklık sistemini desteklediği gibi kalbin ve akciğerlerin düzgün çalışmasına yardımcı olur.
D VİTAMİNİ
D vitamini aynı zamanda güneş ışığı vitamini olarak da bilinmektedir. Bu vitamini almanın en temel yolu güneş ışığına maruz kalmaktır. Güçlü bir yaşanma karşıtı olan bu vitamin, aynı zamanda yaşlanmaya bağlı rahatsızlıklara karşı bir savaşçıdır.
Araştırmalar D vitamininin ciltteki kırışıklıklara ve çizgilere yol açan en büyük etken olarak ultraviyole ışınlarından korunmanıza ve bu sayede erken yaşlanmayı önlemeye yardımcı olduğunu göstermektedir.
E VİTAMİNİ
Yaşlandıkça vücudun sağlıklı kalabilmesi için daha fazla E vitaminine ihtiyaç duyduğu bilinmektedir. Aynı zamanda bağışıklığı düzenlemede de önemli bir rol oynar. Cildin ilk savunma katmanlarından olan E vitamini, vücutta doğal olarak bulunsa da maruz kalınan güneş ışınları tarafından hızla tüketilir.
E vitamini, hücrelere zarar veren ve yaşlanmayla bağlantılı olan serbest radikalleri, kararsız atomları nötralize eden güçlü bir antioksidan olduğundan bu durum sağlığınızı tehdit etmektedir. E vitamini, cildi sadece kırışıklıklardan ve ince çizgilerden korumakla kalmaz, aynı zamanda kolajen üretimini de hızlandırarak hücre yenilenmesini hızlandırıp yeni cilt hücrelerinin büyümesini hızlandırır.
Bu vitamin cildiniz kadar vücudunuz için de sağlıklıdır. Bilişsel gerilemenin önüne geçtiği gibi kalp hastalıklarına yakalanma riskinizi de azaltır.
RESVERATROL
Sıkça konuşulan kolajen, A ve D vitaminin yanında resveratrol ise az bilinen etkili bir antikordur. Yaşlanmaya karşı en güçlü silahlardan biri olan resveratrol, üzüm ve ahududu gibi meyvelere kırmızı rengini veren maddedir. Kırışıklıklar ve ince çizgilere karşı savaşan bu madde aynı zamanda cildi güneş ışınlarının yarattığı erken yaşlanma belirtilerine karşı da korur.
ÇİNKO
Vücudumuzun üretemediği bir diğer madde olan çinko aslında çok önemli işlevlere sahiptir. Proteinleri sentezlemek, bağışıklık sistemimizi düzenlemek ve yaraları iyileştirmek dahil birçok şey için çinkoya ihtiyaç duyarız. Bu nedenle mutlaka dışarıdan takviye olarak alınması önerilmektedir.
Ek olarak çinkonun yaşlanmaya karşı mücadelede ettiği ve çinko eksikliklerinin yaşlanma sürecini hızlandırdığı, yaşa bağlı hastalık ve enfeksiyon riskini önemli ölçüde arttırdığı bulunmuştur.