Tarihi kaynakları incelediğimizde, Antik dönemden günümüze kadar birçok geleneğin aktarıldığını görüyoruz. İşte Antik dönemdeki oldukça ilginç adetler...
VEFAT EDEN KİŞİYE ADIYLA ÜÇ KEZ SESLENİLEREK…
Eskiçağ Tarihi Araştırmacısı Ersan Sezmez, "Antik dönemde mezar ve cenaze töreni önemli unsurlardı. Ölen bir kişinin mezarı olmadığı takdirde ruhunun acı çekeceğine inanılırdı. Cenaze törenleri ölen ruhun huzura kavuşup dinlenmesi ve mutluluğu için düzenlenirdi. Törenlerin sonunda vefat eden kişiye adıyla üç kez seslenilerek "sağlıklı ol" denilirdi ve mezar taşlarına (bizim bugün söylediğimizin aksine) "sit tibi terra levis" yani toprağın hafif olsun yazılırdı." dedi.
Tıpkı günümüzde olduğu gibi o zamanki mezar taşlarında da ölen kişinin kim olduğuna dair bilgiler mevcuttu:
"Burada yatan Gokon'un oğlu Gokondur ve Gokon'un kızı Pythistir."
"Bu mezarı kim açarsa gebersin, mahvolsun, yerin dibine batsın."
CENAZE TÖRENLERİNDE NEDEN SİYAH GİYİLİR?
Sezmez, "Antik Roma'da çok sevilen biri öldüğü zaman geride kalanlar altınlarını ve gösterişli süslerini çıkararak yas dönemine girerlerdi. Bu kişiler kayıplarından dolayı duydukları üzüntüyü ifade etmek amacıyla siyah renkli sade giysilere bürünürlerdi. Bugün hala vefat edene duyulan saygıdan dolayı cenaze törenlerinde gösterişli kıyafetler ve aksesuarlar tercih etmekten uzak durulur, törenlerde sade ve genellikle de siyah kıyafetler giyilir." ifadelerini kullandı.
YENİ DOĞAN BEBEĞİ AĞLAYARAK KARŞILAYIP, CENAZEYİ SEVİNÇLE UĞURLUYORLAR
Eskiçağ Tarihi Araştırmacısı Ersan Sezmez, açıklamalarına şöyle devam etti; "Bugünkü Trakya'ya da adını veren ve bölgenin antik kavimlerden biri olan Trakların ise ölüme bakışı çok farklıydı. Birçok kabileden oluşan Trakların ölüme dair görüşlerini "tarihin babası" unvanına sahip olan Yunan tarihçi Herodotos'un yazdıklarından biliyoruz: "Yeryüzünde Hintlilerden sonra en kalabalık olanlar Trakyalılardır. Trausililer, öbür Trakyalıların göreneklerinden, yalnız doğum ve ölüm konusunda ayrılırlar. Bir çocuk doğdu mu, yakınları bu küçük yaratığın çevresini alır, doğduğu şu andan başlayarak başına gelecek olan kötülüklerden ötürü yakınıp dövünmeye başlarlar ve insanların payına düşen bütün acıları özetlerler; buna karşılık ölüleri sevinç içinde toprağa verirler ve bunu sefaletin yükünden kurtuldu, öbür dünyanın mutluluğuna erişti diye yaparlar."
EVİN KEDİSİ ÖLÜRSE EVDEKİLERİN HEPSİ KAŞLARINI KAZITIYOR
"Ölüme dair çok daha ilginç âdetlerden biri ise Mısırlılara ait ve bunu yine Herodotos aracılığıyla öğreniyoruz. Antik Mısır'da evin kedisi doğal bir sebepten ölürse eğer o evde yaşayanların hepsi kaşlarını; eğer ölen köpek ise kafa da dahil olmak üzere tüm vücutlarını kazıtırlardı…"
KONUŞMANIN ORTASINDA ANİ BİR SESSİZLİK VARSA…
"Antik Yunan'da hararetli bir konuşmanın ortasında yaşanan ani bir sessizlik anında ise Hermes'in (Tanrıların habercisi) o mekanı ziyaret ettiğine inanılırdı. Günümüzde ise bazı bölgelerde, konuşma sırasında yaşanan ani sessizlik durumu, o anda bir yerlerde bir kız çocuğunun doğmuş olduğunun habercisi olarak yorumlanır."
BİZDEN FARKLI VEYA DAHA AZ ZEKİ DEĞİLLER
"İster bilinçli ister farkında olmadan olsun bugün hala devam ettirdiğimiz gelenek ve göreneklerimiz geçmişten bir iz taşır. Binlerce yıl önce yaşamış insanların bizden farklı ve daha az zeki olduklarını düşünmek büyük bir yanılgıdır. Yüzyıllar geçse de, teknoloji ilerlese de insanoğlu bazı konularda hiç değişmemiştir."