Sonbaharın hayatımıza giriş yapmasıyla birlikte yorgunluk, halsizlik gibi durumlar da bizlere eşlik etmeye başlıyor. Yazın sıcak, bol gün ışığı aldığımız günleri geride kaldı. Havanın artık soğuk ve rüzgarlı oluşuyla birlikte yaşanılan mevsim geçişlerinin insan psikolojisinde de etkileri görülmeye başlandı. Güneş ışığından daha az faydalandığımız bir diğer adıyla hüzün mevsimi olarak da adlandırılan sonbahar, depresyonu yüksek oranda tetikliyor.
Yeni mevsim, beraberinde bir adaptasyon süreci gerektirir. Sonbahar, kişinin kendisine, çevreye, geleceğe dair düşüncelerinde daha yüksek oranda olumsuz düşünce ve inançlarında artışa sebebiyet verebiliyor.
Artık tatilin ve sıcağın sona ermesi, iş hayatın, aile, çocuk gibi durumlardaki sorumlulukların artması bu olumsuz düşüncelere girmeyi daha da kolaylaştırıp hayata olan bakış açımızı olumsuz yönde etkileyebiliyor. Değişen yaşam şartları, sorumluluklar sonucunda bu role bir anda hızlı geçiş ise kişide bir anda karamsarlık duygularının hakim olmasına neden oluyor. Bu durum tüm düşünce ve inanış sistemimizi etkilediğinden ötürü karamsar şekilde düşünüp karamsar şekilde hareket ediyoruz.
KIŞA ADAPTE OLMAK ELİMİZDE
Bu mevsimi, hüznün mevsimi haline getiren şey sadece yaşamımızın değişen şartları olmuyor. Sonbahar konulu şiir, şarkı, resimlerdeki roller adeta kişiyi sonbaharın hüzünlü ve karamsar etki havasına büründürüyor. Oysa ki, sonbahar hüznün mevsimi olmaktan çok doğanın kendisini yenilemesidir. Ağaçların, bitkilerin, hayvanların, insanların yenilenme dönüşümüdür. Kişinin de kendi çürük yapraklarından arınıp, kış şartlarına daha iyi adapte olabilmesi için adeta verilen bir ön hazırlık zamanıdır.
Ancak sonbahar yapraklarının birer birer dökülmesiyle birlikte eğer ümitsizlik, karamsarlık duyguları yaşamaya başladıysanız bu durumu daha en başındayken değiştirmek mümkün. İş yaşamınız, aileniz, arkadaş ortamınız sizi tür bir ruh hali için de olumsuz yönde etkileyebilir. Bu durumdan hiç etkilenmemek yapabileceğimiz çok şey var.
DOĞAYA DÖNÜN, TEKNOLOJİYE MESAFELİ OLUN
- Değişen hava şartlarının sizi doğadan uzak tutmasına izin vermeyin. Açık havada bol bol yürüyüşe çıkmayı yeni mevsimi tüm duyularınızla hissedip adapte olmayı ihmal etmeyin.
- Çalışma, iş veya okul yaşamında kendinize ufak molalar vermeyi unutmayın. Mola zamanınızı teknolojik aletlerle geçirmeyin. Bunun yerine kendinize size iyi gelen bir içecek ısmarlayın veya uzun zamandır bulunduğunuz ortamı ufak bir süre terk edip bulunduğunuz konumdan ayrılın.
- Yeni bir dönemin başlamasıyla birlikte kişi kendisine birçok sorumluluk ve görev verebiliyor. Bu da kişide stres, mutsuzluk ve öfke yaratıyor. Kendinize yüksek bir anda ulaşılması zor hedefler koymak yerine küçük hedefler koyun. Hedefinizi gerçekleştirdikçe yeni bir hedef eklemeyi ihmal etmeyin. Kendinize fazla yüklenmemeniz gerektiğini unutmayın.
- Olabildiğince alkol ve sigaradan uzak durun. Bu gibi maddeler ruh halini olumsuz yönde etkileyebilecek uyarıcı maddeler içerdiğinden ötürü başlangıçta kişide daha sakin, huzurlu bir ruh hali yaratıyormuş gibi hissettirse de zaman geçtikçe olumsuz etkilerin daha da artarak geri geldiğini görmemize sebep olur.
- Fiziksel sağlığınıza özen göstermeyi unutmayın. Giyiminize ve vitamin alımınıza dikkat edin. Mevsim geçişleri bağışıklığımızın düştüğü ve hastalığa en meyilli olunan dönemdir. Fiziksel sağlığın bozulması psikolojik sağlığı da direkt olarak olumsuz yönde etkiler. Fiziksel sağlığın bozulması da kişinin depresyon tablosuna daha da yakınlaşmasına sebep olur.
- Bulabildiğiniz her arada kendinizle vakit geçirmeyi ihmal etmeyin. Sevdiklerinizle zaman geçirmek için vakitler yaratın, kendinize sinema-tiyatro etkinliği ısmarlayın.
- Mevsimle birlikte daha fazla yağlı ve ağır yemekler yenmesi gerektiği düşüncesi yanlıştır. Mümkün oldukça yağlı yiyeceklerden uzak durup karbonhidrat ve protein bakımından zengin gıdalar tüketmeye çalışın. Ve özellikle bol bol su için.
- Uyandığınızda yaptığınız ilk şey telefonunuzu elinize almak olmasın. Güne başladığınızla tüm perdeleri açıp gün ışığının içeri girmesine izin verin. Camı açıp içinize bol bol oksijen çekmeyi unutmayın.
- Kendinize yeni mevsimle yeni bir hobi oluşturun. Bu durum yaptığınız keyifli etkinliği bulunulan mevsimle eşleştirip daha iyi hissetmenize yol açıp dikkati farklı yönlere çektiğinden ötürü olumsuz ruh dalgalanmalarından sizi koruyacaktır.
- Hep aynı şekilde düşünmek ve hissetmekten sıkılmadınız mı? Bundan dolayı kendinize yeni bakış açıları edinmeye çalışın. Kişisel gelişim kitapları okuyun, eksik olduğunuz kişisel yönlerinize gelişim için yatırımlar yapın.
- Beden sağlığı yanında ruh sağlığınıza da önem verin. İkisinin bir bütün olduğunu unutmayın. Bedeninizi ve ruhunuzu rahatlatıp sakinleştirecek egzersiz ve etkinlikler bulun. Ve bunları yaşam rutinlerinize dahil edin.
- Toprakla bağ kurun. Bir çiçek veya sebze ektiğiniz ufak bir bahçeniz, eğer bir bahçeniz yoksa da evde camınızın önüne ektiğiniz bir çiçek edinin.
- Yatmadan önce yaşadığınız günü gözden geçirin. O günle ilgili hayatımıza odaklanarak en az üç tane mutlu olmak için sebep bulup bir kağıda not edin. Diğer güne uyandığınızda ilk olarak bu maddeleri okuyarak güne başlayın.
- Kendiniz için değil başkaları için de bir şeyler yapmaya gayret edin. Birine herhangi iyilik yaparak o kişiyi mutlu etmek, ruh halini olumlu yönde etkiler. Bunu ille de maddi yardım gibi görmeyin. Birine su getirmek, kahve yapmak, teşekkür etmek, sevdiğinizi söylemek de sizi zenginleştirir.