Antik Mısır'da "tanrıça"dan, Batı Avrupa'da "cadı"ya… Bugün 27 Ekim Dünya Kara Kediler Günü. Bahtı da, rengi de "kara" kedilerin günü. Nesillerce mitlerin, batıl inançların kurbanı olsalar da tatlılıkları ve oyunculuklarıyla evlerin neşesine dönüşen kedilerin günü… En yakın arkadaşları siyah patileri, onların gününde SABAH'a anlattı: O benim antidepresanım.
ORTA ÇAĞA UZANIYOR
Kara kediler… Kısa tüylü ve orta boyutlarda olan bu kediler, kedi ailesinin diğer üyelerinden farklı olmasalar da tarih çizgisinde hep çok farklı konumlarda oldular. Mısır mitolojisinde Tanrıça Bast'ın yarı kedi yarı insan olarak tasvir edilişi, insanları tanrılara yakınlaştırdığına ve iyi şans getirdiğine inanılışı, mücevherlerle süslenişi… Tüm bunlar kara kedileri Orta Çağ'a kadar çok kudretli bir konumda tuttu.
MISIRDA TANRI AVRUPA'DA ŞEYTAN
Kara kediler 13 yüzyıl Avrupa'sında eski statüsünü çoktan kaybetmişti. Hristiyanlığın yayılmasıyla çok tanrılı dinlerden geriye kalan kültürlere olumsuz anlamlar yüklenmeye başlamış, el üstünde tutulan kara kediler de bu anlayıştan nasibini almıştı. Özellikle de gece vakti karanlıkta görünmeyen siyah tüylerine rağmen sahip oldukları parlak gözleri onların "cadı" olduğu inanışını kabul görür hale getirmişti. Birbirini takip eden nefret zincirine yeni bir halka da 13. yüzyılda Papa 9. Gregory'den geldi. Gregory'nin kara kedileri "cadı" olarak ilan etmesi, yüzyıllar boyunca milyonlarca kedinin öldürülmesinin ve "uğursuz" sayılmasının önünü açmıştı.
ARTIK SADECE BATIL İNANÇ
Batıl inançların zamanla yerini bilime bırakmasıyla kara kedilerin kara talihi geç de olsa dönmeye başladı. Bu farkındalığın oluşturulması hedefiyle 2011'den bu yana her 27 Ekim Dünya Kara Kediler Günü olarak kutlanıyor.
"ANTİDEPRESANIM GİBİ"
Kara kedi sahipleri, siyah tüylü patilerle arkadaş olduktan sonra değişen hayatlarını SABAH'a anlattı. Bursa'da yaşayan hemşire İrem Ay(26) "Ben de küçükken kara kediler uğursuz sanıyordum. Pera'yla tanıştığımda henüz bir buçuk aylıktı, sokakta onu kimsesiz görünce dayanamadım eve aldım. Bir daha da bırakamadım. Ne zaman üzgün olsam, sinirli olsam hemen yanıma gelip beni teselli eder, antidepresanım gibi. Siyah olduğu için dışlandığını bilmek beni ona daha çok bağlıyor. Tek dezavantajı karanlıkta görünmüyor olması, bir gün kuyruğuna basacağım diye ödüm kopuyor" dedi.
HAYATIMIZI DEĞİŞTİRDİ
İstanbul Fatih'te yaşayan ev hanımı Ayşe Cin "Bir arkadaşımızın kedisi 4 yavru doğurdu. 3 yavru beyaz bir yavru siyahtı. Siyah olanı çok beğenmediler. Biz de başka bir aileye sahiplendirmek için geçici olarak kendi evimizde bakmaya karar verdik. Onu eve aldığımızda annemi kaybetmiştik, hem de benim eşim de kara kedilerin uğursuz olduğunu düşünenlerdendi. Gece'yle birlikte yaşamaya başlayınca bu batıl inancı hep birlikte yendik. Gece çok farklı bir kedi. Bizimle konuşuyormuş gibi hissediyorum. Evde ses yükseldiğinde bile hemen yanımıza gelir, bizi mutlu etmeye çalışır. Benim oğlumun kedi ve köpek fobisi vardı, 5 yıl kekeme kaldı bu fobi yüzünden. Gece ile oğlumun fobisini bile yendik. O ailemizin vazgeçilmez bir parçası artık" ifadelerini kullandı.
REŞO İLK GÖZ AĞRIM
Diyarbakır'da yaşayan İngilizce öğretmeni Zeynep Hazal Sancar Gül "Reşo ile ağabeyim sayesinde tanıştım. O sokaktaki kedileri besler zamanla da güvendiği kişilere sahiplendirirdi. Ama Reşo siyah olduğu için onu isteyen kimse olmamıştı. Biz de eşimle onu sahiplenmek ama ben çok korkuyordum. Nihayet sahiplenmeye karar verince eşim Diyarbakır'dan Ankara'ya arabayla gidip getirdi onu. Üç gün boyunca evin içinde kaçtım Reşo'dan köşe bucak. 4. gün korkumu yenip kucağıma aldım onu öyle mutlu oldu ki… Hemencecik uyuyuverdi kollarımda. Siyah kedi sahibi olarak etrafımdan sıkça duyduğum sözlerden biri de 'Bari güzel bir kedi sahiplenseydin' oldu. O böyle yaratıldı ve yaratıldığı şekliyle, rengiyle sevilmeyi fazlasıyla hak ediyor. Evimizin neşesi kendisi. O hayatımıza girdi gireli eve gitmek için sabırsızlanırız. Hayatımız onunla çok daha dolu dolu, heyecanlı ve anlamlı. Siyah kediler uğursuzluk getirir düşüncesine inat o bize çok uğurlu geldi" dedi.