Türkiye'nin konuştuğu olay Bitlis'in Adilcevaz ilçesine bağlı Göldüzü Köyü'nde gerçekleşti. 10 yaşındaki Mustafa Erçetin ile 9 yaşındaki Polat Ergün'e sokak köpekleri saldırdı. Saldırıyı ailesinden saklayan Erçetin'de olaydan bir süre sonra kuduz belirtileri görülmeye başladı. Hırçın davranışlar sergileyen, sudan korkan ve vücudunda karıncalanma başlayan Erçetin durumu bir süre sonra ailesine anlattı. Ailelerin hastaneye başvurması sonucu çocuklar kuduz şüphesiyle Ankara Hacettepe Üniversitesi Hastanesi'ne sevk edildi. Yapılan testler sonucu Erçetin'e kuduz teşhisi konuldu.
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Süheyla Kömür
KÖPEK ISIRDIĞI ANDA NE YAPILMALI?
Erçetin'in yaşadığı kuduz hastalığıyla ilgili sabah.com.tr'ye özel açıklamalarda bulunan Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Süheyla Kömür, "Kuduza yakalanma ihtimali olan hayvan ısırıkları yeri ne olursa olsun risk oluşturur. Hayvan tarafından ısırılma veya tırmalanma durumunda en önemli adım iyi bir yara bakımıdır. İyi bir yara bakımı, kuduz virüsünün geçişini azaltmadaki en etkili yöntemdir. Süre ve yara bakımı bu anlamda en önemli iki unsurdur." dedi.
Doç. Dr. Süheyla Kömür, ilk müdahalenin önemine dikkat çekerek, açıklamasına şöyle devam etti;
"Tüm yaralanmalarda yara yeri derhal basınçlı suyla yıkanmalıdır. Bu bölge sabunla basınçlı su altında yıkanmalıdır. Sağlık merkezlerinde büyük boy enjektörler ile serum fizyolojik kullanılarak yıkama işlemi yapılıyor. Yıkama işlemi bittikten sonra antiseptik kullanılması önemlidir. Amaç yaralanma bölgesindeki virüsü uzaklaştırmaktır. Önce su ve sabunla yıkanmalı sonrasında antiseptik kullanılmalıdır. İlk anda dikiş ve benzeri girişimler yapılmaz çünkü bu virüsün yayılarak vücudun içine geçmesine neden olabilir."
KUDUZ VİRÜSÜ NASIL BULAŞIYOR?
"Isırılma sonrası sadece aşılama yeterli olmaz. Bu bölgenin mekanik temizliğinin sağlanması da oldukça önemli." Diyen Kömür, kuduz virüsünün bulaşma alanlarını şöyle sıraladı;
KUDUZ ÖLÜMCÜL BİR HASTALIKTIR VE EN ETKİLİ KORUNMA YÖNTEMİ…
Kömür, "Kuduz, ölümcül bir hastalıktır ve hastalık ortaya çıktıktan sonra tedavi edilmesi mümkün değil. Burada en önemli durum erken müdahaledir. Erken müdahale ile hastanın klinik tablosunun hafif geçmesi sağlanabilir. En etkili korunma yöntemi hastalığa yakalanmamaktır. Kuduz virüsüne maruz kaldığı düşünülen hasta hemen aşı olmalı gerekiyorsa immun glübalin denilen koruma tedavisinin yapılması gerekiyor. Aşıyla birlikte kuduz virüsüne karşı antikor içeren serumlar uygulanır. Erken dönemde uygulanırsa kişinin hasta olması engellenir." dedi.
KUDUZUN İLK BELİRTİSİ GRİBE ÇOK BENZİYOR
"Kuduz, bir virüsün yaptığı enfeksiyon tablosudur. İlk belirtiler gribe çok benziyor." diyen Kömür, kuduz belirtilerini şöyle sıraladı;
KUDUZ NEDEN SU KORKUSUNA YOL AÇAR?
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Süheyla Kömür, kuduzun yarattığı su korkusunu şöyle açıkladı; "Sudan korkma hidrofobi olarak adlandırılır. Sadece su değil tüm sıvılara karşı korku hissedilir bunun sebebi aşırı ağrı hissedilmesidir. Sudan korkma, aslında yutma güçlüğü nedeniyle sıvı içmeye karşı hissedilen korku hissidir. Kişi, suyu görünce o yutma hissini hatırladığı için korkar. Yutak kaslarında kasılmalar meydana gelir, yutma refleksi bozulur. Suyun görüntüsü, tadı ve sesiyle hissedilen yoğun kas spazmları sudan korkmaya neden olur."
"Hayvanlarda, şiddetli davranış değişiklikleri ve felç durumu görülüyor. Normalde sakin olan hayvan bir anda şiddetli davranışlar gösterir. Veya hiç hareket edemez. Kuduz, hem hayvanlarda hem insanlarda ölüme neden olan ciddi tablolara sebep olur."
BELİRTİ 19 YIL SONRA BİLE ORTAYA ÇIKABİLİR
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Süheyla Kömür, açıklamalarını şöyle sürdürdü;
"Kuduz virüsünün yara yerine girmesi sonrası santral sinir sistemine ulaşarak beyni etkilemesi günler veya haftalar sürebilir. Bu nedenle temas sonrası yapılan uygulamalar koruyucu olabilir. Beyne ulaşma süresini etkileyen birçok faktör vardır. Burada virüsün miktarı, virüsün özellikleri, ısırılan bölgenin baş bölgesine yakınlığı (ne kadar yakınsa o kadar hızlı gelişir), ısırılan bölgedeki sinir dokusunun sıklığı (sinir dokusu sık olan yerdeyse hastalığın ilerleme hızı artar), yaranın büyüklüğü, ısırılan yerdeki koruyucu mataryalin önemi(giysi varsa daha az virüs vücuda girer) tüm bunlar oldukça etkilidir."
"Isırılma ile şikayetlerin başlama süresi uzundur. 1-3 ay içinde çıkabilir ancak bu süre 19 yıla kadar sürebilmektedir. Bu nedenle erken müdahale o kadar çok önleyici etki gösterir."
KUDUZ HANGİ HAYVANLARDAN BULAŞIYOR?
"Tüm sıcakkanlı hayvanlar kuduza yakalanabilir. Köpek, kedi, keçi, eşek, inek, at, kurt, tilki, çakal, kokarca, köstebek, ayı, gelincik, domuz gibi birçok hayvan domuza yakalanabilir. Tüm hayvanların hassasiyeti farklıdır. Bulaştırma açısından hayvanlar arasında farklılıklar bulunuyor. Özellikle çakal, tilki ve kurt en riskli gruptur. Bu hayvanlardan bulaşlara daha sık rastlıyoruz. Yarasalar da insan kuduz ölümlerinde önemli oranda sorumludur. Sonuç olarak hem evcil hem yabani hayvanlar kuduz bulaştırabilir."
KUDUZ AŞISI 24 SAAT BOYUNCA SAĞLIK KURULUŞLARINDA YAPILIYOR
"Kuduz ölümle sonuçlanan bir hastalıktır ve tedbirler hayat kurtarıcıdır. Sağlık Bakanlığı'nın bu konuda güncel rehberi mevcuttur ve bu rehberde şüpheli bir ısırıkta neler yapılması gerektiği açıkça belirtiliyor. Isırılmadan sonra en acil şekilde sağlık kuruluşuna müracaat edilmelidir. Kuduz aşısı 24 saat boyunca sağlık kuruluşunda yapılır. Kedi ve köpeklere muhakkak kuduz aşısı yaptırılmalıdır. Çevrede saldırgan veya felç olmuş hayvanlar görüyorsak yaklaşmamalıyız ve yetkilileri haberdar etmeliyiz. Temaslı kişilere tetenoz aşısı yapılıyor. Her erişkinin 10 yılda bir tetenoz aşısı yaptırması gerekiyor."