Formula 1 Grand Prix heyecanı, bu yıl İstanbul'da siz bu röportajı okurken gerçekleşiyor olacak. Biz de otomobil sporlarının en gözdesi olan Formula 1 yarışlarında neden kadınlar yarışmıyor diye merak edip Burcu Burkut Erenkul ile bir araya geldik. Neden Burcu? Otomobil sporlarına gönül vermiş, 21 yaşında Türkiye'nin en genç kadın ralli şampiyonu unvanını taşıyan, 'Rüzgarınkızı' takma adlı ya da son zamanlarda hepimizin adına aşina olduğu "Aman Şevval Hanım, yapmayın" videosuyla otomobilde erkeklere yürek hoplatan genç sporcu. Burcu ile otomobil sporlarının anaokulu diye nitelendirdiği karting pistinde, Tuzla Şelale Park Karting Pisti'nde bir araya geldik; hem Formula 1'i konuştuk hem de otomobil sporlarında kadın olmayı...
- Formula 1 yarışlarında neden kadın yarışçı yok?
- Bu soruya tek bir yanıt vermek mümkün değil. Otomobil sporlarının Türkiye'de ve dünya çapında gelişmesiyle ilgili bir durum bu. Hem zor hem de fazla istikrar istiyor. Çok ciddi bir fiziksel ve mental güce ihtiyaç var. Bir kadının bu sporda yarışabilmesi için bir erkekten daha fazla antrenman yapması lazım. Bir diğer en önemli konu sponsorluk... Yatırım yapılırken ilk erkek sporcular akla geliyor. Bir kadının sponsor alabilmesi için güçlü ve istikrarlı olması ve bu sporu ne kadar çok yapmak istediğini göstermesi lazım. Sponsorluk olmadan da maddi olarak tek başınıza yürüteceğiniz bir spor değil çünkü çok pahalı.
- Erkek egemenliğinin sonuna kadar yaşandığı bir spor oluyor haliyle.
- Otomobil sporları, otomobiller dünyada da hep daha çok erkeklerin konuştuğu bir alan.
Kadınlar yeni otomobillerle iç içe olmaya, otomobil hakkında konuşmaya başladı. Erkek egemenliğinde bir spor ama bu spora ilgi duyan bir kız çocuğuna çok küçük yaştan yatırım yapılırsa farklı olabilir. Motor sporları disiplinini, kültürünü anlamak açısından insanın hayatına değer katıyor ve rotanı da ona göre çiziyorsun.
- Konuyu biraz daha açar mısınız?
- Çok küçük yaşlardan itibaren hem algısal hem fiziksel olarak bir kız çocuğunu bu spor dalında geliştirebilirsiniz. Çünkü kız çocuklarının ilgi alanları da ilgilendikleri spor dalları da bambaşka. Kondisyon olarak güçlenecekleri sporlar yaptırılmalı. Bir kadın bu sporu yapmaya gönül verirse çok fazla emek harcayarak kendini bu sporun içinde tutabilir. Formula 1 pilotu olmayabilirsiniz, bu sadece otomobil sporlarının branşlarının bir tanesi oluyor. Copilot, test pilotu, hakem, gözetmen olabilirsiniz.
- Bir kadın olarak Ralli Şampiyonu oldun, hem de 21 yaşında. Hikayeniz nasıl başladı?
- Yedi yaşımda babamın sayesinde başladım. Çok küçük yaşlarda başlamak tabii ki büyük bir şans. Bir kız çocuğu olarak babamın böyle bir özel ilgisi olmasaydı ve yönlendirmeseydi belki bu sporla daha geç yaşlarda tanışacaktım ve ilerleyemeyecektim. Babam her hafta sonu; yağmur, çamur, kar dinlemeden beni Tuzla'da Karting Pisti'ne götürürdü. Özellikle yağmurda yapılan antrenman kişiyi çok geliştirir. Babam pistte diğer babalarla pet şişeleri dizerdi, pist çizgisi yapardı. Eğer biz o pet şişeleri devirirsek; bize koca pisti tek başımıza yürüme ve tekrar şişeleri dizme cezası verilirdi. Bu beni çok geliştiren bir şey oldu. Erkek rakiplerime karşı gelişeyim diye babam ciddi emek harcadı.
- Mesela siz bu kadar bu mesleğe gönül vermiş, çabalamış birisiniz, Formula 1'e gidemez miydi yolunuz?
- Rotamı kartingle başlattım ama Formula 1'de yarışacağım diye çizmedim. Oraya gitmek için çok fazla desteğe ihtiyacım vardı, hayal olarak kalırdı. Bu spor bir atletizm gibi değil, şampiyonluk geldi, olimpiyatlara gittin gibi ilerlemiyor ve rotayı da kişi kendisi çiziyor.
- Neden hayal olarak kalırdı?
- Çünkü bu işe çok ciddi maddi yatırım gerekiyor. Benim önceliğim otomobil sporlarını yapabilmekti. Destek gelmesini beklemeden destek bulmak için kendim çok çalıştım. Kendime uygun olan branşı ralli olarak belirledim ve bu şekilde bir yol çizdim. Formula 1 bu yolun en zorlarından biri. Kadın olarak annelik hormonlarıyla doğuyoruz ve dolayısıyla bizim kafamız daha komplike çalışıyor. O yüzden fiziki kondüsyon ve mental olarak çok fazla çalışmak gerekiyor. Kan ter içinde arabayı itiyorsun, lastik değiştirmen gerekiyor. Takla atan arabayı geri düzeltmen ve yola devam etmen gerekebiliyor. Bunlara hazırlıklı olan ve çok çalışan her kadın bu sporu yapabilir. Zorluklar olsa da bunun altından kalkabilecek kadınlarımıza yatırım yapılırsa ilerleyen yıllarda neden bir kadın Formula 1 pilotumuz olmasın.
NORMAL BİRİ SAYILMAM!
- Pes etmek istediğiniz anlar oldu mu?
- Hem de çok fazla oldu. Destek, sponsor bulmaya çalıştım, bu yolda çok kolay bir yolculuğum olmadı. Ben istikrarlıyım ve hayatın istikrar sonrasında bir takım getirileri olduğunu düşünüyorum. Yıldım ama tekrar devam ettim ve hiçbir zaman spordan kopmadım.
- Peki ya korkularla nasıl başa çıkıyorsunuz?
- Bu spor korkusuz yapılamaz, "korkmuyorum" diyen yalan söylüyordur. Korku, adrenalinini bir noktada tutmanı sağlar. Öbür türlüsü delilik... Otomobil sporları tehlikelidir, tehlikesiz bir spor yapmıyoruz. Kaza sonrası korku eşiğin gelişiyor. Sen arabayla takla atmaktan çok korkabilirsin, ben üç beş kez takla atmışımdır. "Takla atınca bir şey olmuyor" diyebilirim. Daha cesur oluyorsun zamanla.
- Peki siz çılgın biri misiniz?
- Evet, çok normal biri olduğum söylenemez. (Gülüşmeler) Kafam farklı çalışıyor olmalı.
- Kadınsal kaygılarınız oldu mu?
- Güzel görünmek, evlenmek, anne olmak gibi geç kalmışlık hissiyatım hiç olmadı. Çünkü bana yüklenen misyonlar bunlar olmadı, öyle büyütülmedim. Amaçlarım ve hedeflerim bambaşkaydı. Saçımın güzelliği, kaşımın şekli, makyaj gibi şeyler önceliklerim olmadı. Bunlar olmasa da bu sporu bir kadın gibi yapmaya da özen gösterdim.
Her yarışta rimelimle, rujumla, allığımla yarışıyorum. Tabii ki etabın sonunda bunlardan eser kalmıyor.
- Yarıştığın zamanlarda kadın olarak baskı ya da ayrımcılık gördün mü?
- Benim yarıştığım ekiplerde de, rakiplerimde de hiçbir zaman kadın olduğum hissettirilmedi. Onlar zaten otomobil sporları kültürüne sahip oldukları için öyle bir ayrımcılık hiç olmadı. Ama çevremde tabii ki, çocukluğumdan beri öyle bir ayrımcılık gördüm. Karting yaptığımı söylediğimde bile "Akülü arabaya biniyorsun sen! Çarpışan araba mı o" diye küçültmeye çalışanlar oluyordu. Bunu çocuk yaşta yaşayınca büyüdüğünde çok da ilgilenmediğin bir şey oluyor. O yüzden çok etkilenmiyorum böyle şeylerden.
RADYO TV OKUDUM ÇÜNKÜ...
- Geldiğin noktayı kariyerin anlamında nasıl buluyorsunuz?
- Hayallerimin ötesinde diyebilirim ama sportif açıdan tabii ki hayallerim daha çok. Mesela Avrupa'da yarışmak, Dünya Ralli Şampiyonası'na katılma hayallerim var. Sportif anlamda hayallerime ulaşmak tabii ki biraz yavaş ilerliyor, çünkü büyük bütçelere ihtiyaç var. Radyo TV ve Sinema bölümünü bitirdim, bu sporu daha fazla kitleye anlatabilmek için. O taraftan bakınca, hayallerimin ötesinde bir şey yaşıyorum. Viral olan Porsche videosu ve Opet ile iş birliğim sayesinde yaptığım sporu daha geniş kitlelere duyurabildik.
- Formula 1 yarışları İstanbul'da yapılıyor ne söylemek istersiniz?
- Aşırı heyecanlıyım. Biliyorsunuz ki bizim sekinnci viraj meşhurdur, çünkü hız kesmeden aslında üç viraj geçilmesi gerekir orada. Geçen yıl yağmurlu olduğu için virajı hız kesmeden geçememişti yarışçılar bu yıl kuru zemin olursa geçebilecekler ve bunu izlemek çok heyecanlı olacak.
ÖNEMLİ BİR UNVAN AMA KAYBETMEK İSTİYORUM!
- Arkandan gelecek, bu spora gönül verecek genç kızlar için ne söylemek istersin? - Hayat zaten çok zorlu bir yarış. Ben ralliyi o yüzden hayata benzetiyorum. Kendimize yol notu çıkarıyoruz, dümdüz giden bir yol notu ama aslında orada virajlar, tümsekler var, lastik patlattığınız anlar var. Oralara hazırlıklı olabilmek, mental olarak kuvvetli olabilmek için de ilk çıkan engelde pes etmemek lazım. Pes etmeden, üzerine giderek, istikrarlı çalışmak zaten güçlendiriyor. Dışarıdan ne kadar baskı görseniz de "Yapma bunu ya, ne gerek var bunlarla uğraşıyorsun" gibi, sözlere kulaklarını tıkamalı kızlar. - Bu sporu daha geniş kitlelere yaymak adına eğitim vermeyi düşünüyor musunuz? - İleriye dönük bu tarz projeler düşünüyorum özellikle kadınlara yönelik ama beş, 10 yıl sonra. Çünkü daha kariyerimi tamamlamadım, genç sayılırım otomobil sporları için ve önümde daha kilometreler var. - En genç kadın ralli şampiyonusunuz, bu unvanı taşımak size ne hissettiriyor? - Çok güzel, gurur veren bir şey çünkü 21 yaşımda bu unvanı aldım. Ama istiyorum ki artık birisi arkamdan gelsin ve bu unvanı devredeyim. Ben de yeni bir şeyin peşinden koşayım.
30 MİLYON KEZ İZLENİNCE FARKINDALIK YARATTIK
- Gerçekten son zamanların en çok viral olarak başarıya ulaşan video çalışması oldu. Bu video ile neyi göstermiş oldun ve hayatın nasıl değişti?
- Kadınların da otomobili rahatça, erkeklerden de daha iyi kullanabildiğini, onlara alan açtığınızda her şeyi başarıyla yapabileceğini gösterdik. O noktadan bakınca mutluyum. Daha fazla projelerde, daha fazla insana rol model olabilirsem ne mutlu bana. Benim açımdan da; bunca yıldır, erkek egemen bir sporda bir kadın olarak yarışıyorum, ödüllerim var ama bu kadar büyük bir etkiyi bu video sayesinde gördüm. 30 milyondan fazla izlendi.
BASKI ALTINDA ALINAN EHLİYET ÇANTADA KALIYOR
"Kadınların bir yanılgısı var: Otomobili sadece sol koltuktan ibaret sanıyor; 'direksiyon ve ben varım' gibi düşünüyorlar. Eğitim verdiğim zaman kadınları önce otomobilin etrafında üç, beş tur gezdiriyorum ve otomobile dokunmalarını, varlığını hissetmelerini, lastiklerin nereye bastığını görmelerini istiyorum. Otomobilin dört tekerliğin üzerinde gittiğini algılamak lazım. Elbette eğitim sistemi de önemli. Kadınlar hâlâ babadan, eşten ya da abiden öğreniyor kullanmayı. Onlarda çoğu zaman baskı kadının üzerinde ve ehliyetler çantada kalıyor."