Dünya çapında sadece bir yıl içinde yeni 1,9 milyon kalın bağırsak kanser vakası ve 935 bin bu kansere bağlı ölüm vakası tespit edildi. Türkiye Birleşik Veri Tabanı'na göre, kalın bağırsak kansere görülme sıklığı Türkiye'de hem erkeklerde hem kadınlarda üçüncü sırada bulunuyor.
İKİ YILDA BİR ÜCRETSİZ OLARAK TARAMA YAPILIYOR
Erken evrede teşhis edildiğinde, büyük ölçüde tedavi edilebilir bir hastalık olan kalın bağırsak kanseri için Türkiye'de de "Kolorektal Kanser Taraması Ulusal Standartları" belirlenerek uygulamaya konuldu. Buna göre, 50-70 yaş arasındaki kadın ve erkek nüfusa Toplum Sağlığı Merkezlerine (TSM) bağlı olarak faaliyet gösteren kanser erken teşhis, tarama ve eğitim merkezleri (KETEM), sağlıklı hayat merkezleri (SHM) ve aile sağlığı merkezlerinde (ASM) gaitada gizli kan kiti yardımıyla hızlı, pratik ve güvenilir şekilde iki yılda bir ücretsiz tarama yapılıyor.
Türkiye genelinde halen 368 kanser tarama merkezinde ve tüm aile sağlığı merkezlerinde kolorektal kanser taraması yapılırken, uzmanlar ayrıca bu yaş grubundakilere 10 yılda bir kolonoskopi yapılmasını öneriyor. Tarama programı ile 2022'de 1,8 milyon kolorektal kanser taraması uygulandı. Tarama sonucunda "Gaitada Gizli Kan Testi (GGKT)" pozitif olan kişiler, ileri tetkik amacıyla ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarına yönlendirildi.
RİSK ALTINDAKİLER, TARAMA PROGRAMINA 50 YAŞINDAN ÖNCE BAŞLAMALI
Hem çevresel hem de genetik faktörlerin yanı sıra aşırı kilolu veya obez olmak, fiziksel olarak aktif olmamak, fazla miktarda işlenmiş veya işlenmemiş kırmızı et tüketmek, tütün ürünleri ve alkol kullanmak ve diyabet - insülin direncine sahip olmak, kolon kanseri etkenleri olarak sıralanıyor. 50 yaş üstü kişilerde taramaların aksatılmaması gerektiği belirtilirken, kalın bağırsak kanseri açısından risk altında bulunanların ise tarama programına 50 yaşından önce başlaması gerektiği uyarısı yapılıyor.
İleri yaş, ırk ve etnik köken, aile bireylerinde kalın bağırsak kanseri öyküsünün bulunması, bağırsak hastalığı olması, tip 2 diyabet hastası ya da böbrek nakli geçirmiş olunması gibi etkenler de hastalık gelişimi açısından risk faktörleri arasında sıralanıyor.