Uyku sağlığı konusunda toplum bilincini artırmak amacıyla başlatılan 'Dünya Uyku Günü'nün bu yılki sloganı "Uyku sağlığına öncelik verin!" olarak seçildi. Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) Uykuda Solunum Bozuklukları Yürütme Grubu adına Prof. Dr. Asiye Kanbay, sağlıklı bir yaşamın en önemli öğelerinden birinin yaşamımızın üçte birini geçirdiğimiz uyku periyodu olduğuna dikkat çekerek, "Uyku bozukluklarının erken fark edilip, doğru teşhis edilmesi, toplumun genel sağlık ve yaşam kalitesini artıracaktır" dedi.
İYİ UYU OBEZİTEDEN KORUN
Prof. Dr. Kanbay, kaliteli ve düzenli uykunun sağlık için çok önemli olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi: "Uyku, sağlıklı bir yaşamın temel taşı. Fiziksel, zihinsel ve duygusal sağlığımızın dengede kalması kaliteli bir uykuyla mümkün. İyi bir uyku düzeni bağışıklık sistemimizi güçlendirir, vücudun kendini onarma sürecini destekler, kalp sağlığını korur; hipertansiyon, diyabet ve obezite gibi kronik hastalıkların riskini azaltır. Düzenli uyku kas, doku ve sinir onarımının yanı sıra, büyüme hormonlarının salgılanmasını sağlar. Dikkat ve konsantrasyonu artırarak öğrenme, hafıza ve problem çözme yeteneklerini geliştirir. Ayrıca, duygusal kararlılığı ve stresle başa çıkmayı kolaylaştırır."
SAĞLIKLI BİR UYKU İÇİN UZMANINDAN TAVSİYELER
Prof. Dr. Kanbay, uyku sağlığını öncelik haline getirmenin, genel iyilik halimiz için atabileceğimiz en önemli adım olduğunu belirterek, daha iyi uyku alışkanlıkları geliştirmek için yapılabilecekleri şöyle sıraladı:
Her gün sirkadyen ritme uygun şekilde, gece geç saatlerden önce aynı saatte uyumaya ve sabahları erken saatte uyanmaya özen göstererek, uyku kalitesini artırabiliriz.
Uyku ortamımız ne kadar karanlık, sessiz ve uyku için ideal ısıda ise uyku kalitemiz o kadar artacaktır. Rahat bir yatak ve yastık kullanarak, uyku konforunu artırabiliriz.
Özellikle yatmadan önce telefon, tablet ya da bilgisayar gibi elektronik cihaz kullanımını azaltarak, bu cihazlardan yayılan mavi ışıktan kendimizi korumamız sağlıklı bir uyku için önem taşır. Aksi taktirde mavi ışığa maruziyet uyku hormonu olarak bildiğimiz melatonin üretimini engelleyerek, uykuya dalmamızı zorlaştırır ve uyku kalitemizi düşürür.
Bunun için meditasyon, yoga, ibadet etme ve derin nefes alma gibi rahatlama tekniklerini günlük rutinimize dahil ederek, stresi hafifleterek, uyku kalitesini artırabiliriz.
Yatmadan önce ağır yemeklerden, kafein ve alkolden kaçınmak mümkünse boş ya da boşa yakın bir mide ile uyumak, uyku kalitesini artıracak önemli bir davranıştır.
Gün içerisinde yapılan düzenli fiziksel aktiviteler uykuya dalmayı hızlandırırken daha derin uykuya geçmeye yardımcı olmaktadır. Ancak, uyku saatine yakın yapılan ağır egzersizler ise ters etki göstermektedir.
UYKU KLİNİKLERİNİN SAYISI ARTIRILMALI
Uyku bozukluğu tedavisinde multidisipliner bir yaklaşım gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Kanbay, uyku bozuklukları ile ilgilenen uzmanların, psikologlar, diş hekimleri, kardiyologlar ile iş birliği yapmasının hastaların daha kapsamlı tedavi almasını sağlayabileceğini söyledi. Prof. Dr. Kanbay, "Dünyada ve ülkemizde sayıları yetersiz olan uyku klinikleri ve uyku bozuklukları tanı-tedavi merkezlerinin sayısı artırılarak, bu hizmetlere erişim kolaylaştırılmalı" dedi.
