Tiroidit, tiroid hücrelerinin iltihaplanmasına ve hasar görmesine neden olan tiroid bezine yapılan bir saldırı nedeniyle oluşur. Çoğu tiroidit türü, tiroid bezine saldıran antikorlardan kaynaklanır. Tiroidit genellikle jüvenil diyabet ve romatoid artrit gibi otoimmün bir hastalıktır. Bazı insanların neden tiroid antikorları geliştirdiği açık değildir, ancak aileden geçme eğilimi vardır. Tiroidit ayrıca virüs veya bakteri enfeksiyonu gibi faktörlere bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Antikorlar gibi, enfeksiyonlar da bezlerin iltihaplanmasına neden olur. Son olarak; bazı ilaçlar da tiroid hücrelerini yok ederek tiroidite neden olabilir.
TİROİD BEZİNİN EN ÖNEMLİ GÖREVİ METABOLİZMA HIZINI DÜZENLEYEN HORMONLARI SALGILAMAKTIR
Tiroid, boynumuzun ön tarafında, nefes borumuzun başladığı seviyede bulunan bezdir. Tiroid bezinin en önemli görevi metabolizma hızını düzenleyen hormonları salgılamaktır. Tiroid bezinden salgılanan T3 ve T4 hormonları kalp atış hızı, tansiyon, kolesterol, yağ ve şeker metabolizması gibi çok önemli süreçlerde rol oynar. Kandaki tiroid hormon seviyelerinin düzenlenmesi, hipofiz bezi tarafından salgılanan tiroid uyarıcı hormon (TSH) tarafından gerçekleştirilir.
TİROİD VE HİPOTİROİD FARKLI SONUÇLARA YOL AÇAR
Yetersiz bir tiroid, hipotiroidizm olarak adlandırılır. Tiroid fonksiyonu hipotiroid ise, kalp atış hızı ve kan basıncı düşer, hareketler yavaşlar, uyuşukluk eğilimi olur ve sıklıkla kabızlık meydana gelir. Hipertiroidiniz varsa, yani aşırı aktif bir tiroid beziniz varsa, terleme, titreme, sinirlilik, yüksek tansiyon ve hızlı kalp atış hızı gibi belirtiler yaşayabilirsiniz. Ayrıca hipertiroidide ishal ve kilo kaybı da görülebilir.
EN HASSAS MUAYENE YÖNTEMİ ULTRASONDUR
En hassas muayene yöntemi ultrasondur. 50 yaş üstü sağlıklı kişilerin bile yüzde 50'sinde ultrason ile nodül tespit edilebilmektedir. Aslında, bu nodüllerin yüzde 90'dan fazlası iyi huyludur ve yüzde 10'dan azı kötü huylu (kanser hücreleri içeren) olabilir. Ultrasonografiyi yapan radyoloğun deneyimli olması ve nodüler yapıyı detaylı olarak rapor edebilmesi önemlidir. İnce iğne aspirasyon biyopsisi, ultrasonda çapı 1-1,5 cm'den büyük olan bir nodülün iyi huylu mu yoksa kanserli mi olduğunu anlamanın en kolay yoludur. Tiroid biyopsisi konusunda deneyimli girişimsel radyologlar, ultrason rehberliğinde küçük bir iğne kullanarak nodülden hücreler alır ve bu hücreler mikroskop altında patolojik incelemeye tabi tutularak tanı konur. Biyopsi sonuçları iyi huylu veya kötü huylu olabilir ve bazı durumlarda şüpheli olabilir. Özellikle şüpheli sonuç gelmemesi ve durumun netlik kazanması için patoloji hekiminin mikroskobu ile biyopsiye eşlik etmesi ve alınan materyalin yeterlilik açısından değerlendirmesi çok önemlidir.
İYİ HUYLU SONUÇLAR 6 AYLIK PERİYOTLARDA TAKİP EDİLMELİDİR
Biyopsi sonuçları iyi huylu ise hastanın herhangi bir şikâyeti yoksa 6 ayda bir nodülün ultrasonografisi yapılır. Bununla birlikte, iyi huylu bir nodül belirli bir çaptan daha büyükse, rahatsızlığa neden oluyorsa veya hızla büyüyorsa genellikle tedavi önerilir. İyi huylu nodüllerde tedavi gerektiren şikayetler tiroid nodüllerinin kitle etkisi veya hormonal üretimine bağlı olabilir. Nodülün kitlesel etkisine bağlı olarak kozmetik, yutma güçlüğü, nefes darlığı, ses değişikliği, boyun ağrısı gibi şikayetler olabilir. Ayrıca nodüllerin ürettiği hormonlara bağlı olarak çarpıntı, sinirlilik, el titremesi, uykusuzluk, terleme gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
İYİ HUYLU NODÜLLERDE ALTERNATİF TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?
Tiroid ameliyatının boyunda kalıcı kesi izleri bırakacağı, hastaların ameliyattan sonra ömür boyu sentetik hormon ilaçları kullanmaları gerekeceği ve anestezinin getirdiği riskler nedeniyle birçok kişi ameliyattan caymaktadır. Bu nedenle bazı hastaların nodülleri tedavi edilmediği için çok büyük boyutlara ulaşabilmektedir. Aslında tüm bu yan etki ve riskleri iyi huylu nodüller için yapmak günümüzde modern tıpta sorgulanan bir yaklaşımdır. İyi huylu tiroid nodüllerinin tedavisi için cerrahi olmayan yeni bir yaklaşım (perkütan ablasyon) ortaya çıkmıştır. Bu yöntemde herhangi bir kesi yapılmaz, sadece iğne deliği açılır. Perkütan ablasyon yöntemi cerrahiye iyi bir alternatiftir. Bu yaklaşımda lokal anestezi ve ultrason rehberliğinde çeşitli iğneler kullanılarak nodüle girilir ve nodül lazer, radyofrekans veya mikrodalga enerjisi ile ısıtılarak yok edilir.
Perkütan ablasyon yöntemi aslında tiroid biyopsisine çok benzer. Biyopside iğne ile nodülün içine girip hücreler alınır ancak ablasyonda özel iğneyle girip lokal anesteziden sonra tiroiddeki nodül buharlaştırılacak şekilde ısıtılır. Bu tedavi sonrasında hasta hemen normal hayatına dönebilir.
KİMLER RİSK ALTINDADIR?
Ailesinde tiroid hastalığı öyküsü olan kişilerin tiroid bozukluklarının neden olduğu hastalıkları geliştirme olasılığı daha yüksektir. İyot eksikliği olan toprak alanlarında yaşayan insanlar da yüksek tiroid hastalığı riski altındadır. İyotsuz tuz tüketimi, özellikle genetik yatkınlığı olan kişilerde tiroid hastalığının gelişmesine katkıda bulunabilir. Farmasötik maddeler kullananların yanı sıra farklı nedenlerle aşırı radyasyon almış kişilerin de tiroid hastalığına yatkın olduğu anlaşılmaktadır.
TİROİD HASTALIĞI VÜCUDU NASIL ETKİLER?
Tiroid hastalığı kilo alımına neden olabilir. Tiroid hormonu üretimi azalırsa metabolizmanın yavaşlaması nedeniyle enerji yakımı azalır ve fazla enerji yağa dönüştürülmeye başlar. Vücutta su birikmesi ve ödem oluşumu da kilo alımına neden olabilir.
ÖMÜR BOYU İLAÇ KULLANIMI GEREKİYOR MU?
Bazı tiroid rahatsızlıkları ömür boyu ilaç tedavisi gerektirir. Yaygın tutulumlu ve ilerlemiş Hashimato tiroid (otoimmün tiroid) hastalığı, total tiroidektomi veya yüksek doz atomik (radyoaktif iyot) tedavisinden sonra, yaşam için tiroid hormonlarına ihtiyaç vardır.