Atamer, "Özellikle kefir ve yoğurtta bulunan sağlıklı bakteriler, mikrobiyota dediğimiz trilyonlarca hücreyle beraber olan yararlı bakterilerin sayısını artırıyor, buna bağlı olarak sindirimi kolaylaştırıyor ve vücudun direncini artırarak kilo kaybında dahi etkileri oluyor." ifadelerini kullandı.
Probiyotik, prebiyotikler ve her ikisinin beraber bulunduğu simbiyotik besinlerden bahseden Atamer, şunları kaydetti:
"Prebiyotikler bakterilerin, vücudumuzda bulunan mikroorganizmaların beslenmesinde rol oynayan maddelerdir. Prebiyotikler meyve ve sebzelerde bulunur. Elma, armut, turunçgiller, kayısı, şeftali, enginar, soğan, sarımsak, pırasa, kereviz ve mercimek de bulunuyor. Bunlar vücut tarafından sindirilmeyen fakat vücuttaki bakteriler tarafından sindirilebilen, sonuç olarak bakterilerin beslenmesini sağlayan ve vücuttaki immün sistemin güçlenmesini sağlayan maddelerdir. Günlük diyetimizdeki lif içeriğini artırırsak probiyotiği de sağlamış oluruz."
SAĞLIKLI BİR BAĞIRSAK SİSTEMİ İÇİN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Prof. Dr. Aytaç Atamer, sağlıklı bir bağırsak sistemi günlük beslenme alışkanlığında mümkün olduğu kadar doğal beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.
Her meyve sebzeyi mevsiminde ve azar azar yemek gerektiğini kaydeden Atamer, "İdeal bir bağırsak sağlığı için diyetimizde karbonhidrat, protein ve yağın dengeli olarak bulunması gerekmektedir. Tek yönlü beslenme bağırsak sağlığımızı olumsuz etkilemektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Yapılan bazı ketojenik diyetlerin tek yönlü beslenme nedeniyle bağırsak sağlığını ve vücut immün sistemini bozduğunu vurgulayan Atamer, "Her türlü besinden 'dengeli bir şekilde almak kaydıyla' yemeliyiz, sebze ve meyve ağırlıklı beslenmeliyiz. Evde yapabileceğimiz doğal besinler olarak ev yoğurdu, ev sirkesi, turşular vücut sağlınızın korunmasında rol oynamaktadır. Sadece beslenmeyle değil beraberinde egzersiz yapmalı, alkol ve sigaradan uzak durmalıyız." açıklamasında bulundu.