Psikiyatri Uzmanı Dr. Behiye Büyükgöncü, halk tarafından takıntı hastalığı olarak bilinen obsesif kompülsif bozuklukla ilgili bilgi verdi. Obsesif kompülsif bozukluğunun hayatı zorlaştırdığını belirten Büyükgöncü, "Günlük hayatımızda zaman zaman kaygı ve huzursuzluk gibi duygulara kapılabiliriz. Çoğu zaman bunların üstesinden gelebilir ve sorunlarımızı çözebiliriz. Takıntılı düşünceler günlük hayatımızı etkileyecek aktivitelerimizi kısıtlayacak düzeye gelirse o zaman obsesif kompülsif bozukluk akla gelmektedir" dedi.
Hastalığın halk arasında yaygın olarak 'takıntı hastalığı' olarak bilindiğine değinen Dr. Büyükgöncü, hastalığın iki unsurunu şöyle anlattı: "Obsesyon dediğimiz, kişinin zihnine zorla giren, kişiyi rahatsız eden, zihinden uzaklaştırılamayan takıntılı düşünceler ya da dürtüler olarak tanımlanabilir. Bunlar kişiye yoğun kaygı ve huzursuzluk hissi yaratmaktadır. Bunları gidermek için yapılan tekrarlayıcı davranışlara ya da zihinsel eylemlere ise kompülsiyon adı verilir."
"ERKEN YAŞTA BAŞLIYOR"
Hastalığın erken yaşlarda ortaya çıktığını belirten Büyükgöncü, "Genetik, ailesel faktörler, beyindeki bazı işlev bozuklukları ya da çocukluk travmaları bu hastalığın genel sebepleri arasında sayılabilir. Mükemmeliyetçi, ayrıntıcı, kuralcı kişilerde bu hastalık daha sık gözükmektedir. Hastalık, kültürlere göre değişiklik gösterebilir. En sık karşılaştığımız şikayetler, kuşku, takıntıları ve kontrol etme davranışlarıdır. Bu hastalarımız genelde kapı ve arabaları sürekli kontrol etmek isterler. Ya da istemdışı ağızlarından çıkacak kötü bir söz gibi kuşkular duyabilirler" diye konuştu.
"OMİCRON TEMİZLİK TAKINTISINI TETİKLİYOR"
Dünyada ve ülkemizde yapılan birçok araştırmaya göre anksiyete ve depresyon gibi hastalıklarda artış yaşandığına dikkat çeken Büyükgöncü, "Belirsizlik ve tahammülsüzlük konusunda oldukça hassas olan obsesif kompülsif bozukluk hastalarında pandemi döneminde hem hastalık belirtilerinde hem de hastalığı kontrol etmede artış olmuştur. Sağlık otoriteleri tarafından sürekli uygulanan maske, mesafe ve el hijyeni gibi konular toplumda uygulanması kolay gibi gözükse de oldukça hassas ve kırılgan olan obsesif kompülsif bozukluk hastaları için yıkıcı sonuçlar doğurabiliyor" ifadelerini kullandı.
Dr. Büyükgöncü, temizlik davranışlarının ne kadarının hastalık belirtisi, ne kadarının tedbir amaçlı olduğunun birbirine karışabileceğini dile getirerek, "Pandemi sürecinde, virüsün her yeni mutasyon ve vaka artışıyla birlikte belirsizlik ve güvensizlik ortamı yeniden oluşmakta bu da hastalardaki belirtileri alevlendirmektedir. Son aylarda omicron varyantıyla birlikte Covid-19'un daha bulaşıcı olması, hastalarımızın kötüleşme nedenlerinden biri haline geldi. Bilgiyi doğru kaynaklardan öğrenmek ve yetkili sağlık otoritelerini takip etmek gerekir" şeklinde konuştu.
"GERGİN VE KAYGILI HİSSEDİNCE NEFES EGZERSİZİ YAPIN"
Obsesif kompülsif bozukluk hastalarının stresten uzak kalması gerektiğini vurgulayan Büyükgöncü, şunları önerdi: "Stresin yoğun olduğu bu ortamda psikolojik sağlığımızı etkileyecek aktiviteleri arttırmak gerekir. Her zaman söylediğimiz gibi düzenli uyku, sağlıklı beslenme ve günlük egzersiz çok önemlidir. Kendimizi gergin ve kaygılı hissettiğimiz durumlarda nefes egzersizleri veya gevşeme egzersizleri yapılıp rahatlama sağlanabilir."