Ailesi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden Kayseri'ye ve ardından İstanbul'a göç eden Şenler, ekonomik durumlarının bozulması üzerine ortaokuldan ayrılarak Ermeni bir terzinin yanında çalışmak zorunda kaldı. Şenler, 14 yaşındayken Yelpaze dergisinde kaleme aldığı hikayelerle yazı hayatına başladı.
"ŞULE YÜKSEL" OLARAK TANINMAYA BAŞLADI
Yazılarında Yüksel isminin önüne Şule'yi de ekleyen Şenler, "Şule Yüksel" imzasıyla kaleme aldığı yazılarla tanınmaya başladı.
Şule Yüksel Şenler, Yeni İstiklal gazetesinin gençlik köşesinde 21 yaşındayken yazmaya başladı, daha sonra Kadın gazetesinde "Duyuşlar-Görüşler" adı altında yazılar yazdı.
Resim, müzik, ney ve kanun eğitimleri de alan Şenler, 1965'te Batılı modern yaşam tarzını bırakarak dindar bir hayata yöneldi ve başını örttü.
Mehmet Şevket Eygi'nin çıkardığı Yeni İstiklal gazetesinde yazılar kaleme alan ve yazıları nedeniyle hakkında davalar açılan Şenler, başörtüsünün eğitimli Müslüman kadının hayatına girmesine vesile oldu.
ANADOLU'YU DOLAŞARAK KONFERANSLAR VERDİ
Adalet Partisi'ne katılıp Bakırköy Gençlik Kolları, Edebiyat ve Kültür Kolu Başkanlığı yapan Şenler, yazıları ve Anadolu'yu dolaşarak verdiği konferanslarıyla 1960 ve 1970'li yıllara damga vurdu.
Şule Yüksel Şenler'i örnek alan genç kızların başlarını aynı şekilde örtmesi sonucu yaşanan tartışmalar uzun süre gündemde kaldı.
Şenler gibi başını bağlayan tesettürlü kadınların sayısının sürekli artması üzerine bu tür örtünme "Şulebaş" adıyla anılmaya başladı.
Pek çok konuda ilkleri yaşamış, tavizsiz bir isim olarak öne çıkan ve kalemiyle cihat eden Şenler, yayın hayatına 1960'ta başlayan Bugün gazetesinin yazar kadrosunda yer alarak, kadın gazetecilerin parmakla gösterildiği bir dönemde, başörtülü bir kadın gazeteci olarak başladı.
Modayla da ilgilenen Şenler'in çizdiği modern başörtüsü ve pardösü modelleri genç kızlar arasında yayılmaya başladı.
BAŞÖRTÜLÜ ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN SESİ OLDU
Şule Yüksel Şenler, başörtülü öğrencilerin üniversitede tesettürlü bir şekilde okuyabilmelerinin önündeki engellerin kaldırılması talebinin ifade edilmesine de öncülük etti.
Dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'ın "Sokaktaki örtülü kadın ve kızların öncüleri cezalarını çekecekler." sözleriyle işaret ettiği Şenler, bir mektup yayımlayarak, Cumhurbaşkanının Allah'tan ve milletten özür dilemesi gerektiğini kaydetti.
"Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla tutuklanan Şenler, 2 ay sonra affedilmesine rağmen Bursa Cezaevi'nde 8 aylık cezasını sonuna kadar çekti.
ANADOLU'YU DOLAŞARAK KONFERANSLAR VERDİ
Usta kalem, cezaevinden çıktıktan sonra da Türkiye'nin dört bir yanını dolaşarak konferanslar vermeye devam etti.
Hür Söz, Yeni İstiklal, Babıalide Sabah gazetelerinde kadın sayfaları hazırlayan yazar, Bugün gazetesinde köşe yazarlığı yaptı, Seher Vakti dergisinin başyazarı oldu ve 1980'den sonra aralarında Milli Gazete'nin de olduğu gazetelerde yazılar kaleme aldı.
Şenler'in "Huzur Sokağı" adlı eseri, Yücel Çakmaklı'nın yönettiği İzzet Günay ve Türkan Şoray'ın oynadığı "Birleşen Yollar" filmiyle sinemaya uyarlandı. Huzur Sokağı romanı, 2012'de aynı adla televizyon dizisi haline getirilerek izleyiciyle buluştu.
Şule Yüksel Şenler, hayatı boyunca ayrıca "Gençliğin Izdırabı", "Hidayet", "Bize Ne Oldu", "İslam'da ve Günümüzde Kadın", "Duyuşlar", "Her şey İslam İçin", "Uygarlığın Gözyaşları", "Kız ve Çiçek", "Sağ El", "Bir Bilinçli Öğretmen" ve "Yılanla Tilki" adlı eserlere de imza attı.
"BİR ÇIĞIR ÖYKÜSÜ: ŞULE YÜKSEL ŞENLER"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan'ın evliliklerine ara bulucu olduğu belirtilen Şenler'in hayatı, gazeteci Demet Tezcan tarafından, "Bir Çığır Öyküsü: Şule Yüksel Şenler" isimli kitapta kaleme alındı.
Öte yandan usta yazarın adını taşıyan Şule Yüksel Şenler Kız İmam Hatip Liseleri, İstanbul'un Pendik ve Balıkesir'in Karesi ilçelerinde gençlerin hizmetine sunuldu.
Yaşamının son 15 yılını hastalıklarla mücadele ederek geçiren Şenler, yaklaşık 8 ay tedavi gördüğü hastanede, 28 Ağustos 2019'da 81 yaşında vefat etti.
Eyüp Sultan Camisi'nde kılınan namazın ardından son yolculuğuna uğurlanan usta yazarın cenaze merasimine kültür, sanat ve siyaset dünyasından çok sayıda isim katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, geçen sene Lacivert dergisine verdiği röportajda Şenler'in ömrünün, ektiği tohumların açtığı çiçekleri görmeye vefa ettiğini söyledi.
Emine Erdoğan, röportajda "Tesettürün özgürleşmesinde büyük bir misyon yüklendi ve kadınların kalıpların kurbanı olmadan, kendi ilkelerinden ödün vermeden var olabileceklerini gösterdi. Bir anlamda özgürlüğü yeniden tanımladı. İslam'la özgürleşti ve özgürleştirdi. Güçlü bir Müslüman kadın olarak dinin ona verdiği özgür alanın kavgasını verirken, özel hayatında da maalesef sınandığını ifade etmek durumundayız. Ama o her daim, İslam'ın kadına verdiği hakları topluma hatırlatmayı kendine vazife gördü." ifadesini kullandı.
Geçen sene Emine Erdoğan'ın katılımıyla Şule Yüksel Şenler Vakfı tarafından Mihrişah Valide Sultan İmareti'nde "Şule Yüksel Şenler'in Vefatının 1. Yılı Anma ve Vakıf Yönetimi Tanışma Programı" düzenlendi.