Ağrı'da yaşayan, evli ve 6 çocuk annesi Nalan Karakaya, dizindeki menisküs ağrılarını gidermek için akrabasının tavsiyesi üzerine alternatif tedavi yöntemlerini denedi. Dizlerine söğüt ağacı kabuğu saran Karakaya'nın sağ dizinde üçüncü derece yanık oluştu. Tedaviye alınan Nalan Karakaya, "Dizimde kireçlenme ve sıvı kaybı vardı. Bir akrabam, söğüt ağacının kabuğunu yakarak toz haline getirmiş ve bunu kullanmış. Bana, 'Biz kullandık, iyi geldi' diyerek toz şeklindeki ağaç kabuğunu verdi. Ben de dizime sardım ve 30 dakika sonra büyük bir acı duydum. Sargı bezini açtığımızda dizimde yanık oluşmuştu. Önce Ağrı'daki hastaneye sonra da Erzurum'a getirdiler. Doktorlar dizimde üçüncü derece yanık oluştuğunu söyledi. Bundan böyle alternatif tedavi veya birilerinin tavsiyesini kesinlikle kabul etmeyeceğim. Bir defa yandım daha da yanmayacağım inşallah" diye konuştu.
Dermatolog Uzm. Dr. Nejla Dinçer, konuya ilişkin açıklamalarda bulundu:
"Günümüzde fitoterapi farklı bir düzeydedir. Geçmişteki fitoterapi uygulamaları ile günümüz arasında en büyük fark artık bitkilerin bütünüyle değil, faydalı parçalarının tedavi amacıyla kullanılmasıdır. Örneğin eskiden bir bitkinin uçucu yağından faydalanmak için onun çayı yapılıp içilirken şimdi o bitkideki uçucu yağ ekstre edilerek tek başına kullanılmaktadır. Bu da bitkinin diğer faydasız ancak yan etkileri de olabilen bölümlerinden hastayı uzak tutmayı sağlamaktadır. "
TOKSİKOLOJİK ETKİLER ORTAYA ÇIKABİLİR
Dermatolog Uzm. Dr. Nejla Dinçer, "Bitkisel ürünlerin doğal oluşu kullanıcıya hiçbir şekilde zararlı etkide bulunmayacağı anlamına gelmemektedir. Bitkilerin veya bitkisel ürünlerin bazı ilaçlarla birlikte kullanıldığında toksikolojik etkilerin ortaya çıktığı belirlenmiştir. Sağlık Bakanlığı bazı bitkisel tedavilerin yol açabileceği klinik durumlarla ilgili uyarılar yayınlamaktadır. Bu durumlar mide bağırsak sistemi, elektrolit bozuklukları ve bazı diğer yan etkilerdir." diye belirterek sözlerine devam etti.
DİĞER İLAÇLARLA BİRLİKTE KULLANILMASI DURUMUNDA ZARARLAR VEREBİLİR
Bazı bitkilerin zehir özelliği taşıyabileceğini belirten Dermatolog Uzm. Dr. Nejla Dinçer, "Türkiye'de herbalizm veya aktarlık hemen her şehirde mevcuttur. Şifalı ot, bitki, yaprak, kök ve çiçeklerini satan aktariye dükkânlara her şehirde rastlamak mümkündür. Bitki kökenli ilaçlar tıbbi bitkilerden veya bunların laboratuvar ortamında sentezlenmesinden yapılır. Bu bitkilerin tıbbi gözetim olmadan tüketilmesi kullanan kişilere doza ve diğer ilaçlarla birlikte kullanılması durumunda zararlar verebilir. Ayrıca içeriği insan sağlığını doğrudan olumsuz yönde etkileyebilecek uyuşturucu veya zehir özelliği olan bitkiler de doğada bulunabilir." dedi.
BİTKİLERİN İÇERİĞİNDEKİ KİMİ MADDELERİN HASTALIĞA OLUMSUZ ETKİDE BULUNABİLİR
"Bitkisel kaynaklı her doğal ürünün mutlak surette olumlu etkide bulunacağı şeklinde halk arasında yaygın olan görüşün tümüyle doğru olmadığı, bitkilerin içeriğindeki kimi maddelerin hastalığa olumsuz etkide bulunabildiği, ilaçlarla etkileşime girerek zarar verebileceği de belirtilmektedir. Bitkinin doğrudan toksik etkileri, alerjik reaksiyonlar, kontaminasyona bağlı etkiler, ilaç ve diğer bitkilerle olan etkileşimlerinin iyi bilinmesi gerekmektedir."
EĞER TEMAS EDEN KİŞİ…
Dermatolog Uzm. Dr. Nejla Dinçer, "Cilde uygulanan işlenmemiş, ilaç niteliğine kavuşmamış bitkiler ile ilgili çok dikkatli olunmalıdır. Alerjik cilt reaksiyonları yaşanabilir. Bu reaksiyonun düzeyi de her cilt için farklıdır. İleri seviyede oluşan alerjiler istenmeyen sonuçlar da doğurabilmektedir. Bilinmektedir ki incir sütü denen bitki özü, eğer temas eden kişi güneşli bir günde, dış mekanda ise, fitofotodermatit adlı kalıcı renk değişikliği yaratabilen özel bir cilt hastalığı meydana getirmektedir.
Ayrıca ısırgan otunun (urtica bitkisi) ciltte yaptığı reaksiyonun adı-ürtiker de tıp ta yerini bu bitkinin adı ile almıştır. Ürtiker farklı sebeplerden meydana gelebilen ısırgan otu ile temasta gelişen reaksiyonun aynısının gözlendiği ayrı bir cilt hastalığıdır. Dermatolojide bu tür bitki reaksiyonları literatürde yerini almıştır. "