Satranç, Kübra Öztürk Örenli için hayatının anlamını keşfettiği bir nokta. Bu nedenle diğer kadınlara da kendi hayatlarının anlamlarını bulacakları bir yolculuk için cesaret veriyor. Tüm dünyanın önünde rakiplerini alt etmek için duyduğu kendine güven ise herkes için bir ilham kaynağı. İşte Kübra Öztürk Örenli'nin satranç sporuna duyduğu ilgi ve hayatını değiştirdiği o hikaye…
Satrançla yolun nasıl kesişti? Satranç konusundaki yeteneğini ne zaman, nasıl keşfettin?
Satranç sporu ile yolum 8 yaşında kesişti. Ankara'nın Mamak ilçesinde bir gecekondu mahallesinde ailem ile yaşıyordum. Mahallemizde evimize çok yakın bir yerde satranç eğitim merkezi açıldı. Mahallede açılan bir eğitim merkezinde çocuklara ücretsiz olarak satranç eğitimi veriliyordu. İlkokul öğretmenin merkeze gitmemiz için bizi yönlendirdi. Ailem de satranç eğitim merkezinde derslere girmem için beni destekledi. Satranç Merkezinde eğitim veren ve Türk satrancına uzun yıllar hizmet etmiş İslam Osmanlı hocam benim yeteneğimi keşfetti. Aileme bu çocukta yetenek var, Avrupa, Dünya şampiyonu olacak demiş. 2000'li yıllarda mahallemizde bir kız çocuğunun satranç sporu ile ilgilenmesi, şehir dışına çıkması hatta yurt dışına çıkması iyi karşılanmıyordu. Aileme çevredeki insanlar bu merkeze gitmemesi için telkinde bulunmuşlar ama ailem bana destek verdi. Aynı yıl İslam Osmanlı beni İspanya'ya götürdü ve Dünya şampiyonasında mücadele ettim. Bu benim ilk turnuvamdı ve tecrübe kazanarak geri geldim. Ardından iki kere Avrupa Şampiyonluğu, Dünya dereceleri ve sayısız Türkiye dereceleri elde ettim.
Satranç oynarken seni motive eden şey nedir?
Satranç sporu ile ben çok erken yaşta tanıştım. Hayatım satranç sporu ile geçti ve benim hayatımın vazgeçilmezi haline geldi. 8-9-10 yaşlarında ülkemizde kazandığım başarılar, madalyalar, kupalar beni motive ediyordu. Ancak 15 yaşına geldiğimde ilk Avrupa Şampiyonluğumu kazandığımda kürsüye çıkıp madalya aldığım ve ardından İstiklal Marşımızın okunması ve bayrağımızın göndere çekilmesi tarif edilemez mutluluktu. Ertesi yıl ikinci kez Avrupa şampiyonu olarak aynı duyguları yaşamak beni daha da çok motive etti. Aynı zamanda bu başarılarım Türk satrancında o güne kadar elde edilmiş en yüksek derecelerdi. Bunu başarmakta beni satranç sporuna daha da bağladı. Artık Kadın Milli Satranç Takımı'nın vazgeçilmez sporcuları arasında yer alıyorum. Her karşılaşma, her uluslararası turnuva benim için başarmanın, takdir görmenin yolu oluyor. Ülkemi temsil ettiğimde benim yolumu izleyen ve beni takip eden kız çocuklarının olduğunu bilmek beni ayrıca motive ediyor.
Maçlara nasıl hazırlanıyorsun?
Satranç sporu, bu sporu yaptığınız sürece devamlı kendinizi geliştirmeniz ve çalışmaya ara vermeden devam etmeniz gereken bir spor dalı. Diğer spor branşları ile ayıran en büyük özelliği ise 64 karede sonsuz bir dünya olması. Yani her karşılaşma, her turnuva ve her şampiyona sizin bilinmeze doğru attığınız bir yol oluyor. Sporcunun yeteneği, o maça olan konsantrasyonu, sizi iyi analiz etmesi gibi birçok değişken yaptığınız karşılaşmanın sonucunu etkiliyor. İster benim gibi satranç sporuna 21 yılını vermiş Kadın Büyük Usta olun isterse birkaç yıl önce satranç sporuna başlamış biri olun bir karşılaşmaya çıktığınızda kazanma şansınız eşit olur. Bu eşitliği bozmak için de çok çalışmak, rakipleri analiz etmek ve kendinizi geliştirmeniz gerekir. Bunun için her maç öncesi rakibimin karşılaşmalarını analiz ederek, ortaya nasıl bir oyun koyacağını tahmin etmeye çalışırım. Karşılaşmalar öncesinde zihinsel sağlığım kadar fiziksel sağlığımın da yerinde olmasına önem veririm. Düzenli egzersizler yaparım. Ayrıca yememe içmeme dikkat eder, sağlıklı beslenmeye öncelik veririm.
Satranç sporunda bir karşılaşmaya hazırlanmak için birbirini tamamlayan iki yöntem vardır. Profesyonel bir sporcuysanız her gün antrenman yapar, kendinizi geliştirişiniz. Zihinsel, fiziksel gelişimize dikkat eder, beslenmenize önem verirsiniz. Ayrıca rakibinizi iyi analiz eder, muhtemel oyunlarına karşılık oyunlar geliştirirsiniz. Bir karşılaşmaya hazırlanmak saatler günler sürmez, satranç sporuna başladığın andan itibaren başlar.
Psikolojinin satranç oyunundaki yeri nedir?
Satranç sporunda psikoloji büyük önem taşır. Bir karşılaşmaya çıktığınızda en az üç saat olmak üzere bazen 7 saate kadar o karşılaşmaya konsantre olmanız gerekir. Bunun için de tüm yaşanmışlıklarınızı ve sizi etkileyecek her şeyi geride bırakmanız oldukça önemli. Zihniniz ne kadar berrak ise o karşılaşmayı kazanmanız o kadar yüksek olur. Aynı zamanda maç esnasında da stres ile mücadele etmeniz gerekiyor. Maç esnasında hamle anlamında zor durumda dahi kalsanız rakibinize hissettirmemeniz ve soğukkanlılığınızı korumanız da önemli bir diğer nokta. Rakip sizi etkiliyorsa ya da başka şeyler düşünerek tam konsantre olmadan yaptığınız bir yanlış hamle sizin maçı kaybetmenize neden olabilir.
Satrançta başarılı olmanın sırrı nedir?
Yaşamın her alanında ve her spor dalında olduğu gibi başarının sırrı sevmek ve çalışmaktır. Satranç sporunda başarılı olmak için yetenek önemlidir ama çalışmaz ve bu sporu sevmez iseniz başarılı olamazsınız. Bu sporu severek yapan ve çok çalışan herkes bu spor dalında başarılı olma potansiyeline sahip olur.
Kübra, unutamadığın bir maçı bizimle paylaşabilir misin?
2011 yılında Mardin'de Kadın Büyük Usta unvanını aldığım Dünya Takımlar Şampiyonasında Rusların en önemli kadın sporcularından olan Rus Büyük Usta Kosintseva Tatiana ile yaptığım karşılaşma oldu. Karşımda çok güçlü bir sporcu vardı ve benim o karşılaşmayı Kadın Büyük Usta olmak için kazanmam gerekiyordu. Büyük stres altında turnuvanın şampiyon adayı ile karşı karşıya kaldım. Otoriteler o karşılaşmada bana şans tanımıyordu. Ancak kaba bir tabirle o gün rakibimi eze eze yenerek Kadın Büyük Usta unvanını aldım. O karşılaşmadaki oyunum örnek olarak verilir ve satranç derslerinde anlatılır. Bu karşılaşma satranç literatürüne girmiş bir mücadele oldu.
Maç sırasında gerildiğin anlarda ne yapıyorsun? :)
Ben çok küçük yaşta başladım satranç sporuna. Satranç sporunda konsantrasyon ve stres yönetimi çok önemli bir yer tutuyor. Karşılaşmalarda gerildiğim anlarda rakibime bunu belli etme şansım yok. Rakibim gergin olduğumu anlarsa psikolojik üstünlüğü ele alır ve benim karşılaşmayı kaybetme olasılığım artar. Bunun için gergin olduğum anlarda kendimce geliştirdiğim bir yöntem kullanıyorum. Gözlerimi kapatarak, önce hafif hafif sonra derin derin nefes almaya başlar, stres ortamından kendimi zihinsel olarak uzaklaşır ve hamleme konsantre olurum.
Satranç sporunda idol olarak gördüğün biri ya da birileri var mı?
Erkek sporcular arasında Bobby Fisher ve kadın sporcular arasında Judit Polgar idol aldığım iki isim.
Kadınlar için bu spor dalında öncü bir isimsin... Satranç sporuna yönelmek isteyen kız çocuklarına tavsiyelerin nelerdir?
Öncelikle her kız çocuğumuzun bir spor dalı ile uğraşmasını, yaşam boyu sporla iç içe olmalarını isterim. Satrancı ise kazanımları dolayısıyla her kız çocuğunun bilmesini arzu ederim. Satranç sporunun; mücadele, strateji, analiz, yapılan hataları analiz etmek ile hatalardan ders almak, kendi kararların ile yüzleşmek gibi hayata dair birçok şeyi içinde barındırır. Bu yüzden mutlaka satranç bilmeli ve satranç sporunu yapmalılar. Ayrıca profesyonel anlamda satranç sporunu yapacak kız çocuklarımız zorluklar karşısında asla vazgeçmesinler, çok çalışasınlar. Sabır, azim, sevgi ve çok çalışmayı bir araya getirebilirlerse bu spor branşında başarılı olurlar ve kendi hayatlarında fark yaratırlar.
Öncelikli olarak satrancı severek ve isteyerek öğrenmelerini ve oynamalarını tavsiye ediyorum.