Eda Tuğsuz, 15 yaşından bu yana oldukça büyük başarılara imza atıyordu. Fakat son yıllarda adını daha çok duyduğumuz genç sporcu, Tokyo Olimpiyatları'nda favori isimlerden biri olarak biliniyor. Gran Canaria'daki Avrupa Atmalar Kupası'nda 60.98 ile U23 ikinciliğini aldığı sırada, Hırvat Olimpiyat şampiyonu Sara Kolak'a yalnızca 3 santimetre ile yenilerek birinciliği kaybetmişti. Fakat bu mücadele, bir olimpiyat şampiyonu ile arasındaki çok az mesafeyi test ettiği önemli bir başarı olarak değerlendiriliyor. Üstelik bu yarışta 60 metre sınırını geçen ilk Türk kadın ciritçi olarak kayıtlara geçti. Tüm bu başarılarına bir yenişini eklemek için harekete geçen genç sporcuyu, biz de biraz daha yakından tanımak istedik.
"İŞİNİ LAYIKIYLA YAPINCA ÇATLAK SESLER KISILIYOR"
Eda Tuğsuz, kadın sporcuların bu alanda yaşadığı dezavantajları, sporun birçok branşında olduğu gibi cirit atmada da "erkeklerin üstünlüğü" olduğu gibi anlamsız bir algı oluşturulduğunu ve özellikle güç gerektiren branşlarda performans gösteren bir kadına "bu erkek işi" söylemiyle sıklıkla karşılaşıldığını söylüyor. Fakat tüm bu seslere rağmen işini layıkıyla yapan bir sporcu olduğunuzda bu seslerin de yavaş yavaş kısıldığını vurguluyor.
Spordan aldığı en büyük keyfin temeli ise aslında Eda'nın kişilik yapısıyla ilgili. Kendisini hırslı, inatçı ve tuttuğunu koparan birisi olarak tanımlayan genç sporcu, rekabetin içinde olmayı, kendisiyle yarışmayı sevdiği için bu sporun kişisel özelliklerini yansıtabilmesi için de bir alan sağladığını söylüyor. Bu sayede "kendini gerçekleştirme" deneyimini de bu spora bağlıyor.
"MACERAMIZ DAHA YENİ BAŞLIYOR"
Eda Tuğsuz, olimpiyatlara gideceğini öğrendiği an hissettiklerini "Birçok sporcunun hayatında yaşayamadığı, birçok sporcunun sadece bir kez yaşayabildiği, çok nadir ve çok kıymetli bir tecrübe olimpiyatlar. Böylesine değerli bir şeye sahip olduğunuzda da çok seviniyorsunuz tabi ki. Hep bu seviyelere çıkmayı ve buralarda kalmayı hedeflemiştim küçüklüğümden beri. Maceramız daha yeni başlıyor esasında. Çok heyecanlıyım." diyerek açıklıyor.
Kendisi gibi genç kadınlara verdiği mesajda Eda Tuğsuz; "negatif yorumlardan pozitif çıkarımlar yapmayı öğrenmelerini tavsiye ederim. Başkalarının nefreti, kıskançlığı, olumsuz enerjileri, bizim yakıtımız olmalı ve içimizdeki hayat enerjisini beslemeli. Tabi ki kimseye bir şey ispatlamak için yapmamalıyız her ne yapıyorsak. Demek istediğim, yapamazsın diyenlerin olumsuz enerjilerini, kalbimizin içinde "ben bir iş yaparsam en iyisini yaparım"a çeviren bir sistem inşa edebilmek" diyor. Bu sözleriyle, genç sporcu, başarının aslında kişinin kendisini kaynaklandığını ve tüm olumsuzlukları daha büyük başarılar için yükseklere zıplayacağınız bir engel olarak gördüğünü gösteriyor.
"KIZ ÇOCUKLARINA ROL MODEL OLMAK İSTİYORUM"
Eda, tüm bu başarılar ile olmak istediği kişinin yolunda ilerlerken onu rol model olarak, kız çocuklarının almasını istiyor. Özellikle ileride yapmak istediği şeylerden vazgeçmemelerini istediği kız çocukları için bir umut olmak isteyen sporcu, istenildiğinde her şeyin başarılabileceğini, bu yüzden onların da hedeflerinden şaşmamaları için kendisinin de bu yolu izlediğini söylüyor.
"Küçükken hayalin neydi?" sorusuna ise Tuğsuz, "Başarılı bir sporcu, vefalı bir evlat, iyi bir vatandaş olmaktı. Çok şükür ailemin ve hocalarımın sayesinde ve içimdeki öz ile birlikte olmak istediğim insana dönüşebildiğimi hissediyorum" diyerek cevap veriyor.