Özellikle çocukları ve gençleri tuzağa düşüren Mavi Balina oyunu, başlangıçta 'Gecenin bir vakti uyan' ya da 'Gece uyan ve yalnızken korku filmi izle' gibi zararsız görünen ancak temelinde çok ciddi sorunlara yol açabilecek komutlarla başlıyor. Oyuna kapılanlar, gün geçtikçe psikolojik baskı ve şiddete maruz kalarak farklı komutları yerine getirmeye çalışıyor. Oyunun son komutu ise oyuncunun kendisini öldürmesi oluyor. Seçilen kurbanların 50 gün boyunca 50 görevi yerine getirdiği oyunla ilgili sabah.com.tr'ye özel konuşan uzmanlar, ailelere önemli uyarılarda bulundu.
Uzman Klinik Psikolog Berkay Ateş
ÇOCUKLARI BU OYUNA İTEN ŞEYLER; BAZI FİZYOLOJİK, BİLİŞSEL, DUYGUSAL VE SOSYAL SEBEPLER
Mavi Balina oyunu ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan Uzman Klinik Psikolog Berkay Ateş, şöyle konuştu; "Çocuklar ve ergenler risk alma davranışına daha açıklar. Çocuklar akılcı düşünme mekanizmasına sahip değiller. Dürtü ve duygu merkezi olan amigdalanın gelişmiş olması ancak mantık ve akılcı mekanizmanın yani prefrontal korteksin henüz gelişimini tamamlamamış olması, bu yaş grubundaki bireylerin biyolojik olarak tehlike altında olmasına neden oluyor. Çocuklar bu dönemde daha çok aile dışındaki bireylerin sözünü dinlemeye yatkın olur. Çocuklarda aile dışındaki otoriteye karşı ilgi ve bağlılık olabiliyor. Aile çocuğunu iyi bir şekilde gözetleyemiyorsa bu tür davranışlara yatkın olan çocuklar hedef haline gelebiliyor. Sosyalleşmeye çalışan çocuklar için grup aidiyeti çok önemli. Günümüzde ise çocuklar maalesef oyun ve internet üzerinden sosyalleşiyor. Mavi Balina oyunundaki direktifleri dinleyerek kendilerini ispatlamaya çalışabiliyorlar.
GÖREVLERİN OTORİTE FİGÜRÜ TARAFINDAN VERİLMESİ İLGİLERİNİ ÇEKİYOR
"Çocuklar, Mavi Balina veya Mavi Bebek gibi oyunlarda birbirlerine meydan okuyorlar. Bir gruba ait olma hissi o yaş grubuna iyi geliyor. Görevlerin otorite figürü tarafından verilmesi, komutlara itaat etme gerekliliği, senaryoların kriz içerikli olması, bir sonraki görevin gizemliliği gibi nedenler çocuklara cazip geliyor." diyen Uzman Klinik Psikolog Berkay Ateş, açıklamalarına şöyle devam etti;
"Çocuklar yıllardır birçok sanal oyunu oynadı ancak son dönemlerde artık tatmin olmamaya başladılar. Örneğin; Bugün bir kahve içip uykunuzu açarsınız ancak bir süre sonra bir kahve içmek yetmez ve sayıyı artırırsınız. Çocuklarda tıpkı bu durum gibi bir süre sonra sürekli oynadıkları oyundan tatmin olmamaya başlıyorlar. Dünyada sürekli olarak oyun sayısı artıyor ve oyun şirketleri oyunları gerçekçi hale getirmeye çalışıyor. Oyunların gerçekçi olması bir süre sonra yerini gerçek oyunlara bırakıyor. Mai Balina gibi oyunların bu şekilde oynanmasının sebebi de budur."
KENDİ OTORİTE FİGÜRÜ TARAFINDAN KABUL GÖRMEYEN ÇOCUKLAR DIŞARIDAKİ OTORTEYE YÖNELİYOR
Uzman Klinik Psikolog Berkay Ateş, "Çocuklar, sosyalleşmeye çalışırken bir gruba ait olmak isterler. Grubun kimliğini kendi kimliğinin önüne koyar. Kendi kimliğiyle yapmayacağı şeyleri grubun kimliğiyle yapabiliyor. Gruba uyma davranışına açık olan çocuklar çok kolay manipüle ediliyorlar. Bu nedenle bu tür oyunların hedef kitlesini çocuklar oluşturuyor. Çocuklar adrenalin peşinde koştukları ve riske en yatkın dönemde olmaları nedeniyle verilen komutları tehlikeli olmasına rağmen yerine getiriyorlar. Macera ve heyecanı seven çocukların bir kısmının kendilerini kontrol edebilecekleri bilişsel sistemleri olmayabilir. Dışardaki bir otorite figürüne karşı kendini ispatlamak isteyen çocuklar, kendi otorite figürüne karşı alkışlanmayan, kabul görmeyen çocuklardır. Bu nedenle aileler çocuklarının başarılarını kutlamalı, doğru iletişim kurmalıdır." dedi.
ÇOK CİDDİ BİR PATOLOJİ VE DUYGUSAL ÇATIŞMALARIN ÜRÜNÜ...
Uzman Klinik Psikolog Berkay Ateş, "Oyunun kurucusu olan Philipp Budaikin, onun psikolojik patolojisinin ürünü olduğu düşünülebilir. Bu oyunu gerçekleştiren kişinin çocukluk döneminin incelenmesi gerekiyor. Muhtemelen onun altında çok ciddi bir patoloji ve duygusal çatışmaların yatabileceğini düşünüyorum. Birazcık da antisosyal bir kişilik yapısına benziyor, oyunun kurucusu. Kendilerini öldürmelerini istenmesinin sebebi; bana birazcık bireysel bir konu gibi geliyor. Sadistlik ve psikopatlığa yatkın düşüncelerinden kaynaklanıyor." dedi.
OTORİTE VE İTAAT ÜZERİNE MİLGRAM DENEYİ HER ŞEYİ AÇIKLIYOR
"Çocuk ve gençler bu deneyi hangi psikolojide kabul ediyor diye sorarsak, sosyal psikolojideki otorite ve itaat üzerine Milgram Deneyi'ne bakılabilir." diyen Uzman Klinik Psikolog Berkay Ateş, açıklamalarına şöyle devam etti; "Mavi Balina gibi oyunlarda, komutların aşamalı olarak verilmesi, her bir komutun yavaş yavaş yeni aşamalarla verilmesi, çocukların son aşamaya gelindiğinde intihar kararını vermelerini kolaylaştırıyor. Çünkü adım adım bir merdiven basamağı gibi gidiyor. Doğrudan intihar et denilse bu çocuklar intihar etmeyecek. Fakat aşamalı bir şekilde bir ödüllendirme sistemi ile ilerlemesi, o yaştaki çocukların korkutmayı bir başarı olarak görmesi, adım adım intihar kararını kolaylaştırıyor. Son aşamaya kadar farklılaşma eşiğini geçerek son aşamada ne yaptığını anlaması da zor hale geliyor."
ÖLÜME KARŞI DUYARSIZLAŞTIRMA SÖZ KONUSU
Uzman Klinik Psikolog Berkay Ateş, "Mavi Balina gibi oyunlara başlayan çocuk, ilk aşamada bir otorite figürü tarafından verilen bir göreve itaat ediyor. Oyuna bir gruba dahil olma arzusu ile katılıyor ve 50 günlük bir süre içinde oyun için kurulmuş olan sosyal gruplara da dahil olabiliyor. Burada bir sosyalleşme ortaya çıkıyor, bir başarı yarışmasına da dönüşebiliyor. Bu 50 günlük sürede akranları arasında kabul görmek önemli hale geliyor ve kendisine zarar vereceğini bilse de risk alma davranışı gerçekleştirebiliyorlar. Sonuç olarak; oyun içindeki görevlerin kademe olarak ilerlemesi, son aşamaya gelindiğinde daha kolay bir biçimde bu kararı vermelerini sağlıyor. Sistematik bir şekilde ölüme karşı duyarsızlaştırma söz konusu. Bu oyunu yapan kişinin psikoloji bilgisinin yüksek olduğunu buradan anlayabiliyoruz." dedi.
ÖLEN ÇOCUKLARI 'BİYOLOJİK ATIK' OLARAK NİTELENDİRİYOR
Mavi Balina gibi tehlikeli oyunların kurulma amacıyla ilgili konuşan Uzman Klinik Psikolog Berkay Ateş, kurucuların iç dünyalarındaki sapkınlıkları bu oyunlarla dışa vurduğunu dile getirerek şöyle konuştu; "içsel dünyadaki çatışmalar ve krizlerdir. Psikopatlık derecesindeki antisosyal kişilik yapısına sahip olup, psikoloji bilgilerinin kötüye kullanılmasıdır. Psikoloji bilimi art niyetli insanların eline geçtiğinde olumsuz şekilde kullanılabilir. Mavi Balina oyunu tıpkı bir deney gibi. Oyunun kurucusu bu oyunu oynayarak ölen çocukları 'Biyolojik atık' olarak nitelendiriyor. Doğru karar veremeyen, güçsüz çocukları bu yöntemle elediğini düşünüyor. Açıklamalarına baktığımızda kurucunun, kendi iç dünyasındaki sapkınlıkları bu şekilde yansıttığını görüyoruz."
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim ve Dijital Medya Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ali Murat KIRIK
ÇOCUKLARA VİRÜSLÜ DOSYALAR GÖNDERİLİYOR
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim ve Dijital Medya Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ali Murat KIRIK, Mavi Balina oyunu hakkında dikkat çeken açıklamalarda bulunarak, "Mavi balina bir oyun değil intihar tuzağıdır. İki küçük çocuğun ölümünün perde arkasında da bu işaret söz konusudur. Sosyal paylaşım ağlarında ya da forumlardaki gizli gruplar arasında paylaşılan linkler aracılığıyla çocuklar oyuna erişmektedirler. Çocuklara virüslü dosyalar gönderilmekte ve böylelikle bütün cihazlarına, verilerine erişim sağlanmakta, ardından tehdit ve şantajlar aracılığıyla oyun kisvesi altında intihar tuzağının kurbanı olmaktadırlar. Ölüm tuzağını organize edenler, kendini yalnız hisseden, sevgiden yoksun olan, depresyonda olan çocuklara katılma daveti gönderir. Küratör olarak da bilinen isimsiz bir grup yöneticisinin, seçilen kurbanlara 50 günlük bir süre boyunca tamamlanması, belgelenmesi ve gönderilmesi gereken 50 görevi dağıtması esasına dayalıdır. Mücadelenin oyuncuları, bir kez başladıklarında oynamayı bırakamazlar; "oyunu" tamamlamaları için şantaj ve siber zorbalığa maruz kalırlar, çünkü tüm verileri ele geçirilmiştir." dedi.
OYUNU OYNAYAN KİŞİ HER GÜN SABAH 4.20'DE UYANIR VE…
Doç. Dr. Ali Murat Kırık, oyun talimatları hakkında bilgiler vererek şöyle konuştu; "Tamamlanan görevlerden bazıları, küratörün gönderdiği korkunç videoları izlemek ve kolunuzu bir bıçakla tekrar tekrar kesmektir. Mavi Balina oyunu, oyunu oynayan kişinin her gün sabah 4.20'de uyanmasını ve korku videoları ve filmleri izlemesini ve her gün kendini kesmesini gerektirir. Listedeki son zorluk kendinizi bir binadan atlayarak öldürmektir. Oyuncu, tüm görevleri tamamlamanın fotoğraflarını çeker ve küratöre gönderir."
EBEVEYNLER BU BELİRTİLERE DİKKAT ETMELİ
"Ebeveynler çok dikkatli olmalı ve birtakım belirtilere dikkat etmelidir. Bu belirtiler çocuğun Mavi Balina oyununu oynadığına işaret edebilir." diyen Doç. Dr. Ali Murat Kırık, söz konusu belirtileri tek tek şöyle sıraladı;
ÇOCUĞUNUZUN BU OYUNDAN HABERİ YOKSA YANINDA BAHSETMEYİN
Doç. Dr. Ali Murat Kırık, "Çocuğunuzla görüşün, hayatın nasıl gittiğini sorun. Onları strese sokan ya da endişelendiren şeyler olup olmadığını sorun. Çocuğunuz herhangi bir düzeyde sıkıntıdan bahsediyorsa, ona ruh sağlığındaki değişiklikleri sormaktan çekinmeyin. Çocuğunuzun oyunu bildiğine veya oynadığına inanmak için bir neden yoksa Mavi Balina oyunu hakkında konuşmayın. Bunu yaparak, çocuğunuzun onu kendi başına arama şansını artırırsınız. Bu oyuna katılmadıklarından emin olmak için çocuklarınızın çevrimiçi ve sosyal medya etkinliklerini izleyin." dedi.
MAVİ BALİNA OYUNUNA KİMLER ERİŞEBİLİYOR?
"Herkes bu oyuna erişememektedir. Sanal ortamdaki forumlar, sosyal ağlar ve çevrimiçi ağlardan erişim sağlanmaktadır. Zira bu tuzağı kuran kişiler herkese indirme linklerini göndermemektedirler. Mavi Balina Mücadelesi ilk olarak 2015 yılında başladı ve mücadelenin mucitlerinden Philipp Budeikin, Rus mahkemesi tarafından mahkûm edildi." diyen Doç. Dr. Ali Murat Kırık, açıklamalarına şu şekilde devam etti; "Bu korkunç meydan okumayı yaratmanın ve yönetmenin arkasındaki neden sorulduğunda, kendisi "toplumu temizlemeye" çalıştığını söylemişti. Dolayısıyla iki küçük çocuğu intihara sürükleyen bu olayın tabanında siber zorbalık var. Siber zorbalıkla çocuklar intihara sürükleniyor. Zira siber zorbalık, bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanarak bir birey ya da gruba yapılan teknik ya da ilişkisel tarzda zarar verme davranışlarıdır. Dolayısıyla ilgi ve sevgi bu sorunla mücadele noktasında son derece önemlidir."