Kolorektal kanserler, kalın bağırsak (kolon) ve rektumu (kalın bağırsağın son kısmı) tutan kanserlerdir. Erken tanı ve doğru tedavi yönteminin uygulanması, hastalığın seyrinde ve hastanın sağkalımında büyük önem taşır.
Kolorektal kanserler, kadınlarda en sık görülen kanserler arasında ikinci ve erkeklerde üçüncü sırada yer almaktadır. Genel popülasyonda görülme riski yüzde beş oranındayken, kolorektal kanser aile hikayesi olanlarda bu oran yüzde 15-20, iltihabi bağırsak hastalığı olanlarda yüzde 15-40 ve ailesel non-polipozis kolorektal kanser (HNPCC) mutasyonu olanlarda yüzde 70-80 ve familyal adenomatöz polipozis (FAP) olanlarda ise yüzde 100'dür.
Hareketsiz yaşam, şişmanlık, alkol, sigara kullanımı ve yaş ile bu riskler artar. Lif tüketimi, sebze ve meyve tüketimi, kalsiyum, D vitamini, folik asit takviyesi, egzersiz ve tarama programları ile riskler azalabilir.
KOLOREKTAL KANSER BELİRTİLERİ NELERDİR?
Başlangıçta belirtiler çok belirgin değildir.
Bu tür şikayetleri olanların doktora başvurması ve hastalık ilerlemeden erken tanı konulması yaşam şansını büyük ölçüde artırmaktadır.
KOLOREKTAL KANSER TANISI NASIL KONUR?
Yukarıdaki şikayetleri olan hastalara rektum ve kalın barsağın kamera ile görüntülenmesini sağlayan kolonoskopi işlemi yapılır. Kalın bağırsak veya rektumda şüpheli bir alan var ise biyopsi alınır.
KOLOREKTAL KANSER TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?
Tanı konulduktan sonra hastalığın yaygınlığı belirlemek için evreleme yapılır. Bu amaçla aşağıdaki testlerden yararlanılır;
Hastalığın evresi; bağırsak duvarına sınırlı ve lenf bezlerine yayılım görülmeyen evre 1'den, uzaktaki organlara yayılımın saptandığı evre 4'e kadar değişir.
Tedaviye hastalığın evresine göre karar verilir. Ayrıca, kolon ve rektum kanserinin tedavisi de farklılıklar gösterir.
KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNDE HANGİ YÖNTEMLER VARDIR?
Günümüzde kolorektal kanserlerin cerrahi tedavisi klasik açık yöntem ve 5-10 mm'lik kesilerden girilen aletlerin kullanıldığı kapalı (laparoskopik ve robotik) ameliyat yöntemleri ile yapılmaktadır. Yapılan çalışmalar kapalı ve açık yöntemler arasında onkolojik olarak anlamlı bir fark olmadığını göstermiştir. Laparoskopik yöntem, hastada daha az yara izi ve daha hızlı günlük aktivitelere dönüş sağlayabilir.
Robotik cerrahi sistemleri, son yıllarda kolorektal kanser tedavisinde yer almaya başlamıştır. Bu yöntemde kullanılan aletlerin 540 dereceye kadar dönebilme, dar alanda kolaylıkla ve titreşmeden hareket edebilme kabiliyeti mevcuttur. Bu sayede, rektum kanseri gibi oldukça dar bir alanda uygulanan cerrahide ciddi avantaj elde edilir. Rektum kanseri cerrahisinde, pelviste ameliyat alanı komşuluğundaki sinirleri korumak hastanın cinsel fonksiyonların devamında çok önemlidir. Robotik cerrahi sistemlerinin yüksek çözünürlüklü, 3 boyutlu görüntüsü ile özellikle erkek ve dar pelvisi olan hastalarda sinir hasarlanma riski daha azdır.
KOLOREKTAL KANSERDE TARAMA NASIL YAPILIR?
Şikayeti olmayan bireylerde, 45 yaşından sonra taramaya başlanmalıdır. Bu amaçla yılda bir gaytada gizli kan bakılmalı, 5 yılda bir sigmoidoskopi ve 10 yılda bir kolonoskopi yapılmalıdır. İşlem sıklığı kanser risk durumuna göre artırılabilir. Birinci derece akrabalarında kolorektal kanser veya adenomatöz polip öyküsü olan bireylerde bu prosedürlere 40 yaşından itibaren başlanır.
Birinci derece akrabalarında "erken yaşta" kolorektal kanser ortaya çıkan bireylerde ise akrabalarında kanserin saptandığı yaştan 10 yıl önce tarama prosedürü başlamalıdır.
Ailesel polipozis sendromlarının olduğu ailelerde 10-12 yaşından sonra genetik testler yapılmalı ve yıllık sigmoidoskopiler ve kolonoskopiler ile tarama yapılmalıdır.
Ailesel non-polipozis kolorektal kanser aile hikayesi olanlarda genetik mutasyonlar araştırılmalıdır. 20-25 yaşından itibaren veya erken kanser gelişen aile bireyinin yaşından 5 yıl önce kolonoskopi 2 yılda bir, 40-45 yaşından itibaren yıllık tarama, gelişebilecek diğer organ kanserleri için bayanlarda 25-30 yaşından itibaren yılda bir endometrial ve ovariyal inceleme, 5 yaşından itibaren idrar tetkiki ve servikal smear takibi yılda bir, deri muayenesi yılda bir, 1-3 yılda bir üst sindirim sistemi endoskopisi yapılmalıdır.