Güney Kore'de bir müzik akımı olarak ortaya çıkan K-pop (Kore pop), gençleri hedef alarak cinsiyetsizlik ve mükemmeliyetçiliğe sürükleyen büyük bir tehlike! Özellikle 12-18 yaş arasındaki henüz kimliği oluşmamış gençleri hedef alan K-pop akımı, üyelerine uyguladığı katı kurallar ve imzalattığı sözleşmeyle tepki topluyor. Peki, K-pop neden gençleri hedef alıyor? K-pop akımı neden gençleri cinsiyetsizleştirmeye çalışıyor? Uzman isimler gençleri tehdit eden bu akımı değerlendirdi.
UZMAN KLİNİK PSİKOLOG BERKAY ATEŞ
K-pop gibi katı kuralları olan akımların gençlerde ilerleyen yaşlarda yol açabileceği tehlikelerle ilgili konuşan Psikolog Berkay Ateş, "K-pop gibi katı kuralları olan akımlar, ergenlerin davranışsal olarak özendiği akımlardır. Ergenlik dönemi, kimlik gelişim sürecidir ve oturmuş bir kimlik yoktur. Bu nedenle bu tarz müzikler nasıl yapılıyorsa o duruma özenme meydana gelir. Grup üyelerinin giyim tarzına, dış görünüşüne ve beslenme şekline özenirler. Bu özenme durumu ergenlerin gelecekte kimlik oluşturma süreçlerini olumsuz etkiler. K-pop akımlarında yapım şirketleri tarafından 'ideal insan' profili çizilir. Gençler, kendilerini idealize ettikleri bu karakterlerle kıyasladıklarında eksik yanlarını görüyorlar. Bu durum davranış ve yeme bozukluklarına neden olur. 18 yaşından önce estetik yaptırmak isteme gibi davranışların ortaya çıktığını görüyoruz. Erken yaşta estetik taleplerinin sebebi de idealden uzak olmamak için gösterilen çabadır."
25 YAŞINDA KADAR BEYNİN BU BÖLGESİ TAM GELİŞMEDİĞİ İÇİN…
Şarkılardaki sözler toplumsal cinsiyet rollerini zedeleyerek kimliklerinin olumsuz etkilenmesine neden oluyor. 25 yaşına kadar beyinde dürtü merkezi olan amigdala tam olarak çalışır ancak doğru ve akılcı düşünce merkezi olan prefrontal kortes henüz tam olarak gelişmemiştir. Bu nedenle 25 yaşına kadar dürtüsel davranmaya ve etki altında olmaya çok müsait oluyorlar. K-pop akımındaki katı kurallar gençleri gelecekte birçok tehlikeli davranışla karşı karşıya bırakacaktır.
K-pop akımının etkisi altına kalmış kişilerin dijital bağımlılıktan kurtulması için gerçek yaşantısının renkli hale getirmesi gerekiyor. Dijital bağımlılıkların en büyük sebebi; kişinin kendi yaşantısındaki yaşam doyumunun düşük olması, kendisini akranlarına ispatlayamaması, sosyal yaşantısında var olma kaygısı, arkadaşlarıyla sosyalleşememe gibi sebepler sıralanabilir. Gençler gerçek hayatta elde edemedikleri şeyleri sosyal medyada kısa süreliğine de olsa elde edebiliyor. "Ben K-pop fanıyım" gibi bir cümle kuran genç, kendisini kimliğiyle değil bir gruba dahil olarak tanımlıyor. Kişinin kendisini gerçek hayatta tatmin edebileceği kabuller alabilmesi gerekiyor.
RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI UZMANI PSİKİYATRİST DR. EMEL KURT
"BİR GRUBA DAHİL OLMA GİBİ ARZULARINI TAMAMLADIĞI İÇİN CEZBEDİYOR"
Bu akımla beraber bir topluluğa katılmış olmayla kendilerini iyi hissettiklerini belirten Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Psikiyatrist Dr. Emel Kurt: "Gençler, bir gruba dahil olmak, dış çevreden, akranlarından kabul görme arzusu içerisindeler. Eğer bu noktada sağlıklı bir zeminde bağ kurdukları, var hissettikleri, kendileriyle barıştıkları, benlik tatmini ve aitlik anlamında bağ kurdukları bir çevreleri yoksa bu tarz akımlara kapılma riskleri biraz daha yüksektir. " dedi.
K-POP AKIMI NEDEN GENÇLERİ HEDEF ALIYOR?
Psikiyatrist Dr. Emel Kurt, K-pop akımının kişinin birey olma yolculuğu içerisinde olduğu dönemi hedef aldığını söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:
"Eğer bu mekanizmayı anlayabilecek olursak gençlerin neden bu tür akımlardan daha çok etkilendiklerini ve neden gençlerin bu akım için hedef kitlesi oluşturduğunu anlayabiliriz. Çünkü sağlıklı ve kimlik bütünleşmesi gerçekleşmiş bir yetişkinin böyle bir akıma kapılma olasılığı düşüktür. Kişi bireyselliğini tamamlamıştır, kendine ait düşünceleri ve duyguları vardır. Bir grubun aynı düşüncesine ve fikrine sahip olamaz. Bu daha çok gençlik çağlarında, kişinin birey olamadığı, birey olma yolculuğu içerisinde olduğu dönemi hedef almaktadır. O yüzden gençler ve çocuklar bu tür akımlara kapılmaktadırlar."
"GENÇLERİN BU AKIMDAN KURTULABİLMESİ İÇİN…"
Psikiyatrist Dr. Emel Kurt: "Gençler, K-pop gibi akımlara günümüzde internete kolaylıkla ulaşıldığı için muhtemelen dijital platformlar üzerinden dahil oluyorlar. Bu noktada çok kolay iletişim ağıyla birlikte birbirlerinden çok kolay bir şekilde etkilenebiliyorlar. Her türlü dijital bağımlılıkta olduğu gibi bu tarz akımlara kapılan gencin bundan uzaklaşması için öncelikle bir detoks sürecine girmesi gerekir. Başlangıçta motivasyonel olması için zaman zaman daha kısa aralıklarla, teması birdenbire sıfırlayarak değil de haftada 2 gün mutlaka bir boşluk vermesi gerekir. Başka bir alışkanlığı devreye sokarak araya mesafe koymak gerekiyor. Zihin böyle bir irtibattan koparılmazsa iyileşemiyor. Çünkü bu sistem kendi içinde ödülle kendini pekiştiren bir sistem." olduğunu söyledi.
"UZAKLAŞAMAZ HALE GELİYORLAR"
Gençleri bu akımdan uzaklaştırmanın tek yolu yerine başka bir ödül sisteminin gelmesi gerektiğini belirten Psikiyatrist Dr. Kurt: "Gençler, bu akımla beraber kabul görme sürecine girdikleri için kişisel bir tatminden dolayı uzaklaşamaz hale geliyorlar. Genç bireyden bu ödülü azaltacak ve çekecek olursak, o zaman yerine başka bir ödül sisteminin devreye sokmasına yardım etmek gerekir. Her genç için bu farklıdır. Her gencin potansiyeline yönelik, aile, akraba çevresi, spor alışkanlıkları, hobi edinebildiği bir alan gibi başka ödül sistemlerinin devreye sokulması gerekmektedir. Dijital bağımlılıklarda ilk hedef başlangıçta kişinin otokontrol düzeyinin artmasını sağlamak birinci hedefimiz olmaktadır." dedi.
UZMAN KLİNİK PSİKOLOG ŞAFAK AĞCA
BU TARZ AKIMLARDAN EN ÇOK ETKİLENEN İKİ YAŞ GRUBU VAR
Psikolog Şafak Ağca, K-pop akımından en çok etkilenen yaş grubuyla ilgili açıklama yaparak, "Bu tarz müzikler en çok iki grup arasında yayılıyor. Bu tarz akımlardan en çok etkilenen yaş gruplarından biri; 7-9 yaş arasıyken, diğer grupta 12 yaş üzeri çocuklar yer alıyor." dedi
HEDEF KİTLESİ FALLİK DÖNEMDEKİ ÇOCUKLAR!
K-pop grubu üyelerinin benimsediği 'cinsiyetsizlik' imajının nedenini açıklayan Psikolog Şafak Ağca, "7-9 yaş arasında çocuklar fallik dönemde oldukları içi cinsiyetsiz rolleri seçebiliyorlar. Bu dönemin genel özelliği budur. Kızlar genellikle kızlarla, erkekler ise erkeklerle vakit geçirmeyi ister ve karşı cinse karşı bir tutum içine girerler." diyerek sözlerini şöyle sürdürdü; "K-pop akımının hedef kitlesi bu nedenle ergenlik döneminde olan ve aidiyet duygusunun geliştiği bu yaş grubundaki çocuklar oluyor. Bu yaş grubundaki çocuklar grup olma eğiliminde oluyorlar ve gruptaki kişiler ne yaparsa onu benimsiyorlar."
K-POP ÜYELERİNİN EN ÖNEMLİ ÖZELLİKLERİNDEN BİRİ…
K-pop üyelerinin en önemli özelliklerinden biri görüntülerindeki mükemmellik. Üyeler her zaman bakımlı görünmek zorunda ve belli bir kilonun üzerine çıkmaları yasak. Üyeler ve hayran kitlesindeki 'kusursuzluk' algısının nedenlerini sırlayan Psikolog Şafak Ağca, şöyle konuştu; "Bu yaş grubunda beden algısı çok önemlidir. Bu gruplarda kilonun belli seviyede olması, bakımlı görünmek gibi birçok yapılandırma vardır. Beden algısı bozukluğu durumunda kendilerini zayıfsa kilolu, kiloluysa zayıf görmeleri gibi durumlar ortaya çıkabilir. K-pop akımına kapılan çocuklar mükemmellik algısına bu nedenle çok önem verir."
CİNSİYETSİZLİK, KUSURSUZLUK VE AŞIRI MÜKEMMELİYETÇİLİK
"Gruba ait olmak için gurubun her istediğini yapma eğiliminde olurlar. Cinsiyetsizlik, kusursuzluk ve aşırı mükemmeliyetçilik beklentileri karşılamaya çalışma gibi davranışlar gösterirler. Bu tarz akımlarda yaş grubu değişse de temel hep aynı kalır. Geçmişten günümüze değerlendirdiğimizde birçok farklı grubun ortaya çıktığını görebiliriz."
PSİKOLOG ASLIHAN ABİŞ
KİMLİK KARMAŞASI NEDENİYLE YÖNLENDİRİLMEYE ÇOK AÇIKLAR
K-pop akımına katılan gençlerin genellikle yalnız ve akran desteği almayan kişilerden oluştuğunu vurgulayan Psikolog Aslıhan Abiş, ailelere önemli uyarılarda bulundu. Psikolog Aslıhan Abiş, "Türkiye'de de özellikle 12-18 yaş grubunu etkileyen bu akımda birçok K-pop grubu var. Genellikle 5-6 kişiden oluşan bu şarkı grupları pop, rap, R&B ve elektroniğin birleşimiyle müzik yapıyorlar. Aynı zamanda yaptıkları dans gösterileri, giyim ve yaşam tarzları da bu yaş grubu için oldukça dikkat çekici bulunup rol model oluyor. Özellikle 12-18 yaş grubu, yaşadıkları kimlik karmaşasının etkisiyle yönlendirmeye açık hale geliyorlar." dedi
AİLELER ÇOCUKLARININ KİMİ ROL MODEL ALDIĞINA DİKKAT ETMELİ
Psikolog Aslıhan Abiş, "Özellikle kendini yalnız hisseden ya da akran desteği olmayan gençler sosyal medya üzerinden oluşan hayran kitlesi ile beraber bu eksikliği tamamlamaya çalışıyor. Bu yüzden ailelerin çocuklarıyla iletişimi önemli. Ailelerin, çocuklarının ihtiyaçlarını bilip onlarla bağ kurmaları gerekiyor. Çocuğun neyi rol model olarak aldığını bilerek bu eksikliğin farkına varmalılar. Gruplarda gösterilmeye çalışılan "mükemmellik" imajı çocukları gerçek dışı bir hayale sürüklüyor. Ailelerin çocuklarının ihtiyacını bilip çocukların kendi ilgi ve karakterine göre bir gelişim sağlamaları gerekiyor." dedi.
AVUKAT NAZLICAN CEREN YILDIRIM
KİLO ALMALARI, BAKIMSIZ GÖRÜNMELERİ VE MUTSUZ OLMALARI YASAK!
İddialara göre; K-pop üyelerine imzalatılan sözleşmelerle grup üyelerinin belirlenen kurallara uyması sağlanıyor. Katı kuralların olduğu K-pop sözleşmelerine göre; kızların 50 kilonun üzerine çıkması, erkeklerin bakımsız görüntü vermesi, grup üyelerinin mutsuz görünmesi yasak. Kurallara uymayan grup üyeleri yüklü miktarda tazminat ödemeye mahkum ediliyor.
TÜRK HUKUKUNDA K-POP SÖZLEŞMESİ MÜMKÜN DEĞİL
K-pop üyelerine uygulanan bu sözleşmenin Türkiye'de geçerliliğinin olmadığını vurgulayan Avukat Nazlıcan Ceren Yıldırım "Türk hukuku bakımından borç altına sokan bir sözleşmeye taraf olabilmek için ayırt etme gücüne sahip olmakla birlikte ergin olmak gerekmektedir. Türkiye'de erginlik 18 yaşın doldurulması ile kazanılmaktadır.18 yaşından küçüklerin taraf olduğu, borç altına sokan sözleşmelerin geçerliliği bulunmamaktadır. İlgili sözleşmedeki edimleri yerine getirme ve cezai şart olarak tazminat ödeme durumu, 18 yaşından küçüklerin sözleşmeye taraf olmasını engellemektedir." dedi
K-POP SÖZLEŞMESİ KİŞİLİK HAKLARINA AYKIRI!
"Bir sözleşmenin Türk hukuku açısından geçerli olması için sözleşme içeriğinin bireyin kişilik haklarına aykırı olmaması gerekmektedir." diyen Avukat Nazlıcan Ceren Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü; "Türk hukukunda sözleşme özgürlüğü kapsamında dilediğiniz kişi ile dilediğiniz konuda ve tipte sözleşme serbestisi söz konusu olsa da kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler, kesin olarak hükümsüzdür."
K-POP SÖZLEŞMESİ KÖLE SÖZLEŞMESİ OLARAK BİLİNİYOR
Avukat Nazlıcan Ceren Yıldırım, K-pop sözleşme şartlarının ne kadar ağır olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu; "K-pop sözleşmeleri; dünyada köle sözleşmeleri olarak da bilinmektedir. Aslında bu tanım sözleşme şartlarının ne kadar ağır olduğunu gözler önüne sermektedir. K-pop sözleşmesinin diğer tarafı olan müzik şirketlerinin üyeleri neredeyse satın aldığı da gündemdeki söylemler arasındadır."
HEM ERGİNLİK YÖNÜNDEN HEM DE İÇERİK YÖNÜNDEN SAKATLIK OLUŞTURUYOR
"Söz konusu K-pop üyelerinin imzalamış oldukları sözleşmeler hem erginlik yönünden hem de içerik yönünden sakatlık oluşturmaktadır." diyen Avukat Nazlıcan Ceren Yıldırım, Türk hukuku ve Kore hukuku arasındaki farklılıklara değindi. Yıldırım, hukuki açıdan mevcut farklılıkları şöyle özetledi; "Türkiye'de erginlik yaşı her ne kadar 18 olsa da Güney Kore'de erginlik yaşı 20'dir. Ayrıca Güney Kore'de yaş hesaplaması Türkiye'dekinden farklı yapılmaktadır. Zira Güney Kore'de bebekler doğdukları gün 1 yaşında sayılmaktadır. Ancak bu durum ergin olmayanların borç yükleyen sözleşmelere taraf olamayacağı gerçeğini değiştirmemektedir. Kore hukuk kaynaklarında ve mevzuatında bu duruma ilişkin farklılıkların bulunması mümkün olsa da Türk hukuku açısından K-pop sözleşmelerinin geçerliliği bulunmamaktadır."
DİJİTAL İLETİŞİM ARAŞTIRMACISI DOÇ. DR. ALİ MURAT KIRIK
HASHTAG'LER ARACILIĞIYLA BİRBİRLERİNE ULAŞIYORLAR
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Anabilim Dalı Başkanı Dijital İletişim Araştırmacısı Doç. Dr. Ali Murat Kırık, K-pop tehlikesiyle ilgili açıklamalarda bulunarak, "K- pop akımı özellikle Twitter'da yaygınlaşmaya başladı. Twitter üzerinden hashtag'ler aracılığıyla kurmuş oldukları hayran profilleri aracılığıyla kullanıcılar birbirlerine çok rahat ulaşabiliyorlar. Türkiye ve dünyada bu akım hızla yayılmaya devam ediyor. Bir diğer etkileşim araçları ise Youtube." dedi.
K-pop akımının yayılmasında sosyal medya araçlarının etkisine dikkat çeken Doç. Dr. Ali Murat Kırık, "Diğer mecraların da bu noktada etkili olduğunu söyleyebilmek mümkün ancak Twitter bu akım için önemli bir mecra. Başta Tayland, Kore gibi ülkelerin yanı sıra Türkiye'nin ilgisinin ilk 20'lerde olduğunu görmekteyiz." diye konuştu
DİJİTAL OKURYAZARLIK ÇAĞIMIZIN OLMAZSA OLMAZI
"Ebeveynlere çok büyük görev ve sorumluluk düşüyor. Özellikle çocukların dijital okuryazar olabilmeleri son derece önemli. Zira dijital okuryazarlık çağımızın olmazsa olmazı. Sosyal paylaşım ağları aracılığıyla doğru bilgi de sunuluyor yalan bilgiler de. Dolayısıyla bunların ayrıştırılması, bireylerin farkındalık kazanması dijital bilinçle sağlanabilir." diyen Doç. Dr. Ali Murat Kırık, açıklamalarına şöyle devam etti; "Ebeveynler çocuklarına örnek olmalıdır. Onlarla yapılacak aktiviteler, çocukların hesaplarının takip edilmesi ve çocuklarla yapılan bireysel toplantılar bu noktada son derece önem arz ediyor. Sadece K-pop değil, birçok akımın tehlike oluşturduğuna şahit oluyoruz. Çocukların ve gençlerin sadece K-pop üzerinden faaliyetlerini sürdürmesi, onların motivasyonlarını bozuyor. Derslerine ilgilerini azaltabiliyor tıpkı oyun bağımlılığı gibi, dijital bağımlılık gibi risk teşkil ediyor. Anne ve babalara büyük önem düşüyor. Ailelerin çocuklar için dijital bilinç oluşturmaları son derece önemli."
SOSYAL MEDYA TARAMA GRUBU NASIL İŞLİYOR?
Doç. Dr. Ali Murat Kırık "Sosyal medya tarama grubu, 7/24 sosyal medyadaki içerikleri takip ve analiz ediyor. Böylelikle çocukların ve gençlerin, zihinsel ve fiziksel gelişimine zararlı olan içeriklere karşı müdahale ve bilinçlendirme çalışmaları gerçekleştiriliyor. Özellikle emniyet güçlerimizle birlikte de çalışıldığı ifade edilmekte. Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkalığı ile de sürekli bir iletişim sağlanıyor. Buralarda URL adresi belli olan paylaşımlar ile ilgili olarak Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na içerikler iletiliyor. Böylelikle çocukların zihinsel ve fiziksel gelişimini engelleyici içeriklerin ivedi olarak kaldırılması sağlanıyor. Bu şekilde hızlı bir müdahale söz konusu." Dedi
MAHREMİYET ALGISININ KORUNMASI SON DERECE ÖNEMLİ
"Daha faydalı olabilmek adına diğer sosyal medya mecraları ile iletişime geçilmesi, Türkiye'de temsilciliği bulunan sosyal medya mecralarıyla da sadece bu akıma değil, diğer akımlara karşı da iş birliği gerçekleştirilmesi son derece mühim." diyen Doç. Dr. Ali Murat Kırık, sözlerini şöyle sürdürdü; "Zira çocuklar bizim geleceğimiz, mahremiyet algısının korunması son derece önemli. Bu noktada kontrol büyük önem arz ediyor."