K-pop akımında, 'İdol' olarak adlandırılan kişilerin üyelerine uyguladığı psikolojik baskılar ve dayatmalardan oluşan K-pop sözleşmesi aileleri tedirgin ediyor. Aileler başta çocuğunun yalnızca müzik dinlediğini düşünse de ilerleyen dönemlerde ortaya çıkan 'dijital bağımlılık' ve karakter değişimiyle perde arkasındaki gerçekleri fark ediyorlar. Çocuklarını K-pop tehlikesinden koparmak isteyen aileler psikolog, psikiyatrist ve pedagoglardan destek alarak süreci yönetiyor.
"FARKLI YAKLAŞIMLARA MARUZ KALDIM"
K-pop akımından etkilenen 19 yaşındaki Y.Ö, yaşadığı süreci tüm detaylarıyla anlattı. K-pop akımına başlangıçta yalnızca müzik dinlemek için dahil olduğunu ancak daha sonra grupların fan (hayran) kitlesiyle kurduğu iletişimde farklı yaklaşımlara maruz kaldığını belirten Y.Ö, yaşadığı süreci ailesinin desteğiyle aldığı psikolojik tedaviyle atlattığını söyledi.
Y.Ö, K-pop akımıyla ilgili şöyle konuştu; "Önce youtube'da video izlemeye başladım. Dansları, giyimleri ve tarzları hoşuma gittiği için bir süre sonra ben de diğer üyelere benzemek istedim. Kilolu olduğum için onlar gibi zayıf olmak istedim ve kendi kendime diyet yapmaya çalıştım. Tüm hayranların twitter hesapları vardı bu yüzden ben de takma bir isimle hesap açtım ve sık sık paylaşım yaptım. Kore saatine göre uyanıyordum ve çıkacak klipleri bekliyordum. Bu dönemdeki uykusuzluğum, yorgunluğum ailemin dikkatini çekmeye başlamıştı. Onlar gibi dans etmek için kursa gitmek istedim ancak ailem o dönemde izin vermedi."
"ONLAR GİBİ OLABİLMEK İÇİN HER ŞEYİ YAPTIM"
"Sürekli yeni video yayınlanmasını bekliyordum, derslerimden koptuğum ve asosyalleştiğim bir dönem oldu. Derslerime odaklanmam için ailem beni sık sık uyarıyordu ancak bunu yapamıyordum. Onlar gibi giyinme, makyaj yapma, onları gibi davranma isteğim artıyordu. Sürekli tartılıyordum ve arkadaşlar arasında hep kaç kilo olduğumuzu konuşuyorduk. Diyet yapsam da kilo veremiyordum bu durum, fanlar (hayranlar) arasında bir süre sonra dışlanmama ve aşağılanmama neden oldu. Onlar gibi görünemediğim için psikolojim bozulmuştu."
"AİLESİNDEN GİZLİ ESTETİK OPERASYON İÇİN PARA BİRİKTİRENLER VARDI"
"Arkadaşlarım arasında ailesinden gizli estetik operasyon yaptırmak isteyenler hatta bunun için para biriktirenler vardı. Ben de yaptırmak istedim ancak aileme bu durumu açıklayamadığım için vazgeçtim."
"K-pop akımından kopma sürecim aslında ailemin farkındalığı sebebiyle oldu. Saatlerce odamdan çıkmadığım için ailem bir süre sonra sorgulamaya başladı. Psikolojik tedavi sürecimden sonra sahte isimle açtığım sosyal medya hesaplarını kapattım ve gruplardan çıktım. Zamanla hiçbiriyle görüşmemeye başladım. Şu an düşündüğümde beni aşağılayan insanların olduğu bir grup için neden sabahlara kadar uyumadığıma anlam veremiyorum."
"GRUP ÜYELERİNİ PAYLAŞAMIYORLAR ARALARINDAKİ BAĞ ÇOK GARİPTİ"
Bir süre K-pop akımından etkilenen ancak daha sonra evdeki posterlerini dahi atarak K-pop akımıyla bağlantısını kesen 14 yaşındaki N.Ü, bu akımdan etkilenen birçok arkadaşının grup üyelerine aşırı hayranlık duyduğunu ve kendi aralarında kıskançlık yaşadıklarını belirtti.
"EN ÇOK İLGİMİ ÇEKEN ŞEY TARZLARIYDI"
N.Ü, K-Pop akımıyla nasıl tanıştığını şöyle anlattı; "Sınıfta yakın bir arkadaşım dinliyordu. O bana göstermişti ve dansları çok ilgimi çekmişti. Sonrasında dinleyip, danslarını yapmaya çalışıyorduk. Şarkıların farklı bir dilde olması çok hoşuma gitmişti. Dikkatimi çekiyordu bu durum. Ama en çok ilgimi çeken şey kıyafetleri ve müzik ritimleriydi."
"ODAMA ASTIĞIM POSTERLERİ YIRTIP ATTIM"
K-Pop grup hayranları arasındaki tuhaf ilişkilerden rahatsızlığını dile getiren N.Ü, sözlerini şöyle sürdürdü; "Grup üyelerine aşırı hayranlık duyanlar vardı. Öyle bir şey ki grup üyelerini kendi aralarında paylaşamayanlar oluyordu. Genel olarak müzikleri ve danslarıyla ilgileniyordum ama artık neredeyse hiç dinlemiyorum diyebilirim. Posterlerini odama asmıştım ama ilgim bitince her şeyi çıkardım ve attım. Artık bu gruba dair herhangi bir hayranlığım yok. "
UZM. PEDAGOG ZEYNEP ŞİMŞEK
Uzm. Pedagog Zeynep Şimşek, K-pop akımının küresel bir salgın kadar tehlikeli olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu; "K-pop akımını salgın hastalıklar gibi küresel bir problem olarak ele almakta yarar var. K-pop üyelerinin fiziksel özellikleri kusursuz görünen küçük kız ve erkek çocuklarından oluştuğunu biliyoruz. Ergenlik döneminde, çocuklar bedensel özelliklerini önemserler, vücutları değişirken en iyi görünme isteği ortaya çıkar ve toplum tarafından beğenilmek önem kazanır. Düşük benlik saygısı, düşük beden algısına neden olmaktadır. Düşük beden algısı; kişinin kendine saygısı ve güveni olmadığı için kendi bedenini olduğundan daha farklı ve kötü görmesidir. Bu gençler 50 kg altında kusursuz bir cilt, ölçülü fiziksel özelliklere sahip olmak istemektedir. Bu şekilde hem daha güzel hem de kabul gören bir genç olacaklarına inanırlar."
CİNSİYETLERİNİ REDDETME EĞİLİMİNDELER
"Z kuşağı dijital, sınırsız özgürsüzlüğün olduğu bir ortamda (internet) büyüdü. Dolayısıyla bir cinsiyeti sahiplenmekte gençler arasında özgürlüğün sınırlandırılması anlamına gelmeye başladı. "Bir erkek makyaj yapmak istiyorsa yapmalıdır" düşüncesi benimsenmiştir. Zaten k-pop erkek grup üyeleri farklı makyaj markalarının yüzü olarak kullanılmaktadır." Diyen Uzm. Pedagog Zeynep Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü; "Onları takip eden gençlerin kendi cinsiyetlerindeki birine değil de ters cinsiyet yönelimine girerek onunla yaşanan ilişkinin normal olduğuna bunun yanında cinsiyetilerini reddetmeye eğilimindedirler."
"ÇOCUĞUNUZUN GECE DIŞARI ÇIKMASINA İZİN VERMİYORSUNUZ AMA İNTERNETTE DÜNYAYI GEZİYOR"
Uzm. Pedagog Zeynep Şimşek, "Çocukların yaşamlarındaki yönelim, tercih ve birçok alışkanlıklarının en büyük sorumluluğu ailelere düşmektedir. Öncelikle çocuklarının interneti, sosyal medyayı nasıl kullandıklarını bilmeleri gerekmektedir. 12 yaşındaki çocuklarının gece yarısı dışarıya çıkmasına izin vermeyen ebeveyn, bir bilgisayar ve internet vererek tüm dünyayı kontrolsüz bir şekilde gezmelerine izin veriyor. Aslında internette gezinmekte aynı tehlikeyi içermektedir." dedi
SAĞLIKLI İLİŞKİLER KURULAN HİÇBİR AİLEDE BAŞKA BİR GRUBA ÜYE OLMA İSTEĞİ OLMAZ
Tutarlı ebeveyn olmanın önemine dikkat çeken Uzm. Pedagog Zeynep Şimşek, çocukların hatalarına karşı daha sakin davranılması gerektiğini belirtti. Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü; "Bu gibi gruplara katılan çocukların ebeveynleri ilk önce kendilerini izlememeliler. Sonra koşulsuz sevgiyle ilişkilerini yeniden yapılandırmalılar. Sağlıklı ilişkiler kurulan hiç bir ailede başka bir gruba üye olma isteği olmaz. Çünkü aile en rahat ve mutlu olunacak ortamdır. Hatasını kabul eden ebeveyn, çocuğuna zaman ayıran ebeveyn bu sorunu zaman içinde çözecektir."
AŞIRI BASKICI OLMAK KADAR AŞIRI HOŞGÖRÜLÜ AİLE OLMAK DA RİSKLİ
Uzm. Pedagog Zeynep Şimşek, "İlgisiz ve kayıtsız ebeveyn, baskıcı ve otoriter aile, aşırı hoşgörülü aile, aşırı korumacı ailelerin çocukları bu gibi gruplara yönelerek oradan kendilerine uygun ebeveynler bulmak isterler. Aslında ebeveyn olacak olgunluğa ve yaşa sahip olmayan kişilerden ebeveynlik beklerler. Çünkü aileler çocuklarına yeterli zamanı ayırmadığı için korku, baskı ya da yeterli sınırlarla büyütmediğinde çocuk ihtiyacı olanı kendi düşünce sistemiyle bulup kendini bir yere dahil eder. Ve aileden uzaklaşarak kendi dünyasında güzellik, popülerlik ve aitlik hissini yaşar." Dedi
ERKEN YAŞTA RİSKLİ ESTETİK OPERASYONLARDAN GEÇİYORLAR
"K-pop üyelerinin çoğu çok erken yaşta riskli estetik ameliyatlardan geçmektedir. Bunların tamamı çocuğa doğru bir şekilde aktarılmalıdır." diyen Uzm. Pedagog Zeynep Şimşek, açıklamalarına şöyle devam etti; "Ebeveyni tarafından anlaşılmayan ve doğru rol modeli olmayan her çocuk bir başkasının etkisinde kalarak her söyleneni mantık ve bilinç süzgecinden geçirmeden yapabilir. Kendilerini harekete geçirmekte zorlanan çocukların dış motivasyona ve yönlendirilmeye ihtiyacı vardır. Çünkü İnsanın en büyük ihtiyaçlarından olan sevgi, güvenlik ve ait olma ihtiyacıdır. Bu çocuklar özellikle ailelerinde bunu bulamazsa dönüşü zor tecrübeler yaşayacaklardır."
ÇOCUK VE ERGEN PSİKİYATR DOÇ. DR. NESLİM DOKSAT
KİMLİĞİ OTURMAMIŞ KİŞİLER…
Çocuk ve Ergen Psikiyatr Doç. Dr. Neslim Doksat, K-pop akımı etkisi altında kalan gençlerin henüz kimliğin oluşmadığı yaş grubundaki kişiler olduğuna dikkat çekti. Çocuk ve Ergen Psikiyatr Doç. Dr. Neslim Doksat, "Gençlik dönemi rol modellerinin arandığı yaşlardır. Her dönemin kendine ait popüler rol modelleri vardır. Bu modellere idol denir. K-pop grubunu idol olarak seçenler de onlara benzemek istiyor. Gençlik dönemleri kimlik arayışı yaşıdır. Kimliğin tam oturması 21 yaşını bulur. 12-14-16 yaşları arasında mutlak surette kişiler rol modellerine karşı ilgileri vardır. Onlar gibi olurlarsa kendilik duyguları yükselir bu nedenle onlara benzemek istiyorlar." dedi
"CİNSİYETSİZ GÖRÜNTÜNÜN SEBEBİ…"
"K-pop akımıyla ortaya çıkan cinsiyetsizlik bir tercih değildir. Gençlerin 18 yaşından önce yönelimleri belli olmuyor bu nedenle bu bir tercih değil yönelimdir." diyen Çocuk ve Ergen Psikiyatr Doç. Dr. Neslim Doksat, sözlerini şöyle sürdürdü; "Grup üyelerinin cinsiyetsizliği ön plana çıkarma nedeni bir tepki olabilir. Kendilerini hiçbir şey için kanıtlama ihtiyacı duymuyorlar ve bu durum daha kolay geliyor. Cinsiyetsizlik; başarı beklentisini, performans kaygısını azaltıyor. Grup üyelerinin 50 kilo altında olma şartının sebebi de aslında aseksüel görüntüyü yakalama amacıdır."
BASKI GÖRMÜŞ VE YALNIZ ÇOCUKLARI HEDEF ALIYORLAR
Çocuk ve Ergen Psikiyatr Doç. Dr. Neslim Doksat, "Her şeyin radikal ucu zarardır. Kimlik arama ergenlik belirtisidir ancak marjin üstüne çıkma durumunda ailelerin uyanık olması gerekiyor. Aileler, kesinlikle baskı yapmamalı ve kendi içlerindeki doğruyu bulması için çaba göstermeliler. K-pop gibi akımlar, baskı görmüş ve yalnız çocukları hedef alıyorlar. Aşırı denetlenme, çocuğa mahrem alan tanınmaması, çocuğun varoluşuna saygı duyulmaması gibi sebepler sebebiyle bazı çocuklar K-pop gibi akımların etkisinde kalıyor." ifadelerini kullandı.