Depremin ardından, içinde acıyı hissetmeyen, yardım içini elini uzatmayan kalmadı bu topraklarda... Bu bize zor günlerde nasıl birlik olduğumuzu hatırlattı. Ama öyle bir gerçeklik vardı ki bu depremde, onu da hatırladık... Dünyanın dört bir yanından maddi, manevi, insan gücüyle yardıma koştu onlarca ülke... Çünkü Türkiye bu zamana kadar hep onların en zor günlerinde yanındaydı... Türkiye cömertliğinin, zor durumda olanın yardımına koşmanın karşılığını aldı... Her giden ekip, her gönderilen yardım bu minnete vurgu yapıyordu...
Bunlar lafta ifadeler de değil üstelik... Depremden hemen önce hazırlanan bir rapor açıklıyor bunu... İngiltere merkezli "Development Initiatives" kuruluşu tarafından hazırlanan Küresel İnsani Yardım 2022 Raporu'na göre, ABD, 9 milyar 768 milyon dolar insani yardım sağlayarak, miktar bazında listenin başında yer alırken, Türkiye ise ikinci sırada yer aldı. Ancak Türkiye, 5 milyar 587 milyon dolarla gayrisafi milli hasılasına oranla en çok insani yardım sağlayan ülke oldu.
Türkiye, miktar bazında 2013, 2014 ve 2015'te listede üçüncü, 2016 ve 2020'de ikinci, 2017, 2018 ve 2019'da da ilk sırada yer aldı. Türkiye, 2020 yılında da gayrisafi milli hasılasına oranla en çok yardım yapan ülke olarak kayıtlara geçti.
Üstelik raporda, Türkiye'nin topraklarında misafir ettiği Suriyeli sığınmacılara yönelik insani yardımlarının sıralamaya dahil edilmediği açıklandı.
Bizi biz yapan ve diğer topluluklardan ayıran en önemli özelliklerimizden birisi de yardımlaşma ve dayanışma duygusu...
Dışişleri Bakanlığının Türkiye´nin Uluslararası Acil İnsani Yardımları başlıklı raporundan da söz etmeden olmaz...
Raporda şu ifadelere yer veriliyor:
"Türk halkı insani yardımlar konusunda tarihinden ve kültüründen kaynaklanan güçlü bir geleneğe sahiptir. Bu bağlamda, Türkiye, doğal afetler, savaş, yoksulluk ve toplumsal çatışmalar nedeniyle zor durumda kalan ülkelere yardımda bulunmayı insani bir görev ve uluslararası toplumun istikrarında önemli bir unsur olarak görmektedir.
Bu düşünceden hareketle, ırk, din, dil, cinsiyet farkı gözetmeksizin ihtiyaç duyulan yerlere, süratle ve imkânların elverdiği ölçüde insani yardım ulaştırmaya gayret eden Türkiye, bu doğrultudaki uluslararası çabalara da katkıda bulunmaktadır.
1980'li yılların ortalarından itibaren gıda sevkiyatı şeklinde başlayan insani yardımlarımız, son on yılda ivme kazanarak dünyanın birçok bölgesine yayılmış, ayrıca nicelik ve nitelik bakımından da çeşitlenerek, gıda dışı alanları da kapsar hale gelmiştir.
Başta Türk Kızılayı olmak üzere pek çok sivil toplum örgütümüz de insani yardımlar alanında aktif bir tavır sergilemektedir.
GİDEREK GÜÇLENEN KONUM
Bu çerçevede ülkemiz ikili düzeydeki insani yardım faaliyetlerine ilaveten, başta BM İnsani İşler Eşgüdüm Ofisi (OCHA), Dünya Gıda Programı (WFP) gibi uluslararası kuruluşlar aracılığıyla da yapmaya gayret göstermektedir. Bu şekilde geliştirilen işbirliğiyle, insani yardımlarımıza uluslararası bir boyut da kazandırılmıştır. Türkiye bu doğrultuda, 1 Temmuz 2014 tarihinde OCHA'ya en fazla gönüllü bağış yapan ülkelerin yer aldığı ve OCHA'nın izlediği insani politikalara şekil vermeyi amaçlayan bir istişare mekanizması niteliğindeki OCHA Donör Destek Grubu'na (ODSG) üye olmuştur.
Küresel İnsani Yardımlar Raporu'na göre Türkiye, 2021 yılında gayrısafi milli gelirinin yüzde 0,86'sını insani yardım için ayırarak 2015'ten beri sahip olduğu "dünyanın en cömert ülkesi" konumunu sürdürmüştür. Keza, gerçekleştirdiğimiz 5,587 milyar Dolar tutarındaki insani yardımla, ülkemiz 2021 yılında ABD'nin ardından en fazla insani yardımda bulunan ülkeler sıralamasında ikinci sırada bulunmaktadır. 2020 yılında bu veriler, sırasıyla, 8,036 milyar ABD Doları ve yüzde 0.98 olarak gerçekleşmiştir.
Türkiye'nin son dönemde insani yardımlar alanındaki faaliyetlerinin başlıca belirleyici unsuru Suriye örneğinde olduğu gibi yakın coğrafyasında devam etmekte olan krizlerin insani boyutları olmuştur. Küresel boyuttaki etkileri her geçen gün artan sözkonusu krizler, aynı zamanda ülkemizin mevcut insani yardım sistemi içindeki konumunu da güçlendirmiştir.
Türkiye ayrıca, BM Güvenlik Konseyinin ilgili kararları çerçevesinde, BM yardım ajanslarının Suriye'ye yönelik sınır ötesi insani yardım sevkiyatlarına 2014'ten bu yana destek sağlamaktadır.
MOZAMBİK'TEN PANAMA'YA KADAR YARDIM
Ülkemizin yakın geçmişte yaptığı insani yardım faaliyetleri arasında, 2004 sonunda meydana gelen Güneydoğu Asya depremi, 2005'teki Pakistan depremi, 2006'da Lübnan'da yaşanan insani kriz, 2008 yılının sonunda patlak veren Gazze Krizi, 2010 yılında meydana gelen Haiti ve Şili depremleri ile Pakistan'da yaşanan sel felaketi, 2011 yılında meydana gelen Japonya depremi, 2013 yılında Filipinler'de meydana gelen tayfun, 2014 yılında Balkanlar'da meydana gelen sel felaketi ve Gazze'ye yönelik saldırı, 2015'de Nepal depremi ile Irak'taki çatışma kaynaklı insani kriz, 2015 ve 2016'da Yemen ve Libya'daki insani kriz ile 2016'da Makedonya'daki sel felaketi sonrasında gerçekleştirilen yardım operasyonları önemli yer tutuyor.
Bu bağlamda, insani yardımlarımız son dönemde de artarak devam etmektedir. 2017 yılında Kolombiya ve Gürcistan'da, 2018 yılında Vietnam, Laos ve Endonezya'da, 2019 yılında Mozambik, Afganistan, Arnavutluk, Bangladeş, Bosna-Hersek, Burkina Faso, Cezayir, Cibuti, Çad, Etiyopya, Filistin, Gambiya, Güney Sudan, Gürcistan, Irak, İran, Kamerun, Kolombiya, Komorlar, KKTC, Lübnan, Moğolistan, Myanmar, Namibya, Nijer, OAC, Özbekistan, Pakistan, Somali, Sudan, Ürdün ve Yemen'de, 2020 yılında Afganistan, Arnavutluk, Bangladeş, Çad, Cibuti, Etiyopya, Filipinler, Filistin, Fiji, Güney Sudan, Kamboçya, KKTC, Kuzey Makedonya, Myanmar, Nijer, Özbekistan, Pakistan, Romanya, Somali, Tanzanya, Tunus, Ukrayna, Ürdün ve Yemen'de, 2021 yılında Bosna-Hersek, Fiji, Guatemala, Güney Sudan, Haiti, Hırvatistan, Honduras, Moğolistan, Mozambik, Panama, Saint Vincent ve Grenadinler, Tacikistan'da, 2022 yılında Afganistan, Brezilya, Irak, Madagaskar ve Pakistan'da meydana gelen sel felaketi, orman yangını, deprem, kasırga, yanardağ patlaması gibi doğal afetler nedeniyle nakdi ve ayni yardımlar gerçekleştirildi."