Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Düzenli, hipertansiyonun dünyada yaygın bir halk sağlığı problemi olduğunu belirtti. Yetişkinlerde büyük tansiyonun 140, küçük tansiyonun 90 (milimetre cıva) olmasının hipertansiyon olduğuna işaret eden Düzenli, bunun da kalp krizi, inme, böbrek yetmezliği, büyük damarlarda balonlaşma ve görme bozukluğuna neden olduğunu aktardı.
ÖNLENEBİLİR ÖLÜMLERİN EN SIK GÖRÜLEN SEBEBİ
Düzenli, 17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü'nün halkı, korunma, tanı ve tedavi konusunda bilgilendirmek amacıyla organize edildiğini anımsatarak, "Dünya Sağlık Örgütü tarafından hipertansiyon, önlenebilir ölümlerin en sık görülen sebebi olarak belirlenmiştir. Hastaların çoğunda belirti vermemesi nedeniyle yüzde 45'i kan basınçlarının yüksek olduğunun farkında değildir." dedi.
"18 YAŞ ÜZERİNDEKİ KİŞİLERİN YILDA BİR KEZ TANSİYON ÖLÇÜLMESİNİ TAVSİYE EDİYORUZ"
Yapılan çalışmalara göre, Türkiye'de yetişkin nüfusun yüzde 30-32'sinde hipertansiyon olduğunun tahmin edildiğini vurgulayan Düzenli, şöyle konuştu:
"Türkiye'de kadınlarda hipertansiyon erkeklere göre daha sık görülmektedir. Öte yandan kadınlarda farkındalık ve kontrol altında tutulması oranı daha yüksektir. Türkiye'de 50 yaş üzerinde her 2 kişiden 1'inde hipertansiyon görülmektedir. Fakat yaşın ilerlemesiyle hipertansiyon riski de artmaktadır. 65 yaş sonrası kişilerden 3'te 2'sinde hipertansiyona rastlanmaktadır. Türkiye'de insanların yüzde 46'sı kan basınçlarının yüksek olduğunun farkında değildir. Tüm hastalar göz önüne alındığında hipertansif hastaların sadece yüzde 28'inde kan basıncı kontrol altındadır. Türkiye'deki tüm ölümlerin yüzde 25'inin hipertansiyona bağlı olduğunu göz önüne aldığımızda erken ölümleri önlemek, iş gücü kaybı ve yaşam kalitesi bozukluğunu azaltmak için hipertansiyonun erken tanı ve tedavisi büyük önem taşımaktadır. Farkındalığı artırmak için 18 yaş üzerindeki kişilerin yılda bir kez mutlaka tansiyonun ölçülmesini tavsiye ediyoruz. 40 yaşından sonra ise daha sık aralıklarla düzenli olarak kan basıncı ölçülmesi gerekmektedir."
TUZ TÜKETİMİ AZALTILMALI
Düzenli, hipertansiyonun tedavisinde en önemli stratejinin ise yaşam biçimi değişikliği ve beslenme alışkanlığının düzenlenmesi olduğuna işaret ederek, "Bu kapsamda ilk olarak tuz tüketiminin mutlaka azaltılması gerekiyor. Avrupa ülkelerine göre ülkemizde tuz tüketimi halen oldukça fazladır. Ülkemizde her 10 hipertansiyon hastasının 3'ünde sebebin aşırı tuz tüketimine bağlı olduğu gösterilmiştir. Kilo vermek bir diğer önemli yaklaşım biçimidir." ifadelerini kullandı.
HİPERTANSİYONA KARŞIN EGZERSİZ, SEBZE VE MEYVE TÜKETİMİ ÖNERİSİ
Potasyumca zengin besinlerin tüketilmesinin kan basıncının azaltılmasında oldukça etkili olduğunu anlatan Düzenli, "Günde 4-5 porsiyon sebze ve meyve tüketilmesi (400 gram ve üzeri) ile 1500-3000 miligram potasyum alımı sağlanabilir. Balık, yağsız et ve süt ürünleri, tam tahıl, baklagillerin tüketilmesi de diğer diyet önerileridir. Haftada en az 5 gün aerobik egzersiz (yürüyüş, yüzme, bisiklete binme ve yoga) yapılmalıdır. Ayrıca haftada 2-3 kez kuvvet egzersizleri de önerilir." diye görüş bildirdi.
"STRES DE ÇOK ÖNEMLİ BİR RİSK FAKTÖRÜDÜR"
Düzenli, sigara ve alkol tüketiminin kaldırılmasının da çok önemli olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Stres de çok önemli bir risk faktörüdür. Stresle baş edilmesinin yolları araştırmalıdır. Gürültü, hava kirliliği ve uyku bozukluğunun hipertansiyona neden olduğu yapılan çalışmalarla ortaya konulmuştur. Günde 6-7 saat düzenli uyku, hipertansiyonun önlenmesi ve tedavinde önemli bir etkendir. Maydanoz, sarımsak ve limonun tansiyonu dengelediğine dair halk arasında yaygın bir inanç vardır. Bunu kanıtlayacak hiçbir bilimsel çalışma şu an için mevcut değildir. Dolayısıyla hipertansiyon tedavisinin doktor kontrolünde başlanması ve takibi çok önemlidir."