Dünya genelinde yaklaşık 382 milyon yetişkin, Türkiye'de ise her 7 yetişkinden biri diyabet hastası olduğunun altını çizdi. Yay, diyabetin vücutta insülinin üretilemediği, az üretildiği veya üretilmiş olan insülinin dokular tarafından yeteri kadar kullanılamadığı durumlarda kan şekeri yüksekliği ile ortaya çıkan kronik, sonuçları itibarı ile ciddi morbidite ve mortaliteye neden olabilen multisistemik bir hastalık olduğunu belirtti.
Diyabetin bütün dünyada çok ciddi bir sorun ve pandemi haline geldiğini aktaran Yay, şunları kaydetti:
"Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) tarafından, dünya genelinde yaklaşık olarak 382 milyon yetişkinin diyabet hastası olduğunu tahmin ediliyor. 2035 yılına kadar bu rakamın 592 milyon olması bekleniyor. Bu artışın nedenleri, yaşlanan nüfus, giderek artan kentleşme, değişen yaşam tarzı değişiklikleri ve obezite. Ülkemizde de maalesef bu artış oranları hem diyabet açısından hem de kilo fazlalığı-obezite açısından dünyaya paralel olarak seyretmekte. Ülkemizde yetişkinlerin yaklaşık üçte ikisi ya aşırı kilolu ya da obez kişilerden oluşmakta. Elli beş milyon yetişkinin 38 milyonu (yüzde 69) normal kilonun üzerinde. Diğer bir deyişle yetişkinlerin üçte biri obez, üçte biri aşırı kilolu.
20 BİN ÇOCUK İNSÜLİN İLE TEDAVİ EDİLEN TİP 1 DİYABETLİ
Yine ülkemizde her yedi yetişkinden birisinde diyabet var. 8,5 milyon kişi. Bunun dışında yaklaşık 20 bin çocuk insülin ile tedavi edilen Tip 1 diyabetli birey. Her 4 yetişkinden birinde diyabete yatkınlık dediğimiz prediyabet durumu var ve bu bireylerin yaklaşık üçte birinde 10 yıl içinde diyabet gelişecek. Daha çok erişkinlerde gördüğümüz Tip 2 diyabet yüzde 80 oranında önlenebilir olan ciddi bir halk sağlığı." Yay, diyabet hastalığının tedavi edilmediği takdirde yüksek kan şekerine bağlı olarak çok su içme, sık idrar yapma, ağız kuruluğu gibi yaşam kalitesini olumsuz etkileyen şikayetlere neden olduğunu aktardı.