Pandemi nedeniyle uzaktan eğitimlerle devam eden üniversitelerin 2021-2022 eğitim öğretim yılı akademik takvimi başladı. İlk kez üniversiteye başlayanlara, şehir değiştirerek üniversite hayatına atılacak öğrencilere tavsiyelerde bulunan Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Kahraman Güler, aileleri de öğrencilere destek olması konusunda uyardı.
ORTAMI TANIMAYA ÇALIŞMAK BELİRSİZLİĞİ ORTADAN KALDIRACAK
İnsanları rahatsız eden şeyin belirsizlikle savaşmak olduğuna değinen Güler, öğrencilere şu tavsiyelerde bulundu:
"Okul, okul ortamı, insanları ve sosyal çevrelerini henüz bilmedikleri için belirsizlikten endişe duyuyorlar. Okulu tanımak, araştırmak, okul çevresine bakmak, ulaşım güzergahlarını öğrenmek, kalabilecekleri yerlerin önceden belirlenmesi işlerini kolaylaştıracaktır. Eskiden bu işler daha zordu ama şimdi daha kolay. Sosyal medya grupları var, okul tanıtımları yapılıyor, çocuklar birbirlerini çok hızlı takip edebiliyorlar. Burada kendilerinin çabası işe yarayacaktır. Ortamı tanımaya çalışmak o belirsizliği ortadan kaldıracaktır. Bu her öğrenci için olan bir şey."
GERGİNLİKLE MÜCADELE EDİN
Yeni ortamların, insanların ve deneyimlerin kişi üzerinde muhakkak gerginlik yaratabileceğini dile getiren Güler, "Uyum sorunu yaşayacak, çevre edinmede zorlanacaksınız. Bunu tümüyle olumsuz kabul edip geri çekilmektense bekleyip ilişkileri sürdürmek işi kolaylaştıracaktır. Başımıza zorlayıcı bir olay geldiğinde öz gücümüzü ortaya koyabilmemiz ve mücadele etmemiz lazım. Tüm bunlara rağmen iletişimde problem yaşıyorsak o zaman bir destek arayışı işi kolaylaştırabilir" dedi.
DIŞ DÜNYANIN BEKLENTİSİNE DAHA AZ KULAK VERİN
Bir gencin özgüvenini tamamen kazanması için kendini tanıması gerektiğini söyleyen Güler, "Güven kırılması nerede başlamış, hangi olaylarda ortaya çıkmış bunu bilmek gerekiyor. Kendi kırıldığı yerle, başkalarının bunu nasıl düşündüğüyle uğraşmaktan vazgeçmek gerekiyor. Sık sık onay almaya çalışmak, başkalarının beğenisine sunmak ve potansiyelimizi göstermemek konusunda burada bir çelişki yaratıyor. Kısacası kişinin kendi potansiyeli ile dış dünyanın beklentileri arasında oluşan dengesizlik onun özgüven problemleri yaşamasına neden oluyor. Kendi potansiyelimizi yükseltmek, dış dünyanın beklentilerine biraz daha az kulak vermek işi kolaylaştıracaktır" ifadelerini kullandı.
AİLELER DİKKAT; GENÇLERİN ÖZERKLEŞMESİNE ENGEL OLMAYIN
Üniversiteye yeni başlayacak çocuğu olan ailelere de uyarılarda bulunan Güler, bir kişinin yeni hayata atıldığında, ya da başka şehre geldiğinde kişilerarası ilişkilerde zorluk yaşayabileceğini hatırlattı.
Belli bir yaştan sonra bireylerin özerkleşmesini istediklerini belirten Güler, "Ortaokul çocuğunun tek başına tercih yapması zor olabilir ama üniversiteye gelmiş bir bireyin tercih yapması daha gerçekçidir. Kendi hayatıyla ilgili kararlar vermesi lazım. Ailelerin bu gençleri kendi koşullarını yaratabilmesi için rahat bırakmaları, kendi arkadaş ilişkilerini kurabilmesi için alan sunmaları son derece önemli. Bu, kişinin yeterlilik duygusunu geliştirecektir ve olumlu bir kimlik algısı oluşturmasına yardımcı olacaktır" dedi.
BAĞIMLI VE YAPIŞIK ÇOCUKLAR YETİŞTİRMEYİN
Ailelerin kendi kaygılarından kurtulamadıkları için bağımlı, yapışık çocuklar yetiştirdiklerini vurgulayan Güler, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu da çocuğun ya da gencin kişilik gelişiminde bazı problemler yaratacaktır. İlişkisinde, iş hayatında zorluklara neden olacaktır. Bu yüzden en önemli detay gencin özerkleşmesine izin vermektir. Tabi ki ihtiyacı olduğunda arayıp sormak, maddi manevi yanında olmak, hastalık olduğunda yanında olmak gerekiyor ve bu önemli. Ama hiçbir sorun yokken, 'Büyükşehirde başına bir şey gelecek, yeni bir durum, tek çocuğumuz' gibi söylemler çocuğun faydasına değil zararına olacaktır."