Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü'nden Prof. Dr. Ahmet Barış Durukan, varis nedenleri ve tedavisi hakkında konuştu. Prof. Dr. Durukan, "Varis, bacaklardaki yüzeysel toplardamarların gözle görülebilir hale gelmesine "kronik venöz yetmezlik" olarak bilinen ve bireyin yaşam kalitesini azaltıp, kozmetik sorunlara yol açabilen sık görülen bir hastalıktır. "Retiküler venöz olarak da bilinen orta boy varisler 1-4 mm çapındadır ve varisler 4 mm'den büyüktür" dedi.
KRONİK VENÖZ YETMEZLİĞİ
Prof. Dr. Durukan, bacaklarda üç temel toplardamar sisteminin mevcut olduğunu ve yüzeysel venöz sisteminin yağ dokusu üzerinde olup cilt atında seyreden ana toplardamar sisteminin kaslar arasında seyreden derin toplardamar sistemi ve her iki sistemi dikey olarak birleştiren perforan damar sistemi olduğunu kaydetti. Bu damarlarda kanın ayaktan kalbe doğru tek yönlü aktığını ve yer çekimi etkisi ile kanın geri kaçışını engelleyen çatı şeklinde duran kapakçıkların bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Durukan, "Bu kapakçılar tam kapanabilir özelliktedir ve bunlarda sıklıkla yapısal olarak bozulmalar olur. Bu durum kanın geriye doğru kaçmasına (reflü) neden olur, buna da kronik venöz yetmezlik denir" ifadelerini kullandı.
'BACAKLARDAKİ AĞRI VE ŞİŞLİK BELİRTİLERİNE DİKKAT EDİLMELİ'
Kaçağın her üç sistemde de oluşabileceğini belirten Prof. Dr. Durukan, ancak en sık yüzeysel toplar damar sisteminde görüldüğünü, popülasyon çalışmalarında ise yüzde 20-40 oranında az ya da çok reflü tespit edildiğini vurguladı. Prof. Dr. Durukan, "Tipik semptomlar bacaklarda ağrı (dinlenmekle geçen tarzda), şişlik (dinlenmekle azalır), her türlü his değişikliği (yanma, batma, karıncalanma, uyuşukluk, hassasiyet, kaşıntı gibi) ve gece kramplarıdır" dedi.
'İLAÇ, VARİS ÇORAPLARI VE CERRAHİ SEÇENEKLER UYGULANABİLİR'
Tedavide temel olarak üç seçenekle birlikte çoğunlukla kombinasyonları öneren Prof. Dr. Durukan, "Flebotropik (venoprotektif) ajanlar yani varis hapları, bu kapakçıkların tekrar kapanmasına (kompetan olmasına) yardımcı olacak tamir mekanizmalarını harekete geçirmeye yöneliktir. İkinci seçenek ise elastik kompresyon tedavisi olarak varis çoraplarıdır. Burada amaç, ayak bileğinden yukarı doğru farklı seviyelerde farklı basınç desteği sağlayarak toplardamar dolaşımına destek olup hızlandırmaktır" diye konuştu.
Varis tedavisinde bacak ölçümünün çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Durukan, aynı boy ve kilodaki bireylerin bacak ölçülerinin birbirinden farklılık gösterebileceğini belirtti.
'TEDAVİ EDİLMEZSE CİLTTE BAKIR RENKLİ GÖRÜNÜME YOL AÇABİLİR'
Kronik venöz yetmezlik tedavi edilmediğinde görünür damarların artmasının yanı sıra zamanla ciltte bakır rengi hareli bir görünüme neden olacağını anlatan Prof. Dr. Durukan, staz dermatiti gelişmesi ile önce ciltte kalınlaşmanın sonrasında incelmeye giden bir sürecin başlayacağını ve ilerleyen hastalıkla birlikte bireyin yaşam kalitesinin de azalacağını aktardı.
Yüzeysel venöz yetmezlikle derin ven trombozu (derin toplardamarda pıhtı atması) arasında doğrudan bir ilişki bulunmadığını, ancak konunun uzmanı olmayan bazı kişilerin yanlış yönlendirmede bulunabildiğinin de altını çizen Prof. Dr. Durukan, "Yüzeysel venöz yetmezlik, yüzeysel toplardamarlarda pıhtılaşma ihtimalini minimal arttırır. Derin toplardamarda pıhtı olması (derin ven trombozu) durumunda ise akciğere pıhtı atabilir" ifadelerini kullandı.
'TEDAVİ SEÇENEĞİNE HASTA VE HEKİM BİRLİKTE KARAR VERMELİ'
Son olarak varisin değişik toplardamar sistemlerindeki patolojilerden kaynaklı olduğunu ve tedavide çeşitli seçeneklerin doğru kombinasyonunun birey bazında tercih edilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Durukan, "Nihai seçenek hasta ile hekimin karşılıklı avantaj ve dezavantajlarının karşılaştırmalı olarak tartışılması sonucu kararlaştırılmalıdır" değerlendirmesinde bulundu.