Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç.Dr. Fatih Gümüş, Türkiye'de özellikle 50 yaş üzerindeki bireylerde ortalama olarak 200 bin hastaya periferik arter hastalığı tanısı konulduğunu ifade ederek, semptomlara karşı dikkatli olunması gerektiğini belirtti. Kontrolsüz şeker hastalığı, düzenli hekim muayenesinden uzaklık, sigara ve alkol kullanımı, yüksek kolesterol ve aile yatkınlığı gibi risk faktörleri bu hastalığın daha da sık görülmesine neden olduğunu bildiren Doç.Dr. Fatih Gümüş, "Tanısı pratik nabız muayenesi, hastanın hikayesi, şikayetleri ve yapılacak ultrasonografik tetkiklerle günümüzde basit olsa da geç ve asemptomatik başvurular nedeni ile periferik arter sıklığı tahmin edilen değerlerin çok üstündedir. Tanı konulmadığı sürece periferik arter hastalığı varlığı başlı başına bir kötü prognoz göstergesidir ve bu hastaların sağ kalımları pek çok kanser türünden daha kötüdür. Periferik arter hastalığı olan erkeklerde beklenen beş yıllık mortalite prostat kanserinden kötüdür, kolon kanseri ile benzerdir. Bu nedenle PAH tanısı konulan hastalar risk faktörlerinin giderilmesi için etkin tedavi altına alınmalıdır" açıklamalarında bulundu.
FİZİKSEL AKTİVİTE SONRASI BALDIRLARDA, UYLUKLARDA, KALÇA ADALELERİNDE KRAMP TARZINDA AĞRI
Tedaviyi ertelememenin önemine dikkat çeken Güneş, periferik arter hastalığında gözlemlenen aşağıdaki belirtilerden muzdarip olunması durumunda derhal uzmanına danışma konusunda şu uyarılanda bulundu: "Fiziksel aktivite sonrası baldırlarda, uyluklarda, kalça adalelerinde kramp tarzında ağrılar. İlerleyen dönemde istirahat esnasında hissedilen bacak ağrısı, bacaklarda uyuşukluk. Baldır kaslarında güçsüzlük, bacaklarda ve ayaklarda soğukluk. Üşüme hissi. Ayaklarda renk değişikliği. Ayak tırnaklarının kalınlaşması gibi".