Nöbetlerin bazen bilinç kaybı, çenede kilitlenme, vücutta kasılma, titreme, kol ve bacaklarda atımlar şeklinde olabileceği gibi dalıp gitme, boş bakma şeklinde de kendini gösterebileceğini belirten Ekici, "Nöbetler genel olarak kısmi ve yaygın nöbetler olarak ikiye ayrılır. Epilepsi nöbetlerinin büyük bir kısmı çocukluk döneminde başlamakla birlikte, herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir." ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Ekici, epilepsinin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu vurguladı.
Epilepsi tanısının, klinik bulgular ve öyküyle konulduğuna değinen Ekici, şöyle devam etti:
"Epilepsi tanısı doğrulandıktan sonra hastalara antiepileptik ilaç tedavisine başlanır. Antiepileptik ilaçlarla kontrol altına alınamayan, dirençli epilepsili hastalarda epilepsi cerrahisi, ketojenik diyet, vagal sinir uyarımı gibi diğer tedaviler uygulanmaktadır. Uzun süreli uykusuzluk, uzun süreli açlık, ateş ve enfeksiyonlar, stres, televizyon ve bilgisayar gibi parlak ışık saçan cihazlar, aşırı kafein kullanımı ve bazı ilaçlar nöbeti tetikleyebilir."
SOLUNUM YOLU AÇIK KALACAK ŞEKİLDE...
Ekici, kısa süren nöbetlerin beyine zarar vermediğinin kabul edildiği bilgisini paylaştı. Nöbet sırasında hasta yatar pozisyonda değilse nazikçe yere yatırılması gerektiğini aktaran Ekici, şunları kaydetti:
"Ağızdaki yiyecekler veya kusmuk nefes borusuna kaçabileceği için solunum yolu açık kalacak şekilde hasta yan pozisyona çevrilmelidir. Zedelenmeye yol açabilecek şeyleri etraftan uzaklaştırılıp, yumuşak malzemeler (yastık, battaniye) koyarak hastanın güvenliği sağlanmalıdır. Hastanın yüzüne su dökülmemeli, dişleri açılmaya ya da çırpınması durdurulmaya çalışılmamalıdır. Nöbet sırasında ilaç dahil ağızdan hiçbir şey verilmemelidir. Doktorun tavsiyesi ile nöbet sırasında rektal diazepami önerilen dozda kullanabilirsiniz. Nöbet çok uzun sürerse veya tekrarlarsa, nöbet sonrası solunum güçlüğü devam ederse 112 aranmalıdır."