Milletler için her zaman kalabalık ve zinde nüfuslar büyük önem taşımıştır. Genç nüfus oranını bünyesinde barındıran ülkelerde ekonomik büyüme daha hızlı olmaktadır. Bu nedenledir ki kalabalık nüfuslu milletler her zaman ve her anlamda gözde olmuşlardır. Bugün teknoloji baş döndüren bir noktaya gelse de insan faktörü her zaman başat rol oynamaktadır. Dünyanın en kalabalık iki ülkesi olarak nitelendirilen Çin ve Hindistan arasındaki, 'nüfus mücadelesi' de bunun en somut örneğidir. Hindistan'ın nüfus bakımından Çin'i geçmesi, Pekin yönetimini yeni ve ivedi tedbirler almaya zorlamıştır. Çünkü dinamik genç nüfus, ekonominin çarklarının hızla dönmesi ve nitelikli iş gücünün sağlanması için kritik önem taşımaktadır.
Adına tarih denilen geçmiş zaman bilmecesi insanoğlunun, kainattaki yolculuğunu anlatan uzun bir hikayedir. İnsan hep yarınını tasarlamış ve geleceği için yaşamıştır. İnsanoğlu diğer canlılardan farklı olarak bilinçli bir şekilde çoğalmıştır. Zira, insanoğlu ilk çağlardan itibaren şunu keşfetmiştir ki, güçlü olmak için çoğalmak gerekmektedir. Bugün gelinene noktada ise baş döndüren bir seviyeye gelen teknik ilerlemenin çarklarını çevirecek genç nüfusa her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır. Çin ile Hindistan arasında yaşanan 'nüfus gücü' mücadelesi de bugün hepimizin şahit olduğu önemli bir olay olarak tarihteki yerini almıştır.
HİNDİSTAN, ÇİN'İ GEÇTİ
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nun (UNFPA) "8 Milyar Yaşam, Sonsuz Olasılıklar: Haklar ve Tercihler Meselesi" başlıklı "2023 Dünya Nüfusu Durum Raporu"nda geçtiğimiz Haziran ayı itibariyle Hindistan'ın nüfus oranı bakımından Çin'i geçebileceği öngörülüyordu. Yine rapora göre, Hindistan'ın nüfusunun 1 milyar 428 milyona ulaşması, Çin'in ise 1 milyar 425 milyonda kalması tahmin ediliyordu. Buna göre geldiğimiz tarih itibariyle Hindistan, Çin'i 3 milyon farkla geçerek dünyanın en kalabalık ülkesi rekoruna sahip oldu.
GENÇ NÜFUS NEDEN ÖNEMLİ?
Her şeyden önce genç nüfus, teknolojinin yani dolayısıyla ekonominin çarklarının dinç bir şekilde dönmesi anlamına geliyor. Çin'in bugün yeniden gençleşmek istemesinin altında bu neden yatıyor. Küresel çapta birçok önemli firma teknoloji transferini Çin'den Hindistan'a yapıyor. Nüfusun azalması demek ülkenin yaşlanması anlamına geliyor. İş gücü kaybı sosyal harcamaların ve sağlık harcamaları da nüfusun yaşlanmasına bağlı olarak artıyor.
NÜFUS YAŞLANIRSA NE OLUR?
İş dünyası yatırım yaparken ya da yatırımlarını başka bir ülkeye kaydırırken, genç ve dinamik nüfusa da bakıyor. Yaşlanan toplumlarda büyük bir iş gücü kaybı ve buna bağlı olarak ekonomik handikaplar ortaya çıkıyor. Yaşlanan bir nüfusa sahip ülke yenilikçi ve üretken gücünü hızla kaybediyor. Nitelikli işçi arzındaki azlık, firmaların talepleri karşılayamamasına neden oluyor. Nüfusun yaşlanması yüksek iş gücü maliyetini de beraberinde getiriyor. Nüfusu daha genç olan ülkeler karşısında rekabet edilemez hale gelmesi de büyük bir ekonomik kayıp olarak devletlerin hanesine yazılıyor.
GENÇ NÜFUS REKABETİ
Hindistan'da yaş ortalaması 28 iken, yakın zamana kadar dünyanın en kalabalık ülkesi ünvanını elinde bulunduran Çin'de bu oran 38'in üzerine çıkıyor. Hindistan'a göre yaşlı bir ülke kategorisinde yer alan Çin'de, doğrudan gelen yabancı yatırımcıda da önemli azalma göze çarpıyor. Hindistan'ın genç nüfusunu, Çin'e nazaran daha üretken ve aktif bir şekilde ekonomiye dahil etmek ihtimali oldukça yüksek.
GLOBAL ŞİRKETLER YATIRIMLARINI HİNDİSTAN'A ALDI
Çin nüfusunun eskiye oranla yaşlanması ve daha birçok sosyolojik ve siyasal etkenin bir araya gelmesi küresel çaptaki şirketlerin de rotasını değiştirmesine neden oldu. Teknoloji devi Apple, üretim odağını aşamalı bir şekilde Çin'den Hindistan'a almak için düğmeye bastı. Apple'ın tüm dünyadaki ürünlerinin yüzde 25'ini Hindistan'da üretecek. Bu finansal taşınma hem Hindistan hem de Çin için büyük bir ekonomik etkiyi temsil ediyor. Apple'ın Hindistan'a transferi sonrası 6 milyar dolarlık bir ekonomik faaliyet yaratacağı öngörülüyor. Pandemi sürecinin de etkisiyle binin üzerinde şirket Çin'den Hindistan'a geçiş yaptı. Dünyanın en büyük akıllı telefon şarj cihazları ve tedarikçisi olan Finlandiya'daki Salcomp, en büyük rüzgar türbini üreticilerinden biri olan Danimarkalı Vestas ve Foxconn gibi büyük ve çok uluslu şirketler de Hindistan'a önemli yatırımlar yapmakta.
ŞİMDİ YENİDEN GENÇLEŞMEK İSTİYORLAR
Çin'de, 1980'li yılların başından itibaren uygulamaya konulan 'tek çocuk' uygulaması, nüfus artışının düşmesinde etkili oldu. Bu nüfus artışının düşüşü de rekorun Hindistan'a gitmesine zemin hazırladı. Bilindiği üzere Pekin yönetimi Çinli ailelerin yalnızca bir çocuk sahibi olmasına izin verirken, birden fazla çocuk sahibi olmak, azınlık etnik gruplara tanınan istisnalar dışında kanunen yasaklanmıştı.
TEK ÇOCUK POLİTİKASI NÜFUS ARTIŞ HIZINI DÜŞÜRDÜ
Yaklaşık olarak bir nesil boyunca uygulamaya konula bu politika, nüfus artış hızının azalmaya başlaması sonrası 2021 yılı itibariyle terk edildi. İlk olarak 2016 yılında tek çocuklu ailelerin iki çocuk yapmasına müsaade edildi. Fakat bu da artış hızını istenile seviye getirmeyince Çin yeni bir adım daha attı. 2021 yılında tüm ailelerin 3 çocuk sahibi olmasına izin veren yasa teklifi kabul edildi.
REKORU YENİDEN ELE GEÇİRMEK İSTİYOR
Çin'in uzun bir süre uyguladığı tek çocuk politikası nedeniyle bugün 25 yaş altı nüfusu Hindistan'a kıyasla daha düşük bir paya sahip. Çin'de 25-64 yaşındaki nüfus 25 yaş altı nüfusun yaklaşık 2 katıyken, bu Hindistan'da yalnızca yüzde 20 fazla. Çin'de çalışma çağındaki orta yaş grubun nüfus artış hızındaki azalmaya bağlı olarak gerileyeceği ön görülüyor. Çin'de hızlı ekonomik büyümenin nedenlerinden bir tanesi genç nüfus olarak gösterilirken, tablonun durağan seyretmesi Çin için ekonomik anlamda alarm ziller veriyor. Hindistan için ise tam tersi bir tablo çiziliyor. Hindistan'da genç nüfusun fazla olması nedeniyle ekonomik büyümeye de pozitif katkı sunacağı tahmin ediliyor.
ÇİN YENİ TEŞVİK PAKETLERİ SUNUYOR
Yine Çin'in Jilin vilayeti de evli çiftlere çocuk sahibi olmaları halinde 200 bin yuan yani ortalama olarak 31 bin dolar kredi verileceğini açıklamıştı. Teşvikler dahilinde çocuklu ailelere şirket kurmaları halinde bazı vergilerden muafiyet te getirilmişti. Annelere doğum izni 98 günden 180 güne, babaların bakım izni ise 15 günden 25 güne çıkartılmıştı.
JAPONYA DA NÜFUSUNU ARTIRMAK İSTİYOR
Sanayi devi Japonya'da çocuk teşviki için bir dizi önlemler aldı. Japonya bu kapsamda Çocuklar ve Aileler Ajansını hizmete sundu. Ajans hamilelik, doğum ve sonrası bakım ve yetiştirme, okul öncesi destek programları ile yoksulluk ve istismarla mücadele politikalarını sistematik hale getirecek.
İSKANDİNAV ÜLKELERİ DE ÇÖZÜMÜ TEŞVİKTE BULDU
İskandinav ülkeleri de yaşlanan nüfusu gençleştirmek için teşvikler geliştiriyor. İskandinav ülkelerinde esnek çalışma saatleri ve yaygın çocuk bakım merkezleri gibi uygulamalarla çalışan çiftler çocuk sahibi olmaya teşvik ediliyor.
DÜNYANIN FARKLI ÜLKELERİNDE DOĞUM TEŞVİK EDİLİYOR
Macaristan ise 3 çocuklu çiftlere 30 bin euro ücret veriyor. Avustralya'da ise "Bebek Bonusu" programı kapsamında bir vergi indirimi uygulanıyor. Danimarka'da bakım harcamaları ücreti verilmektedir. Fransa'da 2004 yılından itibaren bir defaya mahsus olmak ve vergi diliminin dışında kalmak üzere toplu bir ücret ödemesi yapılıyor. Kanada'da ise 'Evrensel Çocuk Bakım Yardım Programı' kapsamında çeşitli teşvikler veriliyor.
GENÇLERE EVLİLİK TEŞVİKİ VERİLECEK
Çin, rekoru yeniden ele geçirmek, yaşlanan nüfusunu yeniden gençleştirmek için teşvikler vermeye başladı. Çin'in Changshan şehrinde alınan karara göre, yeni evlenecek çiftlere para ödülü verilmesi kararlaştırıldı. Çin'in doğusundaki şehirde atılan adıma göre, gelinin 25 yaşında veya daha küçük olması durumunda çiftlere 1000 yuan tutarında nakit ödül verilecek. İlk evlilikleri kapsayan ödül ile hem evliliğin hem de çocuk sahibi olmanın teşvik edilmesi hedefleniyor. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping katıldığı bir toplantıda nüfusu arttırmak için eğitim, bilim ve teknolojiye odaklanılacağını söylemişti.