Dikkatli ve tedbirli olmak gerektiğini anlatan Kapran, "Diyabet, 21. yüzyılın vebası diyebiliriz. Dünyada 450 milyon kişide diyabet var. Bunların yarısı diyabet olduğunu bilmiyor. Salgın döneminde insanlarımız hareketsiz oldukları için diyabet hastalığında büyük artış oldu. Diyabette körlük tehlikesi yüksek." diye konuştu. Kapran, dernek olarak bu hastalık konusunda halkı bilinçlendirmek için çeşitli projeler hazırladıklarını ifade etti.
Hastaları göz kliniklerine giderek muayene olmaları için teşvik ettiklerini dile getiren Kapran, şunları kaydetti:
"Salgın sürecinde halkımız evde hareketsiz kaldı. Diyabet olan hastalar her sene bir kere göz muayenesi olsunlar. Çünkü ilk başta diyabet nedeniyle gözün bozulduğu, tehlikede olduğu belli olmuyor. Hasta 'çok iyi görüyorum, niye doktora gideceğim' diye düşünüyor. Fakat diyabet sinsi bir hastalık, görme kaybı olduğunda geri getirmek mümkün değil. İlk dönemlerde yakalayabilirsek çok etkili tedavilerimiz var. Damar geçirgenliğini düzelten ilaçlarımız var."
"ERKEN YAKALARSAK HEMEN HEMEN HEPSİNİ TEDAVİ EDEBİLİRİZ"
İlaçları göze enjekte edebildiklerini, lazer tedavileri olduğunu vurgulayan Kapran, gözün sızdıran damarlarını düzeltebildiklerini aktardı. Bazen hastaların göz kanaması şikayetiyle geldiğine dikkati çeken Kapran, çok geç kalındığı durumlarda son çare olarak ameliyat yaptıklarını anlattı.
Sağlık Bakanlığı ve diğer derneklerle çalışma yaparak, diyabetten kaynaklanan göz rahatsızlıklarını erken yakalamayı amaçladıklarına işaret eden Kapran, "Türkiye'de diyabet oranı giderek yükseliyor, nüfusumuzun yüzde 10-15 i diyabet hastası. Bunların yüzde 10'u ciddi şekilde gözünü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya. 1 milyon insanımız kontrole gelmezlerse gelecek yıllarda görme yeteneklerini büyük ölçüde kaybedecekler. Tamamen körlüğe kadar ilerleyebiliyor." ifadelerini kullandı.
Kapran, diyabetten kaynaklı göz rahatsızlıklarının çocuklarda da görüldüğünü, hastalığa yakalandıktan birkaç yıl sonra gözlere vurduğunu sözlerine ekledi.