Hindistan'da Delta Plus adı verilen koronavirüs varyantı, ilk olarak 11 Haziran'da İngiltere'de yayımlanan kamu sağlığı bülteninde bildirildi. Dünyada 16 Haziran itibarıyla 11 ülkede en az 197 vakada tespit edilen Delta Plus varyantı endişe yarattı. Delta plus varyantı diğer varyantlara göre daha ölümcül mü? Ne gibi bir belirtileri bulunuyor? İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Aytaç Karadağ'ın Delta Plus varyantı ile ilgili dikkat çeken açıklamaları…
Covid-19'un Delta varyantı nedir?
Birden fazla SARS-CoV-2 varyantı dünyada hala aktif şekilde insanları enfekte ediyor. Normal koronavirüse göre %60 çok daha bulaşıcı olan Hindistan'daki delta varyantı üzerine bir de yeni mutasyon geçirip, daha bulaşıcı Delta Plus varyantı gelişti.
Dünya sağlık Örgütü bu varyantı endişe verici olarak sınıflandırdığı "variant of concern (VOC)" 11 Mayıs'ta kategorisine aldı. Geçen cuma günü WHO delta varyantı, en hızlı yayılan ve en baskın tip olduğunu belirtti. Daha bulaşıcı, hastaneye yatma riski daha fazla olan, daha ağır seyredebilen, mevcut aşılara ve tedavilere daha dirençli olan bu varyantı daha yakından inceleyelim…
Delta plus varyantının belirtileri nelerdir?
Normal koronavirüse göre daha farklı seyredebiliyor: Baş ağrısı, boğaz ağrısı, burun akıntısı ve ateşi genelde oluyor. Nadiren öksürük de eşlik edebiliyor. Daha fazla gençleri tutma özelliğine sahip. Bu nedenle son varyantı "daha çok genç nüfus için kötü bir soğuk algınlığı" olarak tanımlayabiliriz.
Delta varyantının neden endişe verici varyant olarak sınıflandırılıyor?
Virüsün genetik materyalindeki mutasyonlar veya değişiklikler olduğunda yeni varyant oluşuyor. Virüs her mutasyonla yeni özellikler kazanabiliyor; bazen enfeksiyon yapabilme ihtimali artıyor, bazen bulaşıcılığı artıyor, bazen aşılara direnç kazanabiliyor ya da ta tersi mutasyonla virüs hastalık yapabilme özelliğini kaybedebiliyor. SARS-CoV-2 gibi bir RNA virüsü, tuğla gibi yan yana yerleştirilmiş yaklaşık 30.000 baz çift amino asitten oluşur. Bunlardan herhangi birinde meydana gelen bir değişiklik, virüsün şeklini ve davranışını etkili bir şekilde değiştiren bir mutasyona neden olur. Delta varyantı, spike proteininde birden fazla mutasyon içerir. En az dört mutasyon önemlidir:
L452R: Bu mutasyon virüsün daha bulaşıcı, daha az antikor oluşumu ve aşının daha az etkili olmasına neden olur.
P681R: Bu mutasyon virüsün bulaşıcılığını artırır. mutasyonunun, iletilebilirliği artırabilecek kimyasal süreçlerle ilişkili olduğunu söylüyor.
D614G: Daha hızlı yayılmasına neden olur.
T478K: Daha yüksek enfektiviteye neden olur.
Delta varyantı ile Delta Plus varyantı arasındaki fark nedir?
Delta varyantına ilave olarak, Güney Afrika'da tanımlanan beta varyantında yaygın olarak görülen K417N mutasyonu eklendiğinde Delta Plus varyantı oluşuyor. Bu Delta Plus varyant aşıya daha dirençli ve daha bulaşıcı özelliğe sahip.
Public Health England verilerine göre geçen ay İngiltere'de vakaların vakaların %61'inin delta olduğu belirtildi. Tüm dünya genelinde Alpha vakaları düşerken Delta vakaları artıyor. Maalesef Delta için ikinci enfeksiyon ve beklenen yeni pik riski Alpha'dan daha yüksek olduğunu belirtmeliyim.
Delta Plus varyantı daha ölümcül mü?
Bu varyantın daha ölümcül olduğuna dair çalışma yok. Ama İngiltere'den gelen veriler bize hastaneye yatışa neden olma olasılığının daha yüksek olduğunu söylüyor, bu nedenle daha ölümcül olduğunun bulunması şaşırtıcı olmaz.
Aşı bizi Delta Plus varyantından koruyor mu?
Bir çalışmada Pfizer-BioNTech aşısının bir dozdan sonra hastaneye yatmaya karşı %94 ve iki dozdan sonra hastaneye yatmaya karşı %96 etkili olduğunu saptandı. Aynı çalışmada Pfizer-BioNTech delta varyantından bulgularla seyreden hastalığa karşı etkinlik, bir dozdan sonra %36 ve iki dozdan sonra %88'e düşüyor. Yani aşıyla koruma devam ediyor ama koruma oranı maalesef azalıyor. Hem Pfizer-BioNTech hem de AstraZeneca aşıları, Alpha varyantı olanlara kıyasla delta varyantı olan kişilerde hastaneye yatışı önlemede biraz daha az etkilidir.
Kendimizi varyanttan nasıl koruyabiliriz?
Ülkemizde delta varyantı sayısı henüz azken; en azından havalaanında ülkemize giren yabancılara PCR bakılması, yurtdışına seyahat edecek vatandaşlarımızın Delta vakalarının çoğunlukta olduğu ülkelere giderken tedbir alması, 1,5 metre mesafeyi koruma, el yıkama, maske takma ve havalandırma gibi kurallar Delta da dahil olmak üzere bilinen tüm koronavirüs türlerine karşı koruma sağlar.
Dünya genelinde üçüncü bir dalga olacaksa, WHO tarafından maalesef bu Delta Plus varyantı ile olabileceği öngörülüyor. Son derece bulaşıcı ve tedaviye dirençli bu varyanta henüz ülkemizde saptanmaması sevindirici. Aşı olsak dahi koruyucu önlemlere devam etmek gerekir.