Covid-19, 2 yıldan uzun bir süredir aramızda olsa da hala etkilerinin değişkenliği, varyantların ortaya çıkma sürecindeki farklılıklar nedeniyle beraberinde birçok soruyu getiriyor. Bu nedenle neler yapılması, nasıl bir korunma yönteminin izlenmesi gerektiğini Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Lale Seren anlattı. Üstelik Omicron varyantının hızlı yayılımına ve çocuklar arasında risk oluşturma sebeplerine dikkat çekti.
Çocukların Omicron varyantı ile ilgili taşıdığı riskler nelerdir?
Omicron varyantı İlk olarak 11 Kasım 2021'de Botsvana'da ve 14 Kasım 2021'de Güney Afrika'dan rapor edildi. Dünya Sağlık Örgütü'nün varyantlar listesine eklenen beşinci varyant oldu. (Alfa, Beta, Delta, Gama ve Omicron)
Virüsün mutasyona uğraması ile oluşan varyant kısa sürede aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 110'dan fazla ülkede görüldü. Dünya Sağlık Örgütü, Omicron varyantının yayılımının diğerlerinden daha hızlı olması nedeniyle küresel riskin "çok yüksek" olduğunu bildirdi. Delta varyantına nazaran Omicron'un 2-4 kat daha fazla bulaşıcı olduğu rapor edilmektedir. Ev içi diğer bireylere bulaşma, bir kez geçirilen Covid-19 enfeksiyonunun yeniden enfeksiyon oranı da Omicron'da Delta'ya göre çok daha fazladır.
Omicron varyantı toplumda her yaştan insanı etkiliyor. Diğer varyantlardan farklı olarak çocuklar arasında daha hızlı yayılıyor. Omicron varyantının hızlı yayılımının ve çocuklar arasında risk oluşturma nedenleri arasında;
Omicron varyantının çocuklarda olan klinik seyri nasıldır?
Kuluçka süresi, kişinin virüsü aldığından hastalığın belirtilerini göstermeye başlamasına kadar geçen süredir. İlk araştırmalar Omicron varyantının ortalama kuluçka süresinin 3 gün olarak diğer varyantlardan daha kısa bir süre olduğunu gösterdi.
Oldukça hızlı yayılan bu virüsün daha kısa bir kuluçka süresine sahip olması da yayılımının bu kadar hızlı olmasını açıklayabilir. Çocuklarda Omicron varyantı çok hafif ya da belirtisiz seyrediyor. İlk veriler, Omicron varyantındaki belirtilerin soğuk algınlığına benzer ( burun akıntısı, baş ağrısı, halsizlik gibi… ) belirtilerle seyrediyor. Koku ve tat alma bozukluğu ya da çok yüksek ateş gibi bulgular yerine daha çok hafif bulgular görülüyor.
Çocuklarda Covid-19 Enfeksiyonunun ilk dönemlerinde hastaneye yatış oranı %0.52, yoğun bakım yatış oranı da %0.05 düzeylerindeydi. Ancak zaman içinde salgında yeni varyant virüslerin çocuklarda COVID-19 enfeksiyonuna neden olma ve hastaneye yatış oranlarında salgının ilk dönemlerine göre bir artış gözlendi.
ABD'de yapılan çalışmalarda çocuk olgularda salgının ilk dönemlerine göre %10-12 oranında bir artış gözlemlenmiş ve hastaneye yatış oranı da %1.5-4 düzeyinde açıklanmıştır.
Omicron'un çocuklar üzerindeki etkilerinin Covid-19'u daha ağır geçirmelerine neden olup olmayacağı da henüz bilimsel bir çalışmaya dayandırılmış olmasa da varyantın çok daha hızlı bir şekilde yayılıyor olması, daha çok çocuğa ulaşmasına neden olacağından Omicron'un hafif klinik seyiri aldatıcı olmamalı ve varyant virüslerin enfeksiyonlarında dikkatli olunmalıdır.
Çocuklarımızı nasıl korumalıyız?
Her solunum yolu enfeksiyonunda olduğu gibi genel önlemler ilk adımda yer alır.
Tüm bilimsel çalışmaların belirttiği gibi;
Çocuğumun bağışıklığını nasıl güçlü tutabiliriz? Hangi besinleri tercih etmeliyiz?
Çocuklarımıza güçlü bir bağışıklık sağlayabilmek için beslenmesinin sağlıklı ve dengeli olması, özellikle kahvaltının düzenli yapılması ve ana besin öğelerinin eksiksiz sağlanması, vitaminlerin desteklenmesi, bazı eser elementlerin verilmesi, yeterince su ve sıvı alımının sağlanması önemlidir.
Bağışıklık sisteminin düzenli ve dengeli çalışmasında bilimsel çalışmalarla desteklenmiş vitaminler D Vitamini, C Vitamini ve Çinko elementidir.
D vitamini güneş ışınlarından elde ettiğimiz için özellikle kış dönemlerinde düzeyinde azalma gözlenir. Bu nedenle bir yaş altında günde 400 IU, 1-12 yaş arasında da 600 IU D vitamini desteğini önemsiyoruz. Bunun gibi destekleri kullanırken mutlaka takibinde olduğunuz çocuk hekiminin önerdiği destekleri, önerdiği dozlarda almalısınız.
Düzenli beslenmede eğer çocuğunuzda herhangi bir besine karşı alerjisi yoksa yaşına uygun olarak; hayvansal proteinler yani tavuk, balık, kırmızı et, yoğurt, peynir gibi fermente süt ürünlerini veya bitkisel protein kaynağı olarak yeşil ve kırmızı mercimek başta olmak üzere baklagilleri, hem yüksek protein hem zengin B vitamini içeriği ile yumurta şu sıralar sık sık yenilmesi gereken besinlerdir. Bağışıklık sistemini güçlendirdiği bilinen C vitamini, portakal, limon, greyfurt, kivi gibi taze meyveler ile maydanoz, brokoli, yeşil biber ve enginarda bolca bulunur. Yine bağışıklık sistemini destekleyen çinko, selenyum gibi maddele badem, kabak çekirdeği, ay çekirdeği gibi kuruyemişlerden sağlanabilir.
Dengeli bir bağışıklık sistemi için;