İnflamatuar bağırsak hastalığının sindirim sisteminin iç yüzeyinin iltihaplanmasıyla birlikte hastalığın özellikle atak dönemlerinde hayat standartlarını düşürdüğünü, hastalığın çeşitli faktörler nedeniyle 15- 16 yaşlarına kadar düştüğünü belirten Doç. Dr. Özgür Harmancı, özellikle bağışıklık sisteminin güçlü kalması konusunda çaba sarf edilmesi gerektiğini vurguladı. Hastalığın sindirim kanalı boyunca ağızdan anüse kadar herhangi bir yerde ortaya çıkabildiğini ve bağırsak haricindeki organlarda da tutulum yapabileceğini söyleyen Harmancı, "Bu hastalığı esas olarak 3 ana grupta değerlendiriyoruz. Bunları da ülseratif kolit, Crohn hastalığı ve sınıflandırılmamış kolit olarak sıralayabiliriz. Oldukça karmaşık nedenlerle ortaya çıkan bir hastalık grubudur. Bu sebeple aynı hastalık teşhisi olan iki insan arasında hastalığın organ tutulum yaygınlığı, hastalığın şiddeti, tedaviye yanıtı, iyileşme hızı, komplikasyonların gelişimi gibi hastalık özellikleri de çok farklıdır. Bu sebeple her hasta kendine özgü gidişatı ve tedavi süreci olan farklı bir hastalık gibi kabul edilerek bireysel olarak uzman kişilerce takip edilmelidir. Bağırsaklar dışında göz, eklem, deri ve karaciğer başta olmak üzere diğer organlarda da ciddi hastalığa yol açabildiği biliniyor" ifadelerini kullandı.
'HASTALIK, BİRİNCİ DERECE YAKINLARDA VARSA DİKKAT'
Ailede birinci derecede İBH olması, kişinin İBH hastası olma riskini arttırdığını söyleyen Harmancı, "İshal ve karın ağrısı en sık belirtidir. Hastalıkta bunun yanı sıra dışkıda kan, iltihaplı akıntı, gece uykudan uyandıran karın spazmları ve ishal tipiktir. Bağırsaklarda gaz sancısı, tıkanıklık bulguları (gaz ve dışkı çıkaramama ve karında anormal şişkinlik gelişmesi), kilo kaybı, ateş, şiddetli halsizlik ve yorgunluk da en önemli belirtiler arasındadır. Kişide ayrıca diğer iltihabi hastalıkları varsa İBH oluşma riski de artar. Bunlar arasında romatizmal hastalıklar, ankilozan spondilit, primer sklerozan kolanjit adı verilen safra yolu iltihabı, Haşimoto guatrı ve Tip 1 diyabet sayılabilir" dedi.
ALTIN STANDART TANI YÖNTEMİ 'KOLONOSKOPİ'
Altın standart yöntemi olarak kolonoskopinin tercih edildiğini vurgulayan Harmancı, "En net teşhis yöntemleri olarak, hastalığın iltihap yaptığının tespiti için kan ve dışkı tetkikleri yanı sıra kolonoskopi altın standart tanı yöntemlerinden. Bu sebeple kolonoskopi hem görsel teşhis hem de biyopsi alınmasına imkân sağladığı için çok değerli ve mutlaka deneyimli doktorlar tarafından yapılması gereken bir işlem. 45 yaş aralığındaki kişilerin rutin olarak kolonoskopi olması gelecekteki olası hastalıkların da erken teşhisi açısından hayati önem taşıyor" diye konuştu.
'HAZIR GIDALARI HAYATINIZDAN ÇIKARIN'
Hazır ve paketli gıdaların insan sağlığı için oldukça zararlı olduğunu, hızlı atıştırmalıkların ve tatlandırıcı içeren gıdaların zamanla tüm organların işleyişini bozduğunun altını çizen Harmancı, "İBH'nin ortaya çıkması ve devamlılığını sağlayan kimyasal maruziyetinin en aza indirilmesi için paketli tüm ürünlerin en aza indirilmesi çok önemli. Sebze ve meyvelerin aşırı kısıtlanmadan az-orta miktarlarda tüketilmesi öneriyoruz. Laktoz hassasiyeti nedeni ile süt içilmesini pek önermiyoruz. Hastalığı aktif olduğu dönemlerde baharat ve çay-kahve-gazlı içecekler gibi bağırsak hareketlerini uyaran gıdaların tüketimi kesinlikle sınırlandırılmalı. Bir önemli nokta da olası fırsatçı enfeksiyonların engellenmesi için hazır gıda ve fast-food türevi yiyecekleri hayatımızdan çıkarmakta fayda var" ifadelerini kullandı.