Öncel, sindirim sisteminde kanserlerin en sık bu sistemin en son kısmını oluşturan kalın bağırsakta geliştiğini belirterek, "Her yıl dünya genelinde 1 milyondan fazla kişi kalın bağırsak kanseri nedeniyle kaybediliyor. Üstelik sıklığı artıyor ve 2035 yılında 2,5 milyon kişinin yeni teşhis alacağı ön görülüyor. Ülkemizde de kalın bağırsak kanserleri hem kadınlarda hem erkeklerde en sık görülen ilk üç kanser arasında ve kansere bağlı her 8 ölümden birisine neden oluyor. Dolayısıyla sağlığına veya sevdiklerinin sağlığına ilgi duyan hiç kimse bir gün kalın bağırsak kanseriyle yüzleşme olasılığına duyarsız kalmaması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
"OBEZİTE VE HAREKETSİZLİK RİSKİ ARTIRIYOR"
Öncel, kalın bağırsak kanserine yol açan faktörlere ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
"Kalın bağırsak kanseri olasılığını artıran bazı risk faktörleri biliniyor ve bunların bir kısmı önlenebilir. 'Önlenebilir' olması önemli, çünkü insanlar hayat tarzlarındaki değişikliklerle kalın bağırsak kanserine yakalanma şanssızlıklarını azaltabilirler. Sözgelimi bazı çalışmalar obezite ve hareket azlığının ciddi bir risk olduğu yönünde bilgiler sunuyor. Yakınlarda yapılan bir araştırma kalın bağırsak kanseri sıklığının fazla kilolu olanlarda ve obezlerde normal kiloda olanlara göre sırasıyla yüzde 30 ve yüzde 60 oranında arttığını ortaya koydu. Benzer bir çalışmada ise iş yerinde çalışırken oturma süresi 6-8 saat olanlarda 2 saatten az olanlara göre riskin yüzde 39 daha fazla olduğunu gösterdi. Sigara diğer birçok kanserdeki gibi kalın bağırsak kanserinde de ana etkenlerden. Alkolün de riski arttırdığı da biliniyor. Beslenme alışkanlıklarımız da kalın bağırsak kanserini tetikleyebiliyor. Proteinden ve işlenmiş gıdalardan zengin batı tarzı diyet büyük bir tehdit, öte yandan sebze, sulu yemekler, salata, liften zengin gıdalar ve balığın ön planda olduğu Akdeniz mutfağı ise koruyucu."
Bağırsak kanseri olan hastaların yaklaşık yüzde 80'inde aile öyküsü ve risk faktörü olarak bilinen hastalıkların olmadığını belirten Öncel, "Sporadik grup olarak isimlendirilen bu hastalar kalın bağırsak kanseri için kalıtımsal bir yatkınlığı belirlenememiş sıradan, sokakta dolaşan kişilerdir. Kimin kalın bağırsak kanseri olacağına yönelik bu belirsizlik önleyici işlemlerin tüm toplumu hedeflemesini gerektiriyor. Bu yüzden tarama protokolleri önem kazanıyor. Tarama, tamamen sağlıklı bireylerde hastalığın veya öncü lezyonların olup olmadığının araştırılmasıdır. Böylece hastalık oluşmadan veya erken aşamada ortaya konulup, önleyici işlemler yapılabilir."
"GENÇLERDE GÖRÜLME SIKLIĞI ARTIYOR"
Öncel, gençlerde de görülme sıklığı artan kalın bağırsak kanserinin tedavi yöntemlerini şöyle açıkladı:
"Kalın bağırsak kanseri genellikle 50 yaşından sonra görülse de gençlerde sıklığı artıyor. Bu trend devam ederse 2035 yılında tüm kalın bağırsak kanserli hastaların yüzde 20'sinden fazlasını 50 yaşından daha gençler oluşturacak. Bu nedenle bazı ülkelerde taramaya başlama yaşı 45'e çekilmiş durumda veya planlanıyor. Kalın bağırsak kanserinin tedavisi birçok disiplininin katkısını gerektirir. Öncelikle kalın bağırsak kanseri birçok kansere göre daha iyi seyirlidir. Bu sebeple multidisipliner konseylerin bulunduğu tecrübeli ekiplerin tedavi sürecini yürütmesi durumunda sonuçlar daha iyileşmektedir.
Onkolojik prensiplere uygun olarak yapılan bir cerrahi hala altın standarttır. Günümüzde makata çok yakın kanserlerde bile kalıcı bir stoma (bağırsağın karına getirilip ağızlaştırılması) gerektirecek ameliyatlar yerine makatı koruyucu işlemler yapılabilmektedir. Hastaların önemli bir kısmında ameliyat öncesinde veya sonrasında kemoterapi verilmesi gerekir. Makata yakın yerleşimli kanserlerde ameliyat öncesi ışın tedavisi uygulanır." Öncel, kalın bağırsak kanserine karşı alınabilecek önlemleri şu şekilde sıraladı: "Aile riskinizi saptamak için yakınlarınızda kalın bağırsak kanseri görülüp görülmediğini soruşturun. Düzenli beslenin, Akdeniz mutfağına yönelin, batı tarzı diyet ve fast-food'tan uzaklaşın. Kilonuzu kontrol altında tutun, haftada 150 dakika orta derecede yoğun egzersiz yaparak hareketlenin. Sigara ve alkolden uzak durun. 50 yaşına gelince tarama testlerini ihmal etmeyin."