Vücutta iki motor nöron olduğunu, birincisinin beyinde (kortekste) üst motor nöron, ikincisinin ise beyin sapı ve omurilikte yer aldığını belirten Aysal, ALS'nin beyin ve omurilikte bulunan ve kasların hareket etmesini sağlayan sinir hücrelerinin hasar görmesi sonucu ortaya çıktığını bildirdi.
Aysal, motor nöronların kaslara uyarılar gönderemediği zaman kaslarda güçsüzlük başladığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"ALS'nin yüzde 5 genetik, yüzde 90-95 ise sporadik olduğu düşünülüyor. Bazı toksik maddelere maruz kalmak suçlanıyor ama gerçek nedeni ve çıkış noktası tam olarak bilinmiyor. Genellikle 50 yaşından sonra sık görülüyor olsa da 19, 20 ve 30 yaşlarında da nadiren de olsa belirtilerle karşılaşılıyor. Hastalığın ilerleyiş hızı, hastadan hastaya oldukça değişkenlik gösteriyor. ALS hastalarında ortalama hayatta kalma süresi 3 ila 5 yıl olmasına rağmen, bazı hastalar 10 veya daha fazla yıl yaşayabilmektedir."
"ALS'NİN BAŞLANGIÇ BELİRTİLERİ FARKLI ŞEKİLLERDE KENDİNİ GÖSTERİR"
ALS'nin başlangıç belirtilerinin farklı şekillerde kendini gösterdiğini aktaran Doç. Dr. Fikret Aysal, belirtileri şöyle sıraladı:
"Bacaklarda güçsüzlük. Hasta yürürken tökezleyebilir, ayağı takılır veya çömeldiği yerden kalkması, merdiven çıkması zor olabilir. Kollar, ellerde güçsüzlük, kalem, kaşık tutmada zorluk çeker. İlerleyen seviyelerde kolunu kaldıramaz. Kol ve bacaklardan yıllar içinde tüm vücuda yayılabilir. Konuşma, yutma-çiğneme, nefes ve solunumda zorluk çekebilir. Başı dik tutmada zorlanabilir. Son evrede ise kaslarda çok yoğun erimeler baş gösterdiğinden hasta yürüyemez, konuşamaz ve kollarını kullanamaz hale gelir. Yatağa bağımlı, solunum cihazına ihtiyaç duyar. ALS hastalarının bütün kas hareketleri bozulurken göz kaslarında tutulma olmuyor. Hasta yürümeyecek hale gelse bile idrarını kaçırma yaşanmıyor."
TANIDA VÜCUDU 4 BÖLGEYE AYIRIYORUZ"
Doç. Dr. Aysal, bazı sinir sıkışmaları ve kas hastalıkları ile konuşma zorluğu çeken hastaların ALS ile karıştırılabildiğini belirterek, "Hastaya tanı koyarken vücudu baş-boyun, kollar, gövde, bacaklar olarak 4 bölgeye ayırıyoruz. Hastalık emareleri 3 bölgede görülüyorsa kesin 'ALS' diyoruz. Emareler 2 bölgede ise 'muhtemelen', 1 bölgede ise 'ALS olma olasılığı mümkün' diyoruz. Bazı hastalıklar ALS ile karıştırılıyor. 4 kere bel fıtığı nedeni ile ameliyat olmuş bir hasta, daha sonra ALS tanısı almış olarak bize başvurdu. Hastada üst motor nöron bulguları vardı ve kendisine film çekince bir tümörün omuriliğe basmış olduğunu gördük. Hasta ameliyat olunca yürümeye başladı. Bel fıtıklarında hiçbir zaman üst motor nöron tutulum bulguları olmaz. Konuşma zorluğuyla gelen hastalarda da tanıda dikkat edilmesi gerekiyor." değerlendirmesini yaptı.
Çocuklarda sıklıkla görülen Spinal Muskuler Atrofi (SMA) hastalığına da değinen Doç. Dr. Aysal, "SMA alt motor nöron hastalığıdır. Orada üst motor nöron tutulumuna rastlanmaz. SMA ile ALS hastalığı karıştırılmamalıdır. SMA genetik geçişli alt motor nöron hastalığıdır. Bu yüzden de akraba evliliklerinde daha sık görülür. ALS ise hem üst hem alt motor nöron karması bir hastalıktır." ifadelerini kullandı.