Bu hafta köşemde, eğitim hayatındaki önemli bir konuyu gündeme getirmek istiyorum. Bir anne ve gazeteci olarak sayısız veli ile yaptığımız istişareler sonrasında çoğunluğun aynı tabanda birleştiğini gördüm. Konu 2019-2020 eğitim-öğretim yılından itibaren uygulanmaya başlayan ara tatil sistemi ve bunun öğrenciler üzerindeki etkisi.
Bir projenin geri dönüşünün alınması bilimsel olarak dört yıldır ve sonrasında sağlamasını yapabiliriz. Yani iki ana tatil ve iki ara tatil şeklinde uygulanan sistemimiz hakkında artık konuşabiliriz. Çünkü artı ve eksilerini hep birlikte gördük.
Öncelikle okula başlayan çocuklar, yeni eğitim-öğretim yılına adapte olmaya başlıyor ve tam derslere yoğunlaşmaya başladıkları anda ilk tatil giriyor. Dokuz gün aradan sonra okul açılıyor tekrar bir adaptasyon zamanı geçiyor. Yine dersler yoğunlaşıp öğrenme başladığında sömerter tatili geliyor. 15 günlük ara sonrası ikinci dönem başlıyor ve yine adaptasyon süreci! Yine derslere yoğunlaşıp okuldaki sosyal hayatlarını da rayına oturttuklarında ikinci ara tatil başlıyor. Dokuz günlük aradan sonra yine adaptasyon süreci, dersler ve pekiştirme zamanı bile kalmadan yaz tatil geliyor.
Ara tatil sisteminin getirilmesinin amacını MEB şöyle açıklanmıştı: "Ara tatillerde bir ana tema başlığı altında bilim, kültür, sanat, spor, gezi, fuar gibi etkinlikler planlanacak. Öğrenciler, ara tatillerde dinlenme fırsatı elde etmenin yanında, öğrendiklerini kontrol edecek ve öğrenmelerini derinleştirecek. Ara tatiller öğrencilerin olası öğrenme eksikliklerinin derinleşmeden ve yeni konular eklenmeden telafi edilebilmesi için uygun bir zaman olarak planlandı."
Yani, ara tatiller öğrencinin eksiklikleri derinleşmeden, yeni konular eklenmeden telafi edilebilmesini sağlayacaktı. Ancak, bir veli olarak bizim gözlemimiz mevcut konular bile tam olarak öğrenilmeden bir ara giriyor. Bu ara eksiklerin kapatılmasını değil daha derinleşmesini sağlıyor. Diğer yandan, yurt dışında da uygulanan bir sistem bu.
Ancak oradaki ara tatiller genelde ülkelerin dini bayramlarına göre ayarlanmış. Bazı ülkelerde ise ara tatiller sınavların öncesine konuyor ve sınava çalışmak için öğrencilere tanınmış bir fırsat oluyor. Okullar ise bize göre daha geç kapanıp daha geç açılıyor. Biz ise dini bayramlarımızda zaten genel itibariyle ortalama dokuz gün tatil yapıyoruz. Tüm bunlar öğrencilerin öğrenme kaybı yaşamasına sebep oluyor.
EBEVEYNLERE UZAKTAN ÇALIŞMA FIRSATI
Başka bir açıdan daha bakalım. Ara tatillerin gelme sebeplerinden biri çocukların aileleri ile daha fazla vakit geçirmesi ve müze, sergi, konser, tiyatro gibi etkinliklere de katılabilmesiydi. Bu güzel bir düşünce sistemi. Ancak günümüzde artık annelerin büyük bir çoğunluğu çalışıyor. Her ailede bu dönemlerde çocukla ilgilenecek bir anneanne ya da aile büyüğü olamayabiliyor. İş yerlerinde bu dönemlerde izin almak pek kolay değil. Ancak bazı iş yerlerinin ara tatillerde ebeveynlere uzaktan çalışma imkanı sağladığını görüyoruz. Keşke bu tüm devlet ve özel kurumlarda da geçerli olsa. Bu durumda aileler hem çocuğuna bakım sağlayacak birini bulma arayışına girmez hem de evlerinde çocukları ile bire bir vakit geçirebilirler. Ara tatilleri planlandığı gibi çocuklarıyla kültürel etkinliklere katılarak geçirebilirler.
KASIM TATİLİ ÖĞRENMEYİ ENGELLİYOR MU?
Ben kendi kızımdan ara tatil zamanı "Anne yine mi tatil ama daha okul yeni başlamıştı. Keşke kapanmasa..." gibi cümleler duymaya başladım. Aynı cümleleri diğer ebeveyn arkadaşlarımın çocukları da zikretmiş. Aslında bu tepkileri kulak ardı etmemek gerekiyor. Özellikle uzun bir yaz tatilinden sonra başlayan ilk dönem ve hemen kasım ayındaki ara tatil çocukları ciddi anlamda etkiliyor. Öğrendiklerini pekiştirmelerini zorlaştırdığı gibi kurdukları arkadaşlık ilişkilerini de etkiliyor. Belki, tekrar bir çalışma ile kasım ayındaki ilk ara tatilin artı ve eksileri, Milli Eğitim Bakanlığımız tarafından da incelenip uygun görülürse kaldırılabilir. Velilerin çoğunun da bu konuda mutabık olduğunu ve olumlu karşılayacağını gözlemliyorum.
NİSAN TATİLİNİN FAYDASI VAR
Diğer yandan nisan ayındaki ikinci ara tatilin benzer eksileri olsa da artıları daha fazla. Bahar ayının gelmesi ile çocuklar dışarda daha çok vakit geçirmek istiyor. Ortaöğretimde de sınavların yaklaşmış olması, bu tatili sınava hazırlık ya da konuları pekiştirme arası olarak kullanmalarını sağlayabiliyor. Aileler de bahar ayını değerlendirme, çocuklarını güneşli havada sosyalleştirme konusunda daha çok seçeneğe sahip. Belki tek ara tatil, pek çok açıdan ülkemizin eğitim, aile ve sosyal yapısına daha uygun olabilir.