Vücuttaki hormonların orkestra şefi! Eksikliği felce neden oluyor…

Vücudumuzun çok az ya da çok fazla hormon üretmesi ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu nedenle tüketmeniz gereken belirli besinler bulunmaktadır. EN ÖNEMLİ HORMONLAR İNSÜLİN İnsülin pankreas tarafından üretilmektedir. Asıl görevi ise yediğiniz karbonhidratlarda bulunan şekeri ve glikozu dönüştürerek vücudun kullanmasını sağlamaktır. Aynı şekilde fazla olan glikozun karaciğerde depolanmasını da insülin hormonu sağlar. İnsülin kan şekerinin çok yüksek (hiperglisemi) veya çok düşük (hipoglisemi) olmasını engelleyen hormondur. En yaygın kronik hastalıklardan biri olan diyabet, vücudun insülin üretme ve işleme yeteneğinin yetersiz kalmasından kaynaklanmaktadır. MELATONİN Beyninizdeki epifiz bezi, uyku ile uyanıklık döngülerinde ve iç vücut saati ayarlamada etkili olan melatonini üretmektedir. Gün ışığından gece karanlığına geçerken beyin bizi uykuya hazırlamak için melatonin seviyesini yükseltir. Doğal karanlığın kesintiye uğraması ise melatonin seviyelerini ve uyku kalitesini bozmaktadır. Örneğin, gece geç saatlerde telefona bakmak sizi ekranların mavi ışığına maruz bırakarak, doğal uyku düzenini bozabilir. KORTİZOL Kortizol stres hormonu olarak da bilinmektedir. Baskı altında olduğunuzu hissettiğinizi size tehlikeyi bildiren adeta doğal bir uyarı sistemidir. Yaklaşan tehlikenin farkında olmanız gerektiğinde yardımcı olsa da, sürekli olarak yüksek kortizol seviyelerine sahip olmak kaygı, kilo alma, migren, kalp sorunları, sinirlilik, beyin sisi ve uyku bozukluklarına yol açabilir. İNSÜLİNİN YOL AÇTIĞI HASTALIKLAR İnsülin, vücudunuzun enerji için glikozu kullanmasını sağlar. Glikoz ise birçok karbonhidratta bulunan bir şeker türüdür. Büyük bir yemek veya küçük bir atıştırma olması farketmeksizin bir şeyler yediğimizde karbonhidratlar sindirim sisteminde parçalanır ve glikoza dönüştürülür. Ardından glikoz ince bağırsakta emilerek kan dolaşımına iletilir. Glikoz kan dolaşımına girdikten sonra, insülin vücuttaki hücrelere şekeri emmesi ve enerji için kullanması için sinyaller gönderir. İnsülin ek olarak kan şekeri seviyenizi dengelemeye de yardımcı olmaktadır. Kan dolaşımında çok fazla glikoz olduğunda ise insülin vücutta kalan glikozu karaciğerde saklamasını söylemektedir. Depolanan glikoz, kan şekeri seviyeleri düşene kadar serbest bırakılmaz. Kan şekeri seviyeleri ise öğünler arasında veya vücut stres altında olduğundaveya fazladan bir enerji artışına ihtiyaç duyduğunda düşebilir. Diyabet bir hastalıktır ve vücut insülini düzgün kullanmadığında veya yeterli insülin üretmediğinde ortaya çıkmaktadır. İki ana diyabet türü vardır. Bunlar tip 1 ve tip 2'dir. Tip 1 diyabet, vücudun kendi kendine saldırmasına neden olan bir hastalık türü olan otoimmün bir hastalıktır. Tip 1 diyabetle teşhisiniz varsa, vücudunuz insülini gerektiği gibi üretemiyor demektir. Bunun nedeni, bağışıklık sisteminin pankreastaki insülin üreten hücrelere zarar vermesidir. Tip 1 diyabet, yetişkinlikte de gelişebilmesine rağmen, gençlerde daha sık teşhis edilmektedir. Tip 2 diyabette ise vücut insülinin etkilerine karşı dirençli hale gelmiştir. Bu durum vücudun aynı etkileri elde etmek için daha fazla insüline ihtiyacı olduğu anlamına gelmektedir. Bunun sonucunda ise vücut kan şekeri seviyelerini normal tutmak için aşırı insülin üretir. Yıllarca süren bu aşırı üretimden sonra, pankreastaki insülin üreten hücreler yanar. Tip 1'in aksine tip 2 diyabet her yaştan insanı etkileyebilmektedir. KAN ŞEKERİNİ DÜZENLEYEN BESİNLER Prediyabet, diyabet veya kan şekerini etkileyen diğer rahatsızlıkları olan bireyler için diyet, sağlıklı kan şekeri düzeyini korumanın önemli bir parçasıdır. Vücut ağırlığı, aktivite, stres ve genetik gibi faktörler de kan şekerinin korunmasında rol oynar. Ancak sağlıklı bir diyet uygulamak kan şekeri kontrolü için kritik bir öneme sahiptir. Bu yiyecekleri günlük beslenmenize eklemek kan şekerinizi düzenlemenize ve insülin hormonunu ideal seviyelerde tutmanıza yardımcı olur. BROKOLİ Sülforafan, kan şekerini düşürücü özelliklere sahip bir tür izotiyosiyanattır. Bu bitki kimyasalı, brokolide konsantre olan glukofenin adı verilen bir bileşik ile enzimler arasındaki reaksiyon sayesinde ortaya çıkar ancak bunun için brokolinin doğranması veya çiğnenmesi gerekir. Sülforafan oranını artırmanın en iyi yolu ise, brokoli ve brokoli filizlerini çiğ veya hafifçe buharda pişirerek tüketmektir. DENİZ ÜRÜNLERİ Balık ve kabuklu deniz ürünleri de dahil olmak üzere tüm deniz ürünleri, kan şekeri seviyelerini düzenlemeye yardımcı olabilecek değerli proteinler, sağlıklı yağlar, vitaminler, mineraller ve antioksidanlar içerir. Protein ise kan şekerini kontrol etmek için gereklidir. Aynı zamanda sindirimin yavaşlamasını sağlar ve yemek sonrası kan şekerinin artmasını önler. Ek olarak tokluk hissini artırıp aşırı yemeyi önler ve vücuttaki yağ kaybını destekler. BALKABAĞI VE KABAK ÇEKİRDEĞİ Parlak renkli, lif ve antioksidanlarla dolu balkabağı, kan şekerini düzenlemek için mükemmel bir seçimdir. Hatta balkabağı bazı ülkelerde geleneksel bir diyabet ilacı olarak kullanılmaktadır. Kabak çekirdeği de sağlıklı yağlar ve proteinler içerdiğinden kan şekerini kontrol altında tutmak için mükemmel bir seçimdir. BAMYA Bamya, sebze gibi yaygın olarak tüketilen bir besindir. Polisakkaritler ve flavonoid antioksidanlar gibi zengin bir kan şekeri düşürücü bileşiklerin de kaynağıdır. Türkiye'de bamya tohumları aynı zamanda güçlü kan şekeri düşürücü özellikleri nedeniyle diyabet tedavisinde uzun süredir doğal bir tedavi yöntemi olarak olarak kullanılmaktadır. Bamya, belirli enzimlerin salgılanmasını engelleyerek kan şekerini düşürmeye yardımcı olan flavonoidler içermektedir.