Uçağa binmek, hayati organlara tehlikeli bir kan pıhtısı oluşturma veya bu pıhtılaşma riskini artırabilir. Kan pıhtıları, jel benzeri bir maddeye dönüşen küçük kan kümeleridir. Aşırı kanamayı önlediğinden vücut için belirli bir miktarda pıhtılaşma gereklidir, ancak doğal olarak çözünmeyen kan pıhtıları tehlikeli olabilir.Bunun nedeni, vücutta hayati organlara ilereyebilmeleri, hatta kan akışını kesebilme riskleridir.
Ciddi vakalarda, felç , kalp krizi ve akciğerlerde pulmoner emboliler gibi hayatı tehdit eden acil durumlara neden olabilir. İlginç olan ise; kan pıhtılaşmasını riskine sebep olabilecek günlük hayat aktivitelerine dikkat etmek gerekiyor. Uçakta uçmak bunlardan biri olmak üzere, kan pıhtılaşması riskinizi artırabilecek birçok şey vardır.
Uzmanlara göre bunun birkaç nedeni var. Uzun mesafeli uçuşlar, hastalık veya ameliyat nedeniyle yatak istirahati veya tekerlekli sandalyeye mahkûm olma gibi uzun süre hareketsiz kalan kişiler, derin ven trombozu ile karşılaşabilirler.
Hareketsizlik, uçakta azalan kabin basıncı ve nem ile birleştiğinde, kanın birikmesine ve daha yavaş kan akışına katkıda bulunabilir, bu da potansiyel olarak pıhtı oluşumuna veya mevcut pıhtıların büyümesine yol açar.
Uçuş, özellikle uzun mesafeyse, derin ven trombozunun ciddi bir komplikasyonu olan pulmoner emboli (PE) riskini artırabilir. Bu durum, bir kan pıhtısının koparak akciğerlere gitmesi ve uzun süreli hareketsizlik, hava yoluyla hareket kabiliyetinin azalması nedeniyle bir tıkanmaya neden olmasıdır.
Uçaklardaki düşük kabin basıncı, kabindeki hava tipik olarak kuru olduğundan, su kaybına neden olabilir. Dehidrasyon kanı kalınlaştırabilir ve pıhtılaşmaya daha yatkın hale getirebilir.
