Keçiboynuzu ağacı, latince adıyla Ceratonia siliqua, posa ve tohum taşıyan koyu kahverengi bir bezelye kabuğuna benzeyen meyveye sahip önemli bir doğal bitki türü. Hem tüketimi hem de sağlık amaçları için kullanımı 4000 yıl öncesindeki Antik Yunan'a kadar dayanır.
Healing Foods Ansiklopedisi'ne göre, 19. yy'da İngiliz kimyagerler, şarkıcılara keçiboynuzu öneriyordu. Keçiboynuzu tüketmek, şarkıcıların sağlıklı ses tellerini korumalarına ve boğazlarını yatıştırarak temizlemelerine yardımcı olduğu düşünülüyordu.
Keçiboynuzu kabukları, taze veya kuru olduklarında da tüketilebilir haldedir. Beslenme sistemlerine keçiboynuzu ekleyen kişiler, daha hızlı kilo kaybının yanı sıra mide sorunlarını da büyük oranda azaltmıştı.
KEÇİBOYNUZUNUN KAYNAĞI
Günümüzde Hindistan'dan Avustralya'ya kadar tüm dünyada yetiştirilen keçiboynuzu ağaçlarını ilk yetiştirenler, Antik Yunanlılardı.
Günümüzde kabuklu meyvesinin yanı sıra sıklıkla toz olarak da tüketilen bu besin, milkshake veya keklerde de kullanılıyor.
Keçiboynuzunun, hem görüntüsü hem de toz halinin kakaoya yakın olan tadı sayesinde oldukça sevilir.
