Romatoid artrit (RA); birçok eklemi aynı anda tutabilen, eklemlerde şişlik ve hassasiyete neden olup kronik sistemik iltihabi bir otoimmün hastalıktır. Bireylerin yaşamlarını önemli ölçüde olumsuz etkileyerek erken ölüm ve ağır engelliğe neden oluyor. RA, her 100 binde 20-50 kişide rastlanan ve özellikle 40 yaş üzeri kadınlarda görülen kompleks bir hastalık. Kadınlarda erkeklere göre daha fazla görülmekte ve nedeni tam olarak açıklanamamakta. RA, en çok 20–50 yaş grubunda görülüyor. Ülkemizdeki bir çalışmada 20 yaş üzeri bireylerde RA'nın görülme sıklığı bin kişide 5 kişi olarak bulundu. Hastalık birçok faktöre bağlı olarak ortaya çıkabiliyor. TANI NASIL KONULUYOR? Ayrıntılı öykü ve fiziksel muayene çok önemli. Sinsi başlayan bir hastalık olmakla beraber, hastaların %50-70'inde birkaç hafta veya ay içerisinde yavaş yavaş bulgular görülüyor. Tanı kriterleri arasında, eklem içi ve çevresinde bir saat süren sabah sertliğinin devam etmesi, en az üç eklem bölgesinde yumuşak doku şişliği, el bileği eklemlerinde artrit görülmesi, serumda yüksek romatoid faktör seviyeleri, vücudun eklem bölgelerinde eş zamanlı tutulum ve nodüllerin bulunması yer almakta. BESLENME ÇOK ÖNEMLİ Eklemlerde oluşan hasarlar bireylerin beslenme durumunu çeşitli yollardan etkileyebilmektedir. Bu, protein enerji metabolizmasında bozulmalara yol açarak kas kütlesinin azalması, ağırlık kaybı ve anoreksiya gibi yeme bozukluklarına sebep olur. Vücuttaki iltihaplanma, besinlere olan gereksinimin artmasına neden olup besin alımını azaltır. Yiyecekleri pişirmedeki fiziksel zorluklar, alt çene eklemindeki hasara bağlı görülen çiğneme ve yutma güçlükleri, ilaç tedavisine bağlı gelişen mide bulantısı ve iştahsızlık hastaların beslenme durumunu olumsuz etkiler. AKTİVİTENİN AZALMASI TEHLİKELİ Ağırlık ve kas kütlesi kaybı bu hastalığın en önemli göstergesi. Fiziksel aktivitenin azalması ile enerji harcamasının düşmesi sonucu enerji alımının normal gözükmesinden kaynaklanmaktadır. Kas kütlesinde kayıp ile beraber vücut yağının artması RA hastalarında engellilik durumunu artırmaktadır. Hastaların 100'ünün 40'ı fazla kiloludur. Çünkü fiziksel aktivite azalır. Vücut yağ kütlesinin artması diyabet, hipertansiyon ve kardiyovasküler risk faktörlerine zemin hazırlar. Hastalar steroid tedavilerinden dolayı osteoporoz açısından da risk altındadır. Hangi dozda verilirse verilsin kortikosteroidlerin kullanımı kalsiyumun emiliminde bozukluğa yol açarak kemik sağlığını olumsuz etkiler. AKDENİZ DİYETİNİNİN ETKİSİ NEDİR? Diyet tedavisinin, ilaç tedavisine göre daha ucuz olması ve yan etki olmaması önemli avantajlardır. Akdeniz diyeti temel yağ kaynağı zeytinyağı olan yeşil yapraklı sebzeler, meyveler, tam tahıllar, baklagillerin yüksek miktarda; yumurta, süt ürünleri, balık ve kümes hayvanlarının orta düzeyde; kırmızı et ve ürünlerinin az sıklıkta tüketilmesini öneren bir diyet modelidir. Romatoid artrit üzerindeki olumlu etkilerini, taze sebze ve meyvelerdeki antioksidan vitaminler, balıktaki iltihaplanmayı önleyen omega-3 çoklu doymamış yağ asitleri ile zeytinyağındaki oleik asit, E vitamini ve karotenler gibi antioksidan içeriği sayesinde gösterir. Yüksek miktarda antioksidan bileşen içermesinin yanı sıra, doymamış yağ asitleri ve diyet lifinden oldukça zengindir. Diyet, antioksidan içeriğiyle vücuttaki iltihaplanmayı baskılayarak eklem ağrılarını azaltır. OKYANUS BALIKLARI RAHATLATIYOR RA hastaları düşük antioksidan kapasitesine sahiptirler. Akdeniz diyetini yaşam tarzı haline getirmiş hastaların vücutlarında antioksidan kapasitelerin arttığı, inflamasyonun azaldığı ve fiziksel fonksiyonların iyileştiği gösterilmiştir. Bu diyeti uygulayan Akdeniz toplumlarında ise romatoid artrit prevalansının düşük olduğu çalışmalarda saptanmıştır. Bu bireyler okyanus balıklarını fazla tüketmekte ve tedaviye destek amaçlı balık yağını da diyetlerine eklemektedir. Balıklardaki omega-3 yağ asitlerinin bu hastalarda sabah tutukluğunu, hassas eklem sayısını ve şişmiş eklem sayısını azalttığı gösterilmiştir. Zeytinyağı tüketiminin yüksek olduğu Yunanistan'da ise RA sıklığının az olduğu belirtilmiştir. AÇLIK ETKİLİ Mİ? Vejetaryen diyetinin hastalık üzerinde olumlu etkisi için net bir kanıt yoktur. Bu diyet hayvansal ürünleri içermeyip düşük miktarda kolesterol içerir. Bu diyetin temelini tam taneli tahıllar, tohum, fındık ve kurubaklagiller oluşturur. Fermente ve filizlenmiş gıdalardan oluşan vegan diyetini uygulayan Finlandiyalı hastaların diyetlerinde anlamlı düzeyde yüksek antioksidan seviyeleri saptanmıştır. Bu diyetlerin iltihaplanmayı baskılayarak semptomları azalttığı düşünülmektedir. Açlık diyetleri, enerji içeriklerinin sınırlılığından dolayı sadece kısa bir süre yapılabilmekte ve normal beslenmeye geçişten sonra artrit semptomları yeniden görülmektedir. Bir çalışmada, hastalar 10 gün yarı aç bırakılmış daha sonra tekrar normal beslenmelerine geçme aşamasında semptomların artmasına neden olacak gıdalar belirlenip diyetten çıkarılmıştır. Bu fazdan sonra hastalar 3,5 hafta vegan diyeti ve ardından da lakto-ovo vejetaryen diyeti uygulamışlardır. Çalışma sonucu hastaların eklemlerinde sabah tutukluğunun azaldığı ve kavrama güçlerinde iyileşmeler görülmüş. Hastalarda sınırlı düzeyde sebze ve meyve suyu tüketilen açlık diyetlerinde bağırsak geçirgenliği azalmakta ve semptomları kötüleştiren besinlerin alımı önlenmekte. Ancak açlıktan sonra günlük diyetlerine dönen hastaların bağırsak gerçirgenliğinin artıp, artrit semptomlarının tekrarladığı bildirilmiştir. ELİMİNASYON İLE İYİLEŞENLER VAR Eliminasyon diyetleri, önerilen bir ya da daha fazla yiyeceğin diyetten çıkarıldığı diğer bir tedavi alternatifidir. Hastalığın patogenezinde besin antijenlerinin rol oynadığına ve elimine edilen besinden sonra hastalığın semptomlarında iyileşmenin gözlenmesi temeline dayanır. İki, üç ya da dört hafta hastanın sürekli olarak tükettiği gıdalar diyetten çıkartarak semptomlardaki iyileşme gözlenir. BAHARATLI YİYECEKLER TEHLİKELİ Bir çalışmada, yüksek miktarda peynir tüketimi olan bireylerin diyetlerinden peynir çıkartıldığında tam bir iyileşme görülmüş. Ancak peynir tüketimine yeniden başlanıldığında semptomların yeniden başlamış. Aynı durum mısır içinde incelenmiş ve iyileşme görülmüştür. Diyete yeniden eklenmesi halinde ise kötüleşme görüldüğü bildirilmiştir. Semptomları kötü etkileyen yiyecekler genelde kırmızı et, baharat, unlu yiyecekler, turunçgiller, çikolata ve alkol olarak bilinmektedir. HANGİ GRUPLAR RİSK ALTINDA? RA hastalarının birinci dereceden akrabalarındaki romatoid faktör (RF) serolojik olarak pozitif çıkmakta ve belirgin bir artış göstermektedir. Bu durum genetik faktörlerin hastalık üzerinde büyük bir etkisinin olduğunu gösterir. Cinsiyet farklılığının temel nedeni bilinmemekle birlikte kadınlar erkeklere oranla iki ile dört kat daha fazla risk altındadır. Çocuk sahibi olmayan kadınların, doğum yapmış kadınlara göre dört kat daha fazla risk taşıdıkları saptanmıştır. İleri yaş RA için risk faktörü olarak sayılmaktadır. Sigara kullanan kişiler daha fazla hastalık riski taşımaktadır.