Hepimizin hayatında dönüm noktaları vardır. Aynaya bakıp artık bir şeylerin değişmesi gerektiğine karar verdiğimiz, kendimize sözler verdiğimiz anlar… Georgia Malbrough için bu an, düğün gününde 90 kilodan fazla olduğunu fark ettiğinde geldi. Üç küçük çocuğuyla baş edemez hale gelen Georgia, klasik diyet veya zorlu spor programlarına atılmak yerine basit bir karar aldı ve sonuçta 45 kilo vermeyi başardı.
Bu sade ama etkili karar, Georgia'nın hayatında büyük bir dönüşümün başlangıcı oldu. İşte adım adım başarıya giden yolda uyguladıkları…
BAŞLANGIÇTA BÜYÜK PLANLAR YAPMADI
Georgia'nın değişim serüveni, ani ve zorlayıcı kararlarla değil; küçük ve sürdürülebilir adımlarla başladı. Georgia, ilk etapta sadece 1,5 km yürüdüğünü, zamanla bunu 3 km'ye çıkardığını belirtiyor.
Bu ilk adımda ne bir spor salonu üyeliği vardı ne de ekipmanlar… Sadece bir anne, çocuklarıyla birlikte sokakta yürüyordu. İşte bu sadelik, uzun vadeli başarının temelini oluşturdu.
MOTİVASYONA ODAKLANMADI
Pek çok kişi değişim için önce motivasyonu bekler. Ancak Georgia bu anlayışın ötesine geçti. "Motivasyon gelip geçici. Asıl ihtiyacım olan şey öz disiplin ve alışkanlık geliştirmekti," diyor.
Motivasyonun inişli çıkışlı doğasını kabul eden Georgia, sürdürülebilirliği alışkanlıklarına odaklanarak sağladı. Bu da iyi günlerde olduğu kadar zor günlerde de yolda kalmasını sağladı.
SEVDİĞİ YİYECEKLERDEN VAZGEÇMEDİ
Georgia'nın kilo verme sürecindeki belki de en dikkat çekici detaylardan biri, en sevdiği yiyeceklerden vazgeçmemesi oldu. "Kek, pizza, dondurma… Bunlar olmadan yaşamak istemedim, yaşamadım da," diyerek diyet anlayışına farklı bir bakış açısı getiriyor.
Yiyecekleri tamamen hayatından çıkarmak yerine, porsiyon kontrolü ve kalori takibi yaptı. Bu yaklaşım, hem tatmin olmasını hem de sürdürülebilir bir düzen oturtmasını sağladı.
YEDİKLERİNİN KALORİLERİNE DİKKAT ETTİ
Georgia, beslenmesini gözden geçirirken ilk adım olarak alışveriş listesini elden geçirdi. "İlk yapmanız gereken şey, alışveriş listesine bakmak ve kalorilerinizi takip etmek," diyerek bu süreci oldukça sade bir şekilde özetliyor.
Bu yöntemle ne tükettiğinin farkına vardı, ama hiçbir zaman mahrumiyet hissi yaşamadı. Kalori takibi sayesinde hem kontrolü elinde tuttu hem de sevdiği yiyecekleri hayatında tutabildi.
TUTARLILIKLA SONUÇ ALMAYA BAŞLADI
İlk günlerde düzenli olmak Georgia için de kolay olmadı. Ancak zamanla, alışkanlıklar oturdu. "Tutarlılık kazandıkça, farkında bile olmadan sonuçları görmeye başladım," diyen Georgia, sabrın ve sürekliliğin değişimde ne kadar önemli olduğunu vurguluyor. Hedeflerine ulaşmak için acele etmedi; kendine zaman tanıdı.
YÜRÜYÜŞTEN SONRA BUNA GEÇTİ
İlk üç ay boyunca sadece yürüyen Georgia, bu sürenin sonunda spor salonuna gitmeye karar verdi. Bu geçiş ani değil, tamamen doğal bir ilerleme sonucu gerçekleşti. "Yürümeyi alışkanlık haline getirdikten sonra vücudum daha fazlasını yapmaya hazırdı," diyor. Böylece ağırlık antrenmanlarıyla sürecini bir üst seviyeye taşıdı.
KALORİ HESABINDA BUNA DİKKAT
Georgia için kalori takibi işe yaradı ama uzmanlar bir noktaya dikkat çekiyor. Beslenme uzmanı Keri Glassman, "Tüm kaloriler eşit değildir. 100 kalorilik fasulye ile 100 kalorilik elma ve fıstık ezmesi aynı etkiyi yaratmaz," diyerek kalorilerin içerdiği besin değerine de dikkat edilmesi gerektiğini vurguluyor.
Besinlerin kalitesi ve vücuda sağladığı faydalar da en az kalori miktarı kadar önemli. Georgia da zamanla bu dengeyi kurmayı başardı.
