Trafikte eve dönmeye çalışıyorsunuz, etrafınızdaki insanlar ellerindeki telefonun ekranına bakıyor. Bazen vapurda iskeleyi, otobüste veya metroda durağı kaçıranların panik içinde inmeye çalışmalarına denk geliyorsunuz. İnsanların yüzleri asık, günaydın demeyi, selam vermeyi unutmuşlar. Peki sürekli ekranına baktıkları sosyal medyada geçirilen zaman stres seviyesini azaltıyor mu? TikTok, Facebook, Instagram, YouTube Short derken 6 saniyede hayran olup 30 saniye gülüyoruz. Bir sonraki hikayede tanımadığımız birine nefret dolu sözler sarf ediyoruz.
6 SANİYE GÜLDÜK 30 SANİYEDE KIZDIK
Pandemi döneminde kimin virüs taşıdığını anlamak için Kovid testi yaptırdığında anlıyordunuz. Ruh sağlığı testi olmayan pek çok insan her gün önemli sorumluluklar üstlenmeye devam ediyor. Tam tersine yangına körükle giden dedikoducu komşu gibi. Devam eden savaşlar, saldırılar, siber saldırılar, sahtekarlıklar, birbirini hedef alan suçlamalar, linçlemeler, sporun birleştirici değil, kutuplaştıran ifadeleri sosyal medya yangın yeri ve kutuplaşmanın dozunu artırıyor. Sadece sosyal medya olsa iyi. Whatsapp gruplarında başlayan kavgalar mahkemelere taşınıyor. Apartmanda oturanlar gruptan çıkıyor, okullarda çocukların aileleri birbirine darılmış, herkes sanki çok normalmiş gibi çocuklara akıl vermeye çalışıyoruz.
NORMAL ÇOCUK DAVRANIŞI
21. yüzyılda bazı inanılmaz teknolojik gelişmelere tanık olsak da ebeveynler, çocuklarına akıllı telefon veya tablet vermenin can sıkıntısı veya öfke nöbetleri için uygun bir çözüm olduğunu fark etti. Açık söyleyelim: Rüşvet! Peki tüm olan bitene rağmen ekrana bakmamayı ve sosyal medya rejimine girmeyi düşündünüz mü? Çocuğuna yemekte konuşmadığı, sürekli ekrana baktığı için çocuğunu eleştiren anne babalar armudun dibine düşmesinden pek rahatsız değil. Çocukların koşuşturmasına, konuşmasına asla tahammül yok. Artık ekranın karşısına geçip kendi kabuğuna çekilmiş çocuk "NORMAL" kabul ediliyor. Sosyal medyada çocuklarını susturamadığı için anne babaları linçlemeye çalışan ahlaksız, orantısız saldırılarla dolu. Peki tüm bunlar arasında yetişen çocukların NORMAL olmasını beklemek mümkün mü? Bir dahaki sefere evinizden çıkıp halka açık bir yere çıktığınızda, bir dakikanızı ayırıp etrafınıza bakın. Aynı gezegende yaşıyorsak gözleri neredeyse yüzü kadar büyük bir ekrana yapışık bir çocuk görmeniz çok uzun sürmeyecek.
EKRAN SÜRELERİNİ KONTROL EDİN
Akıllı telefon ekranına bakma süresi artık dakika değil, saatlerle ölçülüyor. Türkiye ekran bağımlılığına maruz kalan ülkelerin başında geliyor. Savaşlar, ekonomik durum, iş, trafik derken sosyal medyanın yangını söndürmek yerine körüklemeye devam ediyor. Peki ne yapabiliriz. Önce zamanı kontrol etmeye çalışın. Sonra takip ettiğiniz insanları, kurumaları size ne kadar önyargı, doğrulanmamış bilgi pompalamaya çalıştığını gözden geçirin. Kendiz için çözüm üretmeden asla çocuğunuza akıl vermeyin. Sonuçta çocuk sizin davranışlarınızı kopyalıyor. Aynadaki yansımanıza kızmayın. Önce kendinizi sonra aynadaki yansımanızı düzeltin. Android ve iOS işletim sistemlerinde haftalık raporlarla size ne kadar süre hangi uygulamayı kullandığınızı gösteriyor. Eğer kendinize koyduğunuz sınırı aşamıyorsanız, hemen uygulama sınırlarınızı telefon üzerinden belirleyin. Tıpkı çocuğunuza sınırlar belirlediğiniz gibi kendinize de sınırlar koyun. Belki birkaç günlük diyetler, seyahatler sizi kendinize getirebilir. Telefonun çekmediği yer bulmak kolay olmayacağı kesin.
EKRAN BAĞIMLILIĞINDAN ÖNCE KENDİNİZ KURTULUN
Ancak "ekran zamanı" olarak adlandırılan bu şey, küçük çocuklarda yepyeni ruh sağlığı ve davranış sorunları yaratıyor. Bazıları ağlıyor, bazıları bir şeyleri kırıyor, hatta bazıları intiharla tehdit ediyor. Çocuklar ister video oyunları oynasın ister akıllı telefon uygulamaları kullanıyor olsun, genç erkek ve kızların bağımlılık yapıcı davranışlar sergilediklerini gösteren giderek artan sayıda kanıt var. Neden? Büyük ölçüde (düzenlenmemiş) ekran zamanına aşırı maruz kalma nedeniyle. Yetişkinlerin beyinleri daha gelişmiş olmasına rağmen, çocukların beyinleri yapı ve bağlantıdaki önemli değişikliklere karşı hassas. Bu da sinirsel gelişimi engelleyebilir ve ekrana bağımlılık bozukluğuna yol açabilir. Psikolog Dr. Aric Sigman, Uluslararası Çocuk Nörolojisi Derneği Dergisi'nde yayınlanan araştırma makalesinde şöyle yazıyor: "'Bağımlılık', bağımlı bir ortamda çeşitli ekran etkinliklerine katılan, sayıları giderek artan çocukları tanımlamak için giderek daha fazla kullanılan bir terimdir. sorunlu bir tarz."
21'İNCİ YÜZYILIN HASTALIKLARI
İnternet bağımlılığı bozuklukları
İnternette oyun oynama bozukluğu
Kaygı verici ve sorunlu internet kullanımı
Patolojik video oyunu kullanımı
Video oyunu bağımlılığı
Patolojik teknoloji kullanımı
Çevrimiçi oyun bağımlılığı
Cep telefonu bağımlılığı
Sosyal ağ sitesi bağımlılığı
Facebook bağımlılığı
Kaynak: Neurohealth Associates