Her zaman bir şeyler atıştırmak istiyormuş gibi hissediyorsanız, önemli bir sorun olabilir. Büyük öğünler yemenize rağmen asla doymadığınızı düşünüyorsanız yine farklı bir durumla karşı karşıya kaldığınızın habercisi olabilir. Sürekli açlık, kilo verme hedeflerinin önüne geçebilir. Uzmanlar, tam olarak nasıl beslenmeniz gerektiğine dair önemli ipuçları verdi. İşte abur cuburlardan kurtulmanın sırları…
YETERİNCE BESİN TÜKETMEMEK
Beslenme Uzmanı Eli Brecher, daha fazla yemek yemenin kilo verme hedeflerine ulaşmanın aslında kesin bir engeli olmadığını belirtti. Aslında durum, tam tersi olabilir. Açlık hormonu ghrelin, mide boşken üretilir ve beyne yemek yemeniz gerektiğinin sinyalini verir.
Açlık halinin kontrolden çıkmasına izin vermek, bir sonraki öğünde aşırı yemeye ve günlük kalori kısıtlamasının çok üstüne çıkmasına neden olabilir. Bu sonuçlar ise; kilo kaybını verimsiz ve genellikle aşırı yemeyle sonuçlanan bir problemle karşılaşmanız neden olur.
ÖĞÜN ATLAMA
Beslenme Uzmanı Jess Hillard, "Atıştırmalık isteklerini etkili bir şekilde yönetmek için, vücudunuzun ihtiyaç duyduğu tüm temel besinleri içeren günde üç öğün yemek yediğinizden emin olmak son derece önemlidir" diyor
Karbonhidratlar, proteinler, sebzeler ve sağlıklı yağlar bu sistemde büyük önem taşıyor. Ana öğünlerde yemek yememek, vücudunuz kan şekerini stabilize etmekte zorlanacak ve sizi sürekli bir açlık hissi içinde bırakacaktır.
Bundan kaçınmak ve enerji seviyelerinizin gün boyunca tutarlı olmasını sağlamak için önemli öğünlerde yemek yemek çok önemlidir.
HAREKETSİZLİK
Yeme sisteminizi düzenlemek, önemli olsa da hareket etmek de kilo vermede önemli bir rol oynuyor. Hillard, oturarak sonuç alamayacağınızı, hareket ederek kilo kaybını daha kolay takip edebileceğinizi söylüyor.
Sağlıklı bir rutin için düzenli olarak egzersiz yapmak çok önemlidir, bu nedenle zevk aldığınız bir egzersiz veya sınıf bulun ve buna bağlı kalmaya çalışın. Düzenli yürüyüşler bile yardımcı olabilir; Her gün harekete belirli bir zaman ayırmayı deneyin, bir randevu gibi takviminize planlayın.
UYKUSUZLUK
Vücut uykusuz kaldığında, ghrelin üretimi artar ve bizi daha fazla acıktırır. Bu arada, leptin (doYgunluk hormonu) üretimi azalır, bu da sizi fazla yemeye daha yatkın hale getirir.
İştah dürtülerini kontrol etmeye yardımcı olmak için gece başına en az sekiz saat uyumayı önerir. "Kişisel koşullara bağlı olarak bu her zaman mümkün olmasa da, sonuç olarak açlığınızın ve isteklerinizin etkilenebileceğini unutmayın.
Uykunuzu iyileştirmek için beslenme ve yaşam tarzı uygulamalarına odaklanmak gerçek bir fark yaratabilir. Eli, öğle yemeğinden sonra kafeini bırakmayı (buna bitter çikolata ve çay da dahil) ve vücudun doğal vücut saatini düzenlemeye yardımcı olmak için günlük yürüyüşler yapmayı öneriyor.
CAN SIKINTISI
Çoğu zaman bu atıştırmalıklara açken değil yapacak bir şey bulamadığımızda buzdolabının önünde kendimize yiyecekler ararken ulaşabiliriz. Bunun yanı sıra tatlı, şekerli yiyecekleri evden uzak tutmaya çalışın.
Bir sonraki yiyecek dükkanınızda bisküvi, cips ve çikolata reyonundan kaçının ve paranızı meyve ve kuruyemiş gibi daha besleyici seçeneklere harcayın. Evde abur cubur yoksa, isteseniz de yiyemezsiniz.
KAN ŞEKERİNDEKİ ANİ DALGALANMALAR
Eli, ağırlıklı olarak rafine şeker içeren yemekler veya atıştırmalıklar tüketildiğinde kan şekerinin hızla yükselmesine ve kısa bir süre içinde yeniden düşmesine neden olacağına dair vurgu yapıyor. Kan şekerindeki ani düşüş ise "aç" hissettirir bu döngü, yeni bir rafine şekerli gıdaya yönelmenize sebep olabilir.
Uzun vadede yüksek kan şekeri, diyabet, kalp hastalığı, hızlı yaşlanma, iltihaplanma ve diğer birçok sağlık komplikasyonuna neden olabilir. Yemeklerinize ve atıştırmalıklarınıza protein, yağ ve lif ekleyerek kan şekerinin hızlı yükselmesinden kurtulabilirsiniz. Böylece glikoz salınımını yavaşlatarak ani yükselmeyi ve düşüşü de engellemiş olursunuz.